Buradasınız
Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
İstanbul Üniversitesi’nden bir öğrenci

“Diplomanıza ekleyeceğiniz her belge birdenbire size tüm kapıları açacaktır.” Üniversitede kariyer gelişimi dersinde hocamızın bizlere söylediği sözler bunlar. Bu dersin amacı kariyer planı yapıp ileriye dönük hedefler belirleyerek, “Daha rahat nasıl iş bulabiliriz? Girdiğimiz işlerde nasıl yükseliriz? İş görüşmelerinde nasıl davranabiliriz?” gibi sorulara cevap vermek. Yani sınıf atlamanın yöntemlerini anlatmak için bu dersi veriyorlar. Peki, gerçekten de kapitalist sistemde, okuyup kendimizi kurtarmamız mümkün mü? Sertifikalar, belgeler, diplomalarla sınıf atlayabilmek mümkün mü?
Cevap tabii ki hayır. Çünkü bugün üniversite mezunu olmak da iş bulmaya yetmiyor. Örneğin 2020 Şubat verilerine göre Türkiye’de her 5 işsizden biri üniversite mezunuydu ve ülkedeki diplomalı işsiz sayısı Birleşmiş Milletler üyesi 39 ülkenin nüfusunu geçmiş durumdaydı. Ayrıca her geçen yıl genç işsizlik oranı artıyor. Örneğin TÜİK verilerine göre bu yılın Mart ayında genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 1,1 puan artarak yüzde 16,6 oldu. TÜİK 2023 sonu itibariyle 2 milyon 525 gencin ne eğitimde ne de istihdamda olduğunu açıkladı aynı zamanda. Bu gençler toplam genç nüfusun yüzde 21’inden fazla, yani her 5 gençten biri hiçbir şey yapmadan, bir hedefi olmadan yaşıyor. Biz ne kadar iş bulabilmek için kendimizi geliştirmeye çalışsak da diplomamızın üstüne sertifikalar eklesek de sonuç büyük ölçüde değişmiyor. Kapitalizmde adalet değil torpil işliyor.
Yine kariyer gelişimi dersinde hocamız bize “İnsan nelerden tatmin olur?” diye bir soru sordu. Bu soruya “gezmek, oyun oynamak, kitap okumak” gibi cevaplar verildi. Hocanın söylediğine göre meslek seçimi yaparken bunlardan tatmin olmamak gerekiyormuş. Çünkü örneğin, gezmekten tatmin olursak işten kaynaklı yeterince gezmeye vakit ayıramadığımızda tatmin olmuş hissedemezmişiz. Fakat mesleğimize tutkuyla sarılıp işimizle tatmin olabilirmişiz. Elbette insanın yaptığı mesleği sevmesi, ona tutkuyla bağlanması güzel ve gerekli bir şey. Ama insanların geçinemediği, biraz daha ucuz diye saatlerce et kuyruklarında beklediği, Cumhuriyet tarihinin en büyük yoksullaşma dalgasının yaşandığı, ortalama ücretin asgari ücret haline geldiği böylesi bir dönemde hangi meslek bizi gerçek anlamda tatmin edebilir, yaşadığımız sorunlara karşı bizi güçlü hissettirebilir ki?
Yıllarca okul sıralarında dirsek çürütüyoruz, ailelerimiz biz daha iyi yerlere gelelim diye daha çok çalışıyor. Bu kadar emeğin sonucunda ise gençler emeklerinin karşılığını alamıyor. İşsizliğin yanı sıra pek çok sorunun yarattığı tahribatla birlikte kendilerini değersiz ve yetersiz hissediyorlar. Oysa insan gençlik dönemlerinde hayatı sorgular, merak ve değişim arzusu içinde olur. Fakat ezberci eğitim sistemi bu merakı baltalıyor, öğrencilerin çok da sorgulamasını istemiyor! Hepimizin farklı yetenekleri, farklı ilgileri var. Birimiz daha iyi resim çizebiliyorsak birimiz müzikte iyiyiz. Burjuva eğitim sistemi ise bu yeteneklerimizi göz ardı edip sanki herkes aynıymış gibi bir eğitim sunuyor. Bu eğitim sonucunda analitik düşünemeyen, çevresindeki olayları gözlemleme yeteneği gelişmemiş, olaylar arasındaki bağıntıları çözemeyen bir gençlik yetişiyor. Kendini var edemeyip değerli hissedemeyen ve kimlik kriziyle cebelleşen gençler ise bir umut ışığı göremiyor. Çıkışsızlık sarmalındaki gençler geleceğini arıyor.
Açıkça görülüyor ki kapitalizmin çarkları hızla dönerken o çarkların içinde sıkışıp kalan da bizler oluyoruz. Kapitalizm gençlere hiçbir şey vaat etmiyor. Bizi atıl bırakıp, pasifleştiriyor. Bu yıl da bir seçim sürecinden geçtik. Daha iç acıcı bir sonuç vardı şüphesiz. Yoksullaşmanın daha çok artmasıyla birlikte tepkiler de sandığa yansıdı. Fakat tek başına seçimler bir şeyleri değiştirmek için yeterli bir güç oluşturamaz. İşçi sınıfı olarak örgütlü bir güç haline gelmemiz gerekiyor.
Gençliği değersizleştiren, kendine yabancılaştırıp yetersiz hissettiren bu sistemden kurtulmanın tek yolu ise gençlerin de işçi sınıfının saflarına katılmasından geçiyor.
Umuda Yürüyenler
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın yüzde 16’lık sefalet zammı dayatmasına karşı 26 Haziranda Türkiye genelinde yarım gün iş bıraktı. Türkiye Sağlık-İş Sendikasına...
- İspanya’nın güneyinde bulunan sanayi kenti Cadiz’de yaklaşık 30 bin metal işçisi grevde. 18-19 Haziranda 2 günlük grevlerinin ardından talepleri karşılanmayan işçiler 23 Hazirandan bu yana süresiz grevdeler. CCOO ve UGT sendikalarına üye işçiler,...
- Gençlik dönemi, insan hayatının en heyecanlı, en meraklı ve en enerjik zamanlarıdır derler. Bu yönleriyle gençlik bir nehre benzetilebilir; coşkulu, yönünü arayan, bazen de önüne çıkan taşlara çarpa çarpa yolunu bulan… Bazen hızlı, bazen yavaş akar...
- Yozgat Sorgun’da, 71 yaşındaki Selami Şimşek dede, çalıştığı inşaatın 6. katından düşerek yaşamını yitirdi. Akla ilk şu soru geliyor: “71 yaşındaki bir dedenin evinde torununu sevmek yerine, ne işi var inşaatın 6. katında?”
- Umutlarım, hayallerim, sevdalarım Sığmıyor ceketimin cebine Bunca zamandır ket vurulmuş umutlarıma Bunca zamandır kafeste tutulmuş ruhum, nefesim, aklım Sığar mı bu düzene gencim, yaşlım