Buradasınız
“Kendime Zaman Ayırmak İstiyorum”
“Kendime zaman ayırmak istiyorum.” Bu cümleyi pek çok işçinin ağzından duyuyoruz. Ancak ne yazık ki işçiler kendilerine hiçbir zaman yeterince vakit ayıramıyorlar. Çünkü iş saatleri çok uzun. Çünkü işçiler gelirlerini biraz olsun arttırıp geçinebilmek için mecburen fazla mesaiye kalıyorlar. Öyle olunca dinlenemiyor, sevdikleriyle vakit geçiremiyor, sosyal yaşam namına bir şey bilmiyorlar. Yaşamları sadece çalışmaktan ibaret olduğu için mutsuz oluyorlar. Peki, çalışma koşullarımız neden kendimize vakit ayıramayacağımız kadar kötü?
Çünkü biz işçiler birlik değiliz ve işyerlerinde çalışma şartlarımızı patronlar istedikleri gibi belirliyorlar. Sırtımızdan daha fazla kâr elde etmek için ücretleri düşük tutuyor, bizi fazla mesailere mecbur ediyor, çalışma temposunu hızlandırarak pestilimizi çıkarıyorlar. Bizim dinlenip dinlenmediğimiz, mutlu olup olmadığımız patronların umurunda bile değil. Biz onların gözünde makinenin bir parçasıyız, köleleriz, hatta ömrü boyunca yük çeken hayvanlarız!
Patronların işçileri sömürmesi üzerine kurulu bu ücretli kölelik düzenine kapitalizm deniyor. Hangi taşı kaldırsak altından kapitalizm belâsı çıkıyor. Yoksulluğumuz, çok çalıştığımız halde geçim derdi çekmemiz, yorgunluğumuz, insan yerine konulmayışımız hep kapitalist sömürü düzeninin sonuçları. Biz işçiler birlik olup da bu düzene karşı mücadele etmezsek, patronlar sınıfının sömürüsüne “artık yeter” demezsek kapitalizm belâsından da kölelikten de kurtulamayız.
Bizler, bir işçi örgütü olan UİD-DER’de bir araya gelmiş, sınıf bilinçli ve mücadeleci işçiler olarak, bu gerçeği biliyoruz. Bunun için pek çok çalışma yürütüyoruz. İşyerlerimizde, sendikalarımızda, mücadele örgütümüzde bir araya geliyoruz. İşçilerin can yakıcı sorunlarına değinen kampanyalar, etkinlikler ve örgütlenme faaliyetleri yürütüyoruz. Birlik olmaya çağırdığımız kimi işçi kardeşlerimiz, davetimiz karşısında “kendime zaman ayırmak istiyorum” diyebiliyor. Elbette kendimize zaman ayırmak hepimizin ihtiyacı, hepimizin hakkı! Peki, bir işçi ne yaparsa kendisine zaman ayırmış olur?
Evvela patronların ne yaptığına bakalım. Patronlar kendilerine bol bol zaman ayırıyorlar. İşçileri nasıl sömüreceklerini, şirketlerini nasıl yöneteceklerini öğrendikleri eğitimlere, toplantılara katılıyorlar. Sık sık bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunuyorlar. Politikacılarla, hükümetlerle görüşüp beklentilerini anlatıyorlar. Okuyorlar. Yazılar yazıyor, dergiler çıkarıyorlar. İşyerlerini, çalışanlarını denetliyorlar. Üye oldukları sendikalarda aktif bir biçimde çalışıyorlar. Birlikte spor yapıyor, tatile gidiyor, sergiler, müzeler geziyor, öğreniyorlar. Çocuklarının ufkunu açmaya çalışıyor, ileride patron olacağını ve yönetmesi gerektiğini öğretiyorlar. Yani patronlar kendilerinin olan zamanı patronlar sınıfının bir unsuru gibi kullanıyorlar.
Peki, işçiler aynı şeyi yapıyor mu? Yani kendine ait vaktini bir işçi gibi geçiriyor mu? “Patronların sömürüsünden kurtulmak için ne yapmalıyız?” diye düşünüyor mu? “Evladım da işçi olacak, onu eğiteyim, şimdiden işçi sınıfının bir parçası olduğunu kavrasın, haksızlığa boyun eğmemesi gerektiğini öğrensin” diyor mu? Kendine vakit ayırmaktan işçi kardeşleriyle bir araya gelmeyi, sorunları tartışmayı, fikir alışverişi yapmayı, etkinliklere katılmayı, örgütlenmeyi anlıyor mu? İşte kendimize sormamız gereken sorular bunlar.
Bir işçinin kendisine zaman ayırması demek, kendisiyle aynı sorunları yaşayan diğer işçilerle bir araya gelmesi demektir. Bu sorunların çözümü için kafa yorması, konuşması, sohbet etmesi, düşünmesi demektir. Tek başına kaldığı sürece kendisine ait bir zamanın olmayacağının bilinciyle hareket edip, örgütlenmesi demektir. Çevresindeki işçi kardeşlerini de bu mücadeleye davet etmesi demektir.
Kendi kabuğumuza çekilmemiz, evle iş arasında sıkışıp kalmış bir hayat sürmemiz sadece patronların işine gelir. Çünkü o zaman çevremizde ve dünyada olanları kavrayıp yorumlamaktan çok uzak oluruz. Sorgulamayan, düşünmeyen, hak aramayan, sadece itaat eden insanlar olarak kalırız. Oysa bu durumu tersine çevirmek mümkün. Her ay çıkan İşçi Dayanışması’nı takip ederek ve arkadaşlarımıza ulaştırarak, daha çok işçiyi UİD-DER’in düzenlediği etkinliklere ve çalışmalara katarak daha fazla kendimize ve sınıfımıza zaman ayırmakla işe başlayabiliriz.
SCA Yıldız İşçileri Greve Çıktı
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
Son Eklenenler
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...