Buradasınız
Kimin Parasıyla Kimi Teşvik Ediyorsun?
Hükümet, işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, asgari ücrete zam taleplerini duyduğunda başlıyor feryat etmeye: “Kaynağı nereden bulacağız?”, “Mantıklı olmak lazım!”, “Dengeleri gözetmek lazım!” Ama sıra patronların taleplerine gelince aynı hükümet bambaşka bir tutum alıyor: “Hay hay efendim, başka bir arzunuz?” diyor. Bonkörlükte sınır tanımıyor, teşvikleri peş peşe paketleyip patronların hizmetine sokuyor, onları ihya ediyor.
2012’de yine bir teşvik paketi çıkarılmıştı. Pakette ülke bölgelere ayrılmış, patrona yük görünen prim ödemelerine indirim getirilmişti. Bu sene Nisan başında ballı mı ballı bir teşvik paketi daha armağan edildi patronlara. Başbakan Davutoğlu aldı yanına yardımcısı Ali Babacan’ı, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’i, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ı, patronlara müjdeler açıkladı. Bu ekip, patronların taleplerini ikiletmeden azimle yerine getirdikleri için gururluydu.
Paketin adı, “Üretim ve İstihdama Destek Paketi!” Bu fiyakalı isme bakıp da “istihdam” edilene, yani işçiye destek geliyor sanmayın. “Devletin işverenlere çok ciddi katkıları olacak” diyor Davutoğlu.
Bu katkıların ne olduğuna bir bakalım:
- Yeni işe başlayacak işçiler mesleki eğitim adı altında 6 ay süreyle kursiyer olarak ve asgari ücretle çalıştırılacak. Patron işe aldığı bu işçilere ücret ödemeyecek. Peki, kim ödeyecek bu ücretleri? Elbette işçilerin paralarıyla oluşturulan fonlarla İŞKUR ödeyecek.
- Diyelim ki 6 ay süren eğitim programının sonunda “işçi işe alındı.” Patron yine rahat. İmalat sektöründe 3,5 yıl, diğer sektörlerde ise 2,5 yıl boyunca işverenin ödemesi gereken sigorta primi İŞKUR tarafından ödenecek. Elini cebine atmak istemezse “eğittiği” işçiyi işten çıkarır, yerine 6 aylığına bir başka işçiyi alır.
- Patronlar bundan da yeterince teşvik olmuyorlarsa sıkıntı yok. Önümüzdeki Temmuz ayına kadar eğitime başlanırsa 6 aylık süre 1 yıla çıkarılacak.
- Bu işlerde yeni olan girişimci ruha sahip yatırımcılara da teşvik büyük. Bu indirimlerin üzerine yatırımın büyüklüğüne ve bölgelere göre %15 ilâ %30 arasında ek vergi indirimi uygulanacak.
- Sermayelerini büyütmek isteyen patronların finansmana yani para ve krediye erişim olanakları genişletiliyor. Özkaynak kullanımına ise vergi kolaylığı getiriliyor. Yani daha çok kredi, daha az faiz, daha az vergi.
- Bitmedi, dahası var. 2012’deki teşvik paketinde Türkiye sanayi gelişmişliğine göre 6 bölgeye bölünmüş ve her birinde farklı oranlarda vergi indirimleri yapılmıştı. Patronlara bu da yetmemiş olacak ki hükümet daha büyük bir teşvik girişiminde bulunuyor. Yeni teşvik paketinde daha büyük bir vergi indirimi yapılıyor. Daha önce vergi indirimi hiç uygulanmayan birinci bölgede %50 indirim yapılacak. %10 indirim uygulanan ikinci bölgede oran %55’e çıkarılıyor. Üçüncü bölgede %20’den %60’a, beşinci bölgede %70’e, altıncı bölgede %80’e çıkarılıyor.
- Sigorta primi işveren payı desteği süre ve oran olarak arttırılıyor. Yani patron çalıştırdığı işçi için daha az sigorta primi ödeyecek. Birinci bölgede işe yeni giren işçilerin sigorta primi işveren payı 2 yıl boyunca, ikinci bölgede 3 yıl boyunca, üçüncü bölgede 5 yıl boyunca fonlardan ödenecek. E, bundan iyisi Şam’da kayısı!
Bu maddeler arasında “istihdam edilen” işçi için ne var derseniz, gayet açık: Asgari ücrete talim etmek! “Toplum yararına iş” adı altında geçici işlere mahkûm olmak! İşçi 6 ay patrona bedavaya gelecek! İşçilerin paralarıyla oluşturulan işsizlik sigortası fonu yağmalanacak. Amaç ekonomiyi büyütmekmiş! Patronların ekonomisi büyüyor, işçilere yalnızca sömürülmek düşüyor. İşçinin ekmeği küçülüyor. Bir taraftan “kara delik var, erken yaşlarda emekli olunmaz” deyip mezarda emeklilik yasası çıkartacaksın, sağlık hizmetlerini kısacaksın, işsizlik maaşını işçiden esirgeyeceksin öte taraftan SGK fonunu patronlara peşkeş çekeceksin! AKP hükümetinin kimin parasını kime aktardığı, kimin parasıyla kimi teşvik ettiği belli!
Hükümetin fıtratı işçileri sömürmek, patronları semirtmek! Bu durum işçileri mücadeleye teşvik edecek ve AKP hükümeti ve teşvik içinde yüzen patronlar yaptıklarının hesabını verecekler!
İnsan mı bunlar?
Metal İşçilerinin Öfkesi Büyüyor
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...