Buradasınız
Kölelik Büroları Resmileşti!

İşçilerin köle gibi kiralanmasının önünü açan yasa tasarısı TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Böylece patronların işini kolaylaştıracak, işçiyi ise sahip olduğu birçok haktan mahrum bırakacak ve güvencesizliğe mahkûm edecek bir yasa daha AKP hükümeti tarafından uygulamaya konulmuş oldu.
Meclis’in resmi haber sitesi Meclis Haber’de yayınlanan dokümanda, söz konusu kanuna dair bilgiler yer alıyor. “Özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulması ve uzaktan çalışma gibi esnek çalışma modelini öngören İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın kabul edildiği belirtiliyor.
DİSK, Türk-İş’e bağlı bazı sendika şubeleri ve UİD-DER gibi işçi örgütleri, kanun tasarısının geri çekilmesi için mücadele ediyorlardı. Yapılan eylemlerde, özel istihdam bürolarının iş güvencesini ve kadrolu çalışmayı tümden ortadan kaldıracağı, işçileri kölelik koşullarına mahkûm edeceğine işaret ediliyordu.
Geçtiğimiz haftalarda Başbakan Ahmet Davutoğlu, yine Meclis kürsüsünden taşeron işçilerin özel sözleşmeli personel olarak sözde kadroya alınacağını ‘müjde’ olarak duyurmuştu. Bu ‘müjdenin’ detayları Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın açıklamalarıyla açığa çıkmıştı. AKP’nin işçiye müjde olarak duyurduğu düzenleme, gerçekte patronları kıdem tazminatı gibi yükümlülüklerden kurtarıyor. Yani müjdeli haber işçiye değil patrona verilmişti.
İşçi sınıfının kazanımlarına yönelik saldırılarını son hızla sürdürüyor AKP hükümeti. Başbakan Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından istifa ettirilmesi ve kongre kararı haberiyle kamuoyunun dikkati başka noktaya çekilmişken, kölelik bürolarını resmileştiren yasa Meclis’ten geçirildi. Hükümet, işçi sınıfını kutuplaştırmak, dikkatini dağıtmak ve hakları için mücadeleden uzak tutmak için elinden gelen her türlü ayak oyununu sergiliyor. Yarattığı puslu havada kölelik bürolarını alelacele Meclis’ten geçirdi. Hem de istihdamı arttırmak amacıyla bu yasayı çıkardığını iddia ederek! Yani açıkça işçilerle alay ederek!
Yasanın içeriği şöyle:
- Özel istihdam bürosunun faaliyet alanı genişliyor ve geçici iş ilişkisi (kiralık işçilik) kurma faaliyeti bu bürolara veriliyor. Bürolara, işçisini geçici olarak başka (kiralayarak) işverene devretme yetkisi veriliyor. Kiralık işçinin patronu özel istihdam bürosu olacak.
- Mevsimlik tarım, temizlik işleri; hasta, yaşlı ve çocuk bakım hizmetleri gibi ev hizmetleri için kurulacak geçici iş ilişkisinde süre sınırı aranmayacak.
- Geçici iş ilişkisi, özel istihdam büroları aracılığıyla ya da holding bünyesi içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyerinde görevlendirme yapılarak kurulabilecek.
- İşletmenin günlük işlerinden sayılmayan ve aralıklı olarak yaptırılan işlerde, iş sağlığı ve güvenliği bakımından acil olan işlerde veya üretimi önemli ölçüde etkileyen zorlayıcı nedenlerin çıkması halinde, işletmenin iş hacminin öngörülemeyen şekilde artması halinde ve mevsimlik işler hariç dönemsellik arzeden iş artışları halinde, en fazla 4 ay süresince geçici iş ilişkisi kurulabilecek. Ancak bu şimdilik böyle, fiili durumda patronlar kanun kural falan tanımıyorlar.
- Geçici iş sağlama, toplam 8 ayı geçmemek üzere en fazla iki defa yenilenebilecek. Mevsimlik işlerde bu şart aranmayacak. Sürenin sonunda aynı iş için 6 ay geçmedikçe işçi çalıştırılamayacak.
- Grev ve lokavt uygulaması sırasında geçici iş ilişkisi kapsamında işçi çalıştırılamayacak.
- İşletmede kiralık işçi olarak çalıştırılacak işçilerin sayısı toplam işçi sayısının dörtte birini geçmeyecek. Ancak 10 ve daha az işçi çalıştırılan iş yerlerinde 5 işçiye kadar kiralık işçi çalıştırılabilecek. İşçi sayısının tespitinde, kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülecek.
- Kanunla, “çağrı üzerine çalışma” başlığına “uzaktan çalışma” da eklendi. Uzaktan çalışma, “işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile iş yