Buradasınız
Kapitalizmi İnsanlığın Başından Defedelim!
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Nasıl bir dünyada yaşadığımızı anlamak için manzaraya bakmak yeterli: Ne yana baksak yoksulluk, savaş, acı, şiddet ve kaos! Ne yana baksak haksızlık, riyakârlık ve çürüme! İnsanlar karamsar, umutsuz ve mutsuz. Tüm dünyada topluma tam bir cinnet ve insanlıktan çıkma hali egemen. Çünkü dünyada kapitalist sömürü düzeni hüküm sürüyor ve sermaye sınıfına hizmet eden bu düzen dünyayı cehenneme çeviriyor!
Patronlardan, düzen siyasetçilerinden, devlet üst düzey yöneticilerinden ve bunların medyadaki temsilcilerinden oluşan küçük bir azınlık bütün insanlığa hükmediyor. İş artık çığırından çıkmış durumda ve kimi büyük patronlar ya da düzen düşünürleri bile artık bu gerçeği kabul ediyorlar. Kâh sosyal adaletsizliğin tehlikeli boyutlara geldiğini, kâh sosyal patlamaların beklendiğini, kâh doğayı ve dünyayı aşırı tahrip ettiklerini itiraf ediyorlar.
Gel gör ki bu düzenden onların çıkarı var, bu düzende onlar efendi, onlar kral, onlar sultan. Hal böyle olunca kapitalizmi yoksul işçi ve emekçilerin gözünde aklamaya çalışıyorlar. “Aslında kapitalizm insanlığa en yararlı sistemdir ama bize vicdanlı kapitalizm lazım” mealinde sözler sarf ediyorlar. Oysa vicdanlı bir kapitalizm yoktur ve olamaz. Kapitalizm vahşi, insana ve doğaya yabancı, değdiği her şeyi çürüten, akıl dışı bir sistemdir.
Kapitalizmde tüm üretim araçlarının sahibi patronlar sınıfıdır. Toprak, fabrikalar, makineler, bankalar, şirketler, ulaşım araçları, gökdelenler, barajlar, santraller, madenler, silahlar, petrol kuyuları onlarındır! Gazeteler, televizyonlar, para, güç ve iktidar, her şey onlarındır! Toplumun çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfı ise mülksüzdür. Sistemin temelindeki bu yaman çelişki her şeyi belirliyor. Her şey gelip bu toplumsal çelişkinin üzerine oturuyor. İşçi geçinebilmek, yaşayabilmek için elinde olan tek şeyi, işgücünü satmak zorundadır. Aldığı üç kuruş ücretle karnını zar zor doyurur, patronlarsa işçilerin sırtından onlara ödediklerinden çok daha fazlasını kazanırlar. İşçiler daha çok çalıştıkça patronlar daha çok zengin olur, işçiler ise daha çok yoksullaşır.
Kapitalizmde üretim tüm toplumun yararı ve ihtiyaçları için değil, sadece patronların kârı için yapılır. Kâr elde etme dürtüsü her şeyin önüne geçer, hırs ve rekabet yıkıcı bir işlev görür. Bu yıkımdan insan da, doğa da nasibini fazlasıyla alır. İşte egemenlerin ve onların sözcülüğüne soyunanların yüceltmeye çalıştığı, “daha iyisi yok” dediği kapitalizm:
- Dünyada sadece 8 insanın serveti dünyanın yarısının (3 buçuk milyar insanın) sahip olduğu zenginliğe eşit. 100 milyondan fazla evsiz insan var. Her gün 800 milyon insan aç kalıyor.
- Teknolojinin geldiği düzey sayesinde, mevcut işlerin çalışabilir nüfusa dağıtılmasıyla herkes iş sahibi olabilir; işçilerin günde 3 buçuk saat çalışması tüm ihtiyaçların karşılanması için yeterli olabilir. Ancak dünyada 1 buçuk milyar işsiz var ve çalışma süresi ortalama 12 saati aşmış durumda.
- Çalışma koşulları tüm dünyada daha kötüye gidiyor. İş saatleri uzuyor, emeklilik yaşı yükseliyor. Taşeronluk ve güvencesizlik yaygınlaşıyor. Emekçilerin, işçilerin borç yükü artıyor. Sosyal harcamalar kısılıyor.
- Teknoloji öyle gelişti ki bir günde dünyanın bir yerinden bir yerine gitmek, uzay istasyonları inşa etmek, okyanus altlarında nükleer silahlar denemek, yerin 700 metre altından kömür çıkarmak mümkün. Ama maliyet gözüyle bakılan iş güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle sadece Türkiye’de ayda ortalama 150 işçi can veriyor.
- Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, çocuk istismarı, suç oranları, intihar oranları, antidepresan ve uyuşturucu kullanımı artıyor.
- Suriye ve Irak’taki savaşta ölen insanların haddi hesabı yok. Yemen’de bombalar ve kolera masum çocukların canını almaya devam ediyor. Filistin kan ağlarken, İsrailli ve Türk patronlar el ele vermiş bölgede doğal gaz arıyor. Afganistan, Nijerya, Sudan, Ukrayna gibi pek çok bölgede çatışmalar devam ediyor. Ortadoğu’da kan ve gözyaşı kurumuyor. Paylaşım savaşı yeni bölgelere yayılıyor.
- Milyonlarca insan mülteci durumda. On binlerce mülteci denizlerde boğularak öldü, ölüyor.
- Göçmen düşmanlığı, İslamofobi, milliyetçilik, faşizm tüm dünyada yükseliyor. Anti-demokratik polis devleti uygulamaları, olağanüstü haller, darbeler, siyasi sarsıntılar toplumun üzerindeki baskıyı arttırıyor.
- Tüm dünya liderleri sözde barıştan bahsediyorlar ama silahlanma yarışı ve savaşlar almış başını gidiyor. Dünyada sadece bir saatte silahlanmaya harcanan para 115 milyon dolar.
- Doğaya verilen zarar ve küresel ısınma dünyadaki canlı yaşamı tehdit ediyor. “Doğal” denilen afetler can almaya devam ediyor.
Kardeşler, tüm bunlar ipliği çoktan pazara çıkan kapitalist kâr düzeninin doğal sonuçlarıdır. Çok açık ki kapitalizm insanı ve toplumu çürütüyor, dünyayı cehenneme çeviriyor. Bu cehennemin zebanileri olan kapitalistler yalanlarına kanmamızı, onlara itaat etmemizi ve kanaatkâr olmamızı öğütlüyorlar. Tüm imkânlarını işçi sınıfını uyuşturmak, onu yeni bir dünya kurabilme kabiliyetinden ve gücünden mahrum bırakmak için kullanıyorlar. Kapitalizmi yıkılmaz ve sarsılmaz göstermeye çalışıyorlar.
Kapitalizmin yarattığı umutsuzluk, dünyanın birçok köşesinde derinden derine öfkenin birikmesine neden oluyor. Gençler başta olmak üzere, giderek daha fazla işçi-emekçi kapitalist sömürü düzenine karşı tepkisini dile getiriyor. Gelecekte çok daha fazla insan kapitalizmin yıkılması gerektiğini görecek ve kavrayacak. İnsanın insanı sömürmediği, savaşların, işsizliğin, açlığın, mülteci dramlarının olmadığı bir dünya kurmanın mümkün olduğu düşüncesini daha fazla insan sahiplenecek. Çünkü kapitalizm insanlığa yıkımdan başka bir şey veremez ve zulüm düzeni sonsuza dek sürmez. Emekçilerin yaşamını cehenneme çeviren kâr düzeni yıkılmalıdır! İnsanlığın ve doğanın kurtuluşu sosyalizmdedir!
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
Son Eklenenler
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.
- Almanya'da Ocak ayı boyunca Berlin, Münih, Hanover, Hamburg ve Nünberg gibi büyük kentlerde hükümetin aşırı sağ ve ırkçı politikalarına karşı çok sayıda sendikanın, göçmen topluluklarının ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla büyük çaplı...
- Gebze Plastikçiler OSB'de bulunan Chinatool Otomotiv’de grevin 4. gününde, Kocaeli Çayırova'daki Green Transfo Energy'de ise grevin 51. gününde anlaşma sağlandı.