Buradasınız
Kadro Vaadi Tutuldu mu?
Avcılar Belediyesi’nden bir taşeron işçi
Hani derler ya “minareyi çalan kılıfını hazırlarmış” diye, bizimki de o hesap. İşçiler olarak bugün örgütsüz olduğumuz için olup bitenleri algılayamıyoruz. Mesela beni ve yüz binlerce işçiyi ilgilendiren taşerona kadro meselesi. Bildiğiniz gibi AKP bir önceki seçimde taşeron işçilere kadro vaadinde bulundu. Son geçirilen KHK ile bu vaadi yerine getirdiğini söylüyor ama aslında bu vaat tutulmadı. Bir kere kadrolu çalışma demek devlete bağlı çalışma demek. Ve biz eğer önümüzdeki süreçlerde işten atılmaz da çalışmaya devam edebilirsek bu şekilde çalışmayacağız. Bizi taşeronun taşeronundan aldılar taşerona devrettiler. Yani yine taşeron çalışmaya devam… Geçirilen yasanın biz işçilere derman olduğu, sorunlarına çare olduğu yok. Biz sendikalı olduk diye işten atıldık ve 7 ay direndik. Direnişimizin sonunda işe geri alındık. Mahkemeleri kazandık ve Belediyeden alacaklarımız var. Bize şimdi kalkmışlar “alacaklarınızdan vazgeçin” diyorlar. Biz 7-8 ay boyunca boşuna mı direndik, boşuna mı o soğukta bekledik! Kimi arkadaşlarımız seviniyorlar ama maalesef hevesleri kursaklarında kalacak. Bugün belediyedeki kadrolu işçiler 3-4 bin lira maaş alıyor, hafta sonları çalışmıyor. İş güvenceleri var. Ama bizler için bunların hiç biri geçerli olmayacak. Bir de sınava tabi oluyoruz. Bunlar yanlış işler, ben yıllardır burada çalışıyorum. Biz ehliyet mi almaya çalışıyoruz, üniversiteye mi girmeye çalışıyoruz da bizi sınava tabi tutuyorlar? Biz taş örüyoruz. Taşı taşın yanına koyup araya kum dolduruyoruz. Sen bizi ne sınavına koyacaksın, ne soracaksın? Bunlar aslında gülünecek şeyler. İnsanlarla dalga geçiliyor ama farkında değiliz. Biz aylardır maaş alamıyoruz. İçeride yeri geliyor 4 maaşımız birikiyor ve gerçek anlamda kadrolu olmadığımız sürece aynı sıkıntılarımız devam edecek. Bir insanın başına taş değince kendini sakınmaya başlarmış. Bizim insanlarımızın başına da büyük bir taş değecek öyle anlamaya başlayacaklar.
Benim tüm işçilere bir çağrım var; hep beraber bir yumruk olalım. Meydanlarda hakkımızı arayalım, birilerinden çare beklemeyelim. Onlar hakkımızı vermiyorlar madem, biz alacağız! Ancak böyle çözülür sorunlarımız. Mesela bütün emekçiler, bütün taşeronlar meydanlara dökülseydi, bu yasa geçerken hükümet geri vites yapardı. OHAL var, polis gelir ve saldırır deniliyor. Gelsin kardeşim beni mi öldürecek! Ben taşkınlık yapmıyorum, adam dövmüyorum, öldürmüyorum. Hakkımı istiyorum. Her yerde mücadele etmeliyiz. Herkes karısını çocuğunu bu mücadelenin içine katmalı, ancak öyle kazanırız. Hiçbir iktidar böyle bir gücün karşısında duramaz. Öyle değil mi?
Beynelmilel Bir Şey İşte…
Son Eklenenler
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlenen işçilerden altısı işten atıldı. Bunun üzerine işten atılan işçilerin işe iadesi, sendikal hakların...
- Yıllarca çalışarak emeklilik primlerini ödedikleri halde emeklilik hakları gasp edilen EYT’li emekçiler, ancak örgütlenip mücadele ederek, meydanlara çıkarak haklarını geri alabildiler. Ne var ki bu sefer de emekli maaşlarının sefalet maaşı olması...
- İzmir Kemalpaşa Belediyesi işçilerinin 5 Ağustostan bu yana devam eden direnişi kısmi kazanımla sonuçlandı. Hak-İş’e bağlı Öz Büro-İş Sendikasında örgütlü Sarar işçileri, Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde ücret konusunda anlaşma sağlanamaması...
- Dünya işçi sınıfının, emekçilerin, gençlerin, emekçi kadınların sorunları her geçen gün derinleşiyor. Egemenler sömürüyü derinleştirmeye, iktidarları bâki kalsın diye yasaları değiştirmeye, baskıyı, adaletsizliği, emperyalist savaşları büyütmeye,...
- Zihnimde, yaşadığım mahalleden, kentten, ülkeden ve dünyadan milyarlarca yoksul insanın sesli, sessiz çığlıkları yankılanıyordu. Bunun nedeni Jack London’un “Uçurum İnsanları” adlı eseriydi. London, sömürü düzenini ve bu düzenin İngiltere’nin...
- CarrefourSA Esenyurt depo işçilerinin direnişi kazanımla sonuçlandı. İstanbul Arnavutköy’de Getir deposunda çalışan Dinçer Lojistik işçilerinin ücretlerine zam yapılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle 26 Ağustosta başlattıkları iş...
- Desan Tersanesinde kadrolu işçi Serkan Çiçek, 27 Ağustosta panoya kablo bağlarken akıma kapılarak hayatını kaybetti. DİSK’e bağlı Limter-İş Sendikası, Serkan Çiçek’in ölümünü ve tersanelerde alınmayan önlemler nedeniyle yaşanan tüm iş cinayetlerini...
- İşçi Dayanışması bültenin 195. sayısındaki “Kendimiz İçin Yürüdük” yazısı beni çok etkiledi. Yazıda emekçi kadınların daha iyi bir yaşam için mücadele etmesi gerektiği anlatılıyor. Bir de mücadele eden kadın işçilerin önüne çıkarılan engellere ve bu...
- Merhaba işçi kardeşlerim, sporun her çeşidinin insanın beden ve ruh sağlığı açısından ne denli önemli olduğu tartışmasızdır. Ancak günümüzde her türlü spor dalı kapitalist endüstrinin bacasız fabrikası gibi. Futbol aracılığıyla sömürücü düzeninin...
- Patronların düşük ücret ve ağır çalışma koşulları dayatması karşısında sendikal örgütlenme yolunu seçen işçilerin sayısı her geçen gün artıyor. İşçilerin kölelik koşullarına sessiz kalmasını isteyen, işçi düşmanı siyasi iktidarın desteğini arkasına...
- Manisa’nın Soma ilçesinde Fernas Madencilikte çalışan maden işçileri sendikaya üye oldukları için işten atıldı. Madenciler ücret düşüklüğü ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için Bağımsız Maden-İş Sendikasına üye olmuşlardı. İşten atılan...
- Paris’te tekstil işçiliği yapan Eugène Pottier, bundan 154 yıl önce bir şiir yazdı. Sömürünün, sınıfların, savaşların olmadığı bir dünya için mücadele eden Pottier’in yazdığı şiir, bir başka işçi olan Pierre De Geyter tarafından 18 yıl sonra...
- Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenen Polonez işçileri patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve bunun üzerine İstanbul Çatalca’da bulunan fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. UİD-DER Kadın Komitesi, direnişlerini 37 gündür coşku ve kararlılıkla...