Buradasınız
Kapıda Kalmak
İstanbul/Fatih’ten bir sağlık işçisi

Merhaba; beni bir daha dışarda koymayın…
İnsan nerede kendini evinde hisseder, nerede aidiyet duygusunu yaşar? Ya da aitlik hissinin farkına ne zaman varır? Kendimize pek sormadığımız sorular. Aklımıza mı gelmiyor yoksa kaybedince mi önemini anlamaya başlıyoruz?
Geçtiğimiz günlerde dernekte çalışmamız vardı. Elimde olmayan bir sebepten 10 dakika geç kaldım. Derneğe geldiğimde kapıyı tıklattım, ama bir yandan da başlamış olan çalışmayı bölmek istemiyordum. İçerde olduğunu tahmin ettiğim arkadaşlarımı tekrar tekrar aradım ama ulaşamadım. İçeri girmek istiyordum ama kapıda kalmıştım. Bir yandan kapıyı yumruklamaya devam ediyordum.
Çok sevdiğim iki arkadaşım, beni UİD-DER ile tanıştıran, örgütlü mücadelenin saflarına katan birbirinden değerli iki arkadaşım içerdeydiler. Ve ben onları dış kapıdan dinlemeye çalışıyordum. Bu, yani “kapının dışında olmak” o kadar içimi acıttı ki anlatamam. Ailem olarak gördüğüm, aitlik duygusunu yaratan bu güzel insanlardan uzakta kendimi yalnız hissetmeme sebep oldu. Bir an bu kapının bana hep kapalı kalacağını, hiç açılmayacağını düşündüm. O an elimde balta olsa kapıyı kırıp içeri girebilirdim. Beni dışarda koymayın diye çığlık atarak hem de. Kapıyı yumruklamaya devam ediyordum. Bir saniye bile kapının dışında kalmak istemediğimi anladım.
Bir yumruk daha indirdim kapıya ve bir ışık doğdu dünyama, kapı açıldı. İçerdeydim. Ait olduğum yer. Kendimi bulduğum, örgütlü olmanın, bir amaç için yürümenin kapısı işte karşımda, UİD-DER’in kapısı. Dışarda kalmak ürkütmüştü, sesleri uzaktan olsun duymak, ortak olmaya çalışmak, bunlar yetmemişti. Ben bu coşkuya ortak olmak istiyordum. Birlikte yürütmek birlikte ilerletmek… Bunu orada kapının dışında kaldığımda çok iyi anladım. Arkadaşlarıma sesleniyorum, beni bir daha dışarda koymayın…
- Geçmişten Bugüne Uçurum İnsanları
- Doğru Tarafta, İşçi Sınıfının Safındayım
- Emekçi Kadınlar ve Barış
- Gene Takmışsın Kırmızı Şapkayı, Greve mi Gidiyorsun?”
- “Çöpçü” Demek Hakaret mi?
- Gençlere Örgütlü Mücadele Deneyimi Aktarmak…
- “Kurt Ağladı, Biz de İnandık”
- “Gerekirse Grev de Yap!”
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.