Buradasınız
KESK’ten Çadır Eylemi
KESK İstanbul Şubeler Platformu, İstanbul’da üç ayrı bölgede kurduğu çadırlarla 4688 Kamu Görevlileri Sendikaları Yasa Tasarısını, KESK üyelerine yönelik gözaltı ve tutuklamaları protesto etti.
KESK üyeleri 14 Şubatta Bakırköy’de, 15 Şubatta Mecidiyeköy’de ve 16 Şubatta Kadıköy’de çadır kurdular. Kurulan çadırlara “Sahte Sendika Yasasına Hayır!”, “KESK’li Tutuklular Serbest Bırakılsın!”, “Özgür Toplu Sözleşme Hakkımız Yasal Güvence Altına Alınsın!” pankartları asıldı. Kadıköy’de kurulan çadıra işçi ve emekçi örgütlerinin yanı sıra Maltepe Belediyesi önünde direnen taşeron işçiler de destek verdi.
Çadır eyleminde yapılan basın açıklamalarında, AKP hükümetinin hazırladığı 4688 sayılı yasa tasarısındaki grev ve örgütlenme özgürlüğü önündeki yasakların kaldırılması istendi. Açıklamada ayrıca KESK üyelerine yönelik tutuklamalar protesto edildi ve KESK üyelerinin derhal serbest bırakılması istendi. Kamu emekçileri, kamu hizmetlerinin parasız olması, taşeron ve sözleşmeli çalışmanın son bulması, grevli-toplu sözleşmeli sendika ve örgütlenme özgürlüğü ve halkların kardeşçe bir arada yaşaması için birlikte mücadele çağrısında bulundular.
KESK, artan baskı ve tutuklamaları protesto etmek için demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla, 26 Şubatta Kadıköy Meydanı'nda miting gerçekleştireceğini duyurdu.
Kadıköy’deki çadır eyleminde SES üyeleriyle sohbet ettik.
Çadır eyleminizin amacı nedir?
Biz bu çadırı KESK’e yönelik baskılara, tutuklamalara ve emekçilere dönük saldırı yasalarına karşı kurduk. Çıkartılmak istenen 4688 sayılı yasada emek mücadelesine yönelik ciddi saldırılar var. Örneğin, bu sendika yasasıyla hükümet yanlısı sendikaların (sarı sendikaların) yararlanacağı maddeler çıkartılıyor. Tasarı, KESK’in taleplerini yok sayan bir içeriğe sahip.
Diğer yandan KESK’in halkın gözündeki imajını “bunlar terörist sendika” karalamasıyla değiştirmeye çalışıyorlar. Bizim amacımız emek mücadelesidir, haksızlıklara karşı çıkma mücadelesidir.
Son olarak yeni Kamu Hastaneler Birliği yasasında çok ciddi saldırılar var. Çeşitli yerlerde bölge hastaneleri kurulacak, hastaneler tamamen ticarileşiyor, başında eskiden başhekim varken onun yerine, CEO benzeri tamamen işletme mantığı ile hareket eden insanlar gelecek. Bu durumun bize, hastalara yansıması kötü olacak. Biz bu çadırları kurarak bütün bu sorunlara karşı sesimizi duyurmaya ve taleplerimizi insanlara anlatmaya çalışıyoruz.
Çadırda bir gün boyunca neler yapıyorsunuz?Bir gün boyunca burada broşür dağıtıyoruz, imza topluyoruz, halay çekiyoruz, sohbet ediyoruz. Akşam saatlerine doğru basın açıklamamız olacak. Amacımız bu konuya dikkat çekmek, halkın haberdar olmasını sağlamak. Çünkü medya halka yalan yanlış, çarpık bilgiler veriyor. Sanki bu değişikliklerle bize bazı haklar veriliyormuş gibi yansıtılıyor.
