Buradasınız
KDS Direnişçileri İle Söyleşi
UİD-DER: Neden direnişe başladınız?
H.İ: Bizler haksız yere hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkartıldık. Tabii ki patronun bu keyfi tutumunu kabul etmemiz mümkün değildi. İşimize geri dönmek için direnişe geçtik.
S.Y: Bizler içeride ağır koşullarda ve düşük ücretlerle çalıştırılıyoruz. Biz bu haksızlıklara karşı sesimizi çıkartıyorduk. Arkadaşlarımıza da haksızlıklara karşı neler yapabileceğimizi anlatıyorduk. Bunu öğrenen KDS patronu hiçbir gerekçe göstermeden bizi işten attı. Biz de işimize geri dönmek ve daha iyi koşullarda çalışmak için direnişe geçtik.
F.D: Bizler işimizi kusursuz yapmamıza rağmen hiçbir gerekçe gösterilmeden bir telefonla işten atıldık. Biz bunu kabul etmiyoruz ve işimizi geri istiyoruz. Ayrıca çalışma koşullarımızın da düzeltilmesini ve yapılan baskıların ortadan kaldırılmasını istiyoruz.
UİD-DER: İçerideki çalışma koşullar nasıldı?
S.Y: Sağlıksız bir çalışma ortamı var KDS’de. Özellikle tesviye ve döküm bölümleri çok havasız. Başı kapalı kadın arkadaşlarımızın başörtüleri içeride çıkartılıyor. KDS’de çalışan işçilerin çok büyük bir kısmı AYPAZ adlı şirkette gözüküyor. Bu şirkette gözüken arkadaşlarımız büro elemanı olarak görünüyor. Oysa bu arkadaşlarımız döküm, tesviye, kalite bölümlerinde çalışıyorlar. Yani metal sektöründe çalışmamıza rağmen büro elemanı diye görünüyoruz.H.İ: Zorla fazla mesai dayatılıyor ve mesai paralarımızı gününde alamıyoruz. Zaten “mesaidesiniz” dediklerinde o gün 16 saat çalışmış oluyoruz. Bu yasalara aykırı. Amirlerin hakarete varan konuşmalarına maruz kalıyoruz. Yemeklerimiz oldukça kötü çıkıyor ve bizlere kuyu suyu içtiriyorlar. Ücretlerimiz ve fazla mesailerimizi zamanında alamıyoruz.
F.D: 30 dakika yemek molası haricinde çay ve dinlenme molamız yok. Ağır sanayide çalışmanın getirdiği yorgunluk üzerimize karabasan gibi çöküyor. Zaten paydos saatinde döküm işçilerinin yüzüne bakarsanız ne demek istediğimiz daha iyi anlarsınız. Çalışma ortamımız oldukça havasız, yemekler çok kötü, lavabolar, tuvaletler pislik içinde. İnsanca muamele görmüyoruz. Ayrıca iş kazası da çok sık oluyor. Geçmiş dönemlerde gözünü kaybeden, parmaklarını kaybeden, geçirdiği iş kazası sonrasında elini %70 oranında kullanamayan işçi arkadaşlarımız oldu. Bu arkadaşlarımızdan bazıları işten dahi atıldı. Yani iş güvencemiz patronun iki dudağının arasında.
UİD-DER: Buradan KDS işçilerine neler söylemek isterseniz?
F.D: Bu fabrikanın mülkiyeti patrona ait olsa da asıl üretimi yapan biz işçileriz. KDS patronunun keyfi kural ve tutumlarına karşı dur demek için birlikte hareket etmekten başka şansımız yoktur. İçeride halen çalışan işçi arkadaşlarıma ve diğer işçi dostlarıma buradan, maruz kaldıkları haksız davranışlara karşı sessiz kalmamalarını ve birlikte mücadele etmeleri gerektiğini söylemek istiyorum. Unutmayalım ki yasalarda bizlerin de hakları var. Ve bizler haklarımızı ancak birlikte savunabiliriz.
H.İ: Biz işçiler insanca yaşama ve çalışma koşullarına sahip olmak istiyoruz. Ancak bu koşulları patronların bize sağlayacağını düşünüyorsak yanılıyoruz. Gerek KDS işçileri olarak gerekse de diğer işçi arkadaşlar olarak birlik olabilirsek ve birlikte hareket edebilirsek bu taleplerimizi patrona dayatabilir ve kabul ettirebiliriz. Bence hiçbir işçi maruz kaldığı haksızlıklar karşısında başını önüne eğip gitmemeli, haklarını sonuna kadar savunmalı. Unutmamalıyız ki hak verilmez alınır.
S.Y: Bizler yıllardır sömürülüyoruz. Biz işçilerin yaşadığı birçok sıkıntı var. Bunları ancak omuz omuza beraberce yok edebiliriz. Başımızı asla kuma gömmemeliyiz ve hakkımız için sonuna kadar direnmeliyiz. Buradan tüm işçi dostlarımızı mücadelemizi desteklemeye ve sesimize ses katmaya çağırıyoruz. Ayrıca buradan UİD-DER’e bugüne kadar verdiği destekten dolayı da teşekkür etmek istiyorum.
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş bırakma kararı aldı. Sağlık emekçileri İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere...
- 7 Kasım 1917’de Rusya’da işçi sınıfı devrim gerçekleştirdi ve siyasal iktidarı ele geçirdi. Bu devrim Rus takvimine göre 25 Ekimde gerçekleştiği için tarihe Ekim Devrimi olarak geçti. Ekim Devrimi, tüm dünyayı sarsmış, 20. yüzyılın akışını kökten...
- Dünya… Masmavi okyanusları, uçsuz bucaksız ormanları, kıtaları dolaşan nehirleri, heybetli dağlarıyla her yanından yaşam ve bereket fışkıran bu rengârenk gezegen… Bu gezegenin gözümüzün önündeki hali içler acısı! Çünkü tüm dünyaya egemen olan...
- İSİG Meclisi’nin raporuna göre Ekim ayında 164 işçi, yılın ilk on ayında ise en az 1540 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye’de iş kazaları ve iş cinayetleri en yakıcı sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Her gün en az 5 işçi hayatını...
- Belediye işçileri artan hayat pahalılığı karşısında biraz olsun nefes alabilmek için ücretlerini yükseltmek istiyorlar. Buna karşılık belediyelerin yönetimleri ödenek olmadığı bahanesiyle işçilere düşük ücret dayatıyorlar. İstanbul ve İzmir’in ilçe...