Buradasınız
Kapitalizm Yoksulları ve Yoksulluğu Büyütüyor
Esenyurt’tan bir emekçi

Geçtiğimiz günlerde kırk dokuzuncusu düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu Davos’ta gerçekleşti. Foruma, akıl almaz düzeye varan toplumsal eşitsizliğin yumuşatılmasını savunan kimi kurumlar da katıldılar. Elbette bu kurum temsilcileri kapitalist sömürü düzeninin yıkılmasını savunmuyorlar, onlar “çelişkiler çok fazla, böyle giderse isyanlar giderek artacak ve düzen tehlikeye düşecek” diye düşünüyorlar. Bu kurumların temsilcileri, zenginlerin üstlerine düşen görevleri yerine getirmediğini söylediler. Forumu yöneten moderatör konuyu değiştirmek isteyince bir konuşmacı ısrarla devam edip “burada asıl bahsedilmesi gereken konular ve sorunlardan bahsedilmiyor. Kendimi, sanki bir itfaiyeci toplantısındaymışım ama sudan bahsetmek yasakmış gibi hissediyorum” dedi. Tabi devlet yöneticilerine de eleştiriler vardı. Patronların kazançları ile orantılı vergi ödemedikleri ve devletin de bu vergi kaçakçılığına göz yumduğu ifade edildi. Kaçakçılığa göz yuman vergi sistemi yüzünden insanlara hizmet olarak dönmesi gereken bu paranın iç edildiği, bunun da adil olmadığı dile getirildi.
Foruma izleyici olarak katılan Amerikalı sermaye sınıfı temsilcilerinden bir davetli söz istedi. Adeta suçlamalar kendi ülkesine yapılıyormuş gibi savunmaya başladı. Ülkesinde bu sorunların hepsinin en düşük oranlara indiğini hatta dünya çapında yoksulluğu azalttıklarını iddia etti. Bunun üzerine cevap vermek üzere söz alan Oxfam adlı yardım kuruluşu yöneticisi, dünyanın en zengin ülkesi Amerika’yı örnek göstererek tavuk çiftliklerinde çalışan kadın işçilerin çalışma koşullarını anlattı. Burada yaptıkları araştırmalarda kadın işçilerin çalışırken tuvalete gitmelerinin yasak olduğunu, bez taktıklarını anlattı. “Evet, burası Amerika, dünyanın en zengin ülkesi. Lütfen işçilerin koşulları böyleyken bana ülkede işsizliğin düştüğünü söylemeyin. Bu onurlu bir iş değil. Hesapları yanlış şeyler üzerinden yapıyorsunuz. Onur ve haysiyet değil, sömürü düzeninden elde ettiğiniz veriler üzerinden konuşuyorsunuz” dedi.
Sadece küçük bir azınlık daha çok kâr edip zenginleşirken işçi ve emekçi ailelerinin hayatları alt üst oluyor. Bugün dünyanın dört bir tarafında işçiler, sömürü düzeninin kendilerine dayattığı ve zorunlu olarak çalışmak mecburiyetinde oldukları bu sistem içerisinde çaresiz kalıyor. Kapitalistlerin kâr hırsı yaşadığımız dünyayı adeta cehenneme çeviriyor. Patronların daha çok zengin olması için yeraltı ve yer üstü kaynakları hoyratça tüketiliyor. Tüm dünya çevresel ve iklimsel tehlike altında. Aşırı yağışlar sel baskınlarına, kuraklıklar kıtlığa neden oluyor. Ekonomik krize eklemlenen savaş milyonlarca insanı yerinden yurdundan ederken, insanlar bir umutla çıktıkları göç yollarında bile bile ölüm riskini göze alıyor. Bugün dünya nüfusunun yarısı günlük beş doların altında bir gelirle çalışmaya mahkûm ediliyor. Bizim ülkemizdeki gibi işçiler açlık sınırının altında çalışmaya mecbur bırakılıyor. Ülkelerin yönetenleri değişse de işçilerin hayatında değişen bir şey olmuyor. Daha çok çalışıyoruz, daha çok yoksullaşıyoruz. Ülkelerin ekonomileri büyüyor, bizler küçülüyoruz.
Bugün var olan düzen ve bu düzenin sahipleri, patronlar, patronların temsilcisi iktidarlar kendi çıkarları için hem insanlığı hem dünyayı hızla bir yok oluşa götürüyor. Buna dur diyecek olan sınıf bilinci, sınıf kimliği ile karşı duracak, kendi siyasetini yürütecek örgütlü işçi sınıfıdır.
Patronların Düzeninden Kurtulalım
Artıklar ve Gerçeklerin Kavgası
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...