Bunun dışında dışarıda fabrikalarda, gecekondularda insanlar ne yapıyor, yaşam mücadelesi içerisinde ne tür sıkıntılar çekiyor? İşçi ve emekçiler hastaneye gelecek, hastanede ödeyecek parası var mı? Herkes kendi arasında bunu konuşuyor ama toplu olarak bir duruş sergileyemiyoruz ve bizim de bunların karşısında durmak için bir toplu duruş sergilememiz gerekiyor, hepimizin birlikte karşı çıkması gerekiyor. Tek tek, oradaki bir gösteri yapsın, buradaki bir gösteri yapsın, eczaneye gitsin küfretsin… Ama elbette problemler bunlarla çözülmüyor. Bu çadırda sağlık alanında yaşanan sorunları ortaklaştırıyoruz, birlikte çözümler arıyoruz.
Hükümet, KESK üyelerine yönelik baskılar ve tutuklamalarla ne amaçlıyor?
Hükümet neyi amaçlıyor? Sonuçta bir insan tutuklanınca hemen damga vuruluyor tabii. Yargılama sürecinde “herkes ceza alana kadar suçsuzdur” ilkesinin gerçekliği olmuyor, sadece lafta kalıyor. “Bir insan tutuklandıysa arkasında bir şey vardır, ‘teröristtir’ vs.” imajı yaratılmaya çalışılıyor. Bizim tutuklanan üyelerimiz sendikada çok ciddi çalışmalar yürütüyorlardı. Mesela kadın sekreterimizin kadın sorununa yönelik çok ciddi çalışmaları var. Bu son on yılda kadın cinayetleri, kadına yönelik baskılar, son derece artmış durumda. Yani bizim farklı bir yaşam amacımız var. Hükümetin amacı çalışmaları bastırmak çünkü saldırılara karşı çıkan tek sendika KESK. Diğerleri etliye sütlüye hiç karışmıyorlar.
Yeni çıkartılmak istenen 4688 sayılı yasaya karşı sendikaların ve kamu işçilerinin üzerine düşenler nedir? Bu yasanın kamu çalışanlarının lehine çıkması için çadır haricinde neler yapılmalı?
Bize karşı yürütülecek uygulamalara karşı çıkmalıyız. Bunun için grevler örgütlemeli, basın açıklamaları yapmalıyız. Yapacağımız eylemlerle, işçi ve emekçilere sorunun ne olduğunu anlatmamız ve destek istememiz gerekiyor.
- Sağlık Emekçileri: Eziyet Yönetmeliği İstemiyoruz
- DİSK: “Sendikal Hakların Önündeki Engeller Kaldırılsın!”
- Fernas İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- DİSK Ankara’da İşçi Buluşması Gerçekleştirdi
- Madencilerin Ankara Yürüyüşü, Öğretmenlerin Hak Gasplarına Karşı Mücadelesi Sürüyor
- DİSK’li İşçiler İstanbul’dan Seslendi: “Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz!”
- Türk-İş’ten Eş Zamanlı Eylemler
- DİSK’li İşçiler Mersin’de “Gelirde Adalet, Vergide Adalet” Dedi
- Polonez İşçileri Saldırılara Rağmen Mücadeleye Devam Ediyor
- Sendikaların Eylemleri Devam Ediyor
- Türk-İş’ten Türkiye Genelinde Eylemler
- İstanbul’dan Antep’e İşçiler Hakları İçin Mücadeleye Devam Ediyor
- Belediye İşçileri Saldırılara Karşı Mücadele Ediyor
- Sendika Düşmanlığına, Ücret Gaspına Karşı İşçi Mücadeleleri
- İşçi Sınıfının Unutulmaz Önderi Kemal Türkler Mezarı Başında Anıldı
- Belediyelerde İşten Atma Saldırısına Karşı İşçilerin Mücadeleleri Devam Ediyor
- KESK ve Emekli Örgütlerinden Türkiye Genelinde “Sefalete Teslim Olmayacağız” Eylemleri
- İşçiler Hakları İçin Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Sendikal Baskılar Sürerken Mücadele Eden İşçiler Kazanıyor
- İzmir’den Elazığ’a Belediyelerden, Madenlere İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
Son Eklenenler
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlenen işçiler, sendikalı oldukları için işten atılan işçilerin işe iadesi, sendikal hakların tanınması ve işçi...
- “En zorlu sürecin önemli bir kısmı geride kaldı. Cumhurbaşkanımız da söyledi. 2025, 2024’ten daha iyi olacak. 2026 da 2025’ten çok daha iyi olacak.” Bu sözler 1,5 yıldır ekonomiyi düze çıkarma bahanesiyle emekçilerin ümüğünü sıkan Maliye Bakanı...
- Filistin Eylem Komitesi’nin çağrısı üzerine sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler “Siyonist saldırganlığa ve Gazze’yi ateşe veren petrol akışına son!” şiarıyla 15 Ekimde, Taksim’de bir araya geldiler. Taksim Tünel Meydanından...
- Sendikalarının aldığı grev kararına ve atılan arkadaşlarının geri alınması talebine coşkuyla sahip çıkan As Plastik işçileri grevlerine devam ediyorlar. Biz de bir grup UİD-DER’li işçi olarak As Plastik işçilerinin grevini ziyarete gittik.
- Zaten zor şartlarda, iş güvencesinden yoksun ve düşük ücretlere çalışan biz işçiler her fırsatta patronların ve iktidarın hedefi haline geliyoruz. İstanbul Ticaret Odası Başkanının, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a sunduğu talepler...
- İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşın ve katliamın birinci yılı geride kalırken dünya meydanları emekçilerin “emperyalist savaşa hayır” sloganıyla yankılanmaya devam ediyor. İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü savaşın alevleri yeni bölgelere...
- Sendikalaştıkları için işten atılan ve buna karşı 89 gündür direnen Polonez işçileri, İstanbul’un çeşitli merkezlerinde gerçekleştirdikleri basın açıklamalarıyla Polonez ürünlerine boykot çağrısı yaptı. İstanbul’da Marmara Park AVM, Kadıköy İskele...
- Bir kadın olarak grevde olmaktan, hakkımı beraber çalıştığım işçi arkadaşlarımla birlikte aramaktan gurur duyuyorum. Grev çadırında beklerken, çadırımızın önünden sanayide bulunan farklı fabrikalarda çalışan işçi arkadaşlar geçiyor. Kimisi bizlere...
- Geçtiğimiz haftalarda Kocaeli’nde düzenlenen “İnsan Hakları Eğitim Kampı”nda gençlerle bir araya gelen Bilal Erdoğan’ın konuşması dikkat çekiciydi doğrusu. Geçen yıl 2023 genel seçimlerinden hemen önce sanki bir lütufmuş gibi yasalaştırılan EYT...
- Egemenler ve onların siyasetçileri suçu ve suçluyu tanımlarken de, adaletten bahsederken de “hukuk devleti” diye bir kavram kullanıyorlar. “Bu ülkede hukuk var” lafını dillerinden düşürmüyorlar. Onların iddiasına göre hukuk büyük sermaye sahibi...
- İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım bir yılı geride bıraktı. İsrail devleti milyonlarca insanın tepesine bombalar yağdırıyor. Geçtiğimiz bir yılda yarısı kadın ve çocuk olmak üzere 40 binden fazla insan katledildi. Bugün ise İsrail’in saldırıları...
- 28 Ağustostan 11 Eylüle kadar her gün grev çadırına gittim. Annemin fabrika önünde direniş yapması beni çok gururlandırıyor. Annem 47 yaşında, ben ise 11 yaşındayım. Grev alanından çok şey öğreniyoruz, bu durum hem beni mutlu ediyor hem de annemi....
- DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık, NotaBene yayınlarından çıkan “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” kitabı vesilesiyle 22 Eylülde UİD-DER’in konuğu oldu, kitap üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirildi. Ortadoğu ve...