Buradasınız
Kadrolu ve Taşeron İşçileri Birlikte Kim Örgütleyecek?
Pendik’ten bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Bugün işçiler birbirinden ve yanı başında çalışan arkadaşından öyle kopuk bir durumda ki, hangi işçiye sorsanız sanki bütün işçiler bir araya toplanmış da bunları konuşmuş gibi aynı sözleri duyarsınız: “Kimseye güvenilmez.” Taşeron işçisi, kadroluya, kadrolu taşeron işçisine, yeni işçi eski işçiye, eski işçi yeni işçiye, güvenmiyor.
Sendikacıların pek çoğu bıraktık taşeron işçileri örgütlemeyi, kendi üyelerini sınıfsal temelde örgütlü hale getirmek için bile bir şey yapmıyorlar. Sendikacılar işçilerin sınıf temelinde örgütlenmesini istemiyorlar. Eğer işçiler sınıf temelinde örgütlenmeye başlarlarsa, oturdukları koltuklarından, elde ettikleri rahat yaşamlarından ve yüksek maaşlarından olacaklarını çok iyi biliyorlar. Bu nedenle sendikalı işçilerin sınıf bilinci ve örgütlülük açısından sendikasız, taşeron işçilerden bir farkı yok.
Taşeron işçileri ise yaşadıkları sorunlardan, düşük ücretten, iş güvencelerinin olmamasından şikâyet ediyorlar. Aynı işyerinde birlikte çalıştıkları kadrolu işçilerle aynı işleri yapıyorlar. Ama aynı haklara sahip olmak için sıra birlikte örgütlenmeye geldiğinde, iki ayrı dünyanın insanları gibi davranıyorlar. Taşeron işçileri de yaşadıkları sorunların çözümünü kadrolu işçilerle birlikte mücadele etmekte görmüyorlar. Birlikte örgütlenmek yerine milyonlarca işçiyi taşeron şirketlerde çalıştıran patronlardan buna son vermelerini bekliyorlar. Taşeronun önünü daha da açmak için her gün yeni bir yasa çıkartan hükümetten ve devletten taşeronu kaldırıp kadro olanağı sağlamasını bekliyorlar. Oysa bu tümüyle yanlış bir beklentidir.
Kadrolusu, taşeronu, eskisi, yenisi işçiler birlikte örgütlenmeye başladığında bu ayrımı ortadan kaldırmaya başlayabiliriz. Bu sorunu ortadan kaldıracak asıl gücün kendi ellerimizde olduğuna inanmamız gerekiyor. En ufak bir sorun karşısında bile birlikte davranıp, birlikte hareket ederek örgütlenmeye başladığımızda asıl gücün kendi ellerimizde olduğunu yaşayarak göreceğiz. Birbirimize de, sendikalarımıza da sahip çıkacak olan biz işçilerin örgütlü gücünden başkası değil.
Feniş İşçilerine UİD-DER Ziyareti
TÜMTİS Sendikası İsim Değiştirdi
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
Son Eklenenler
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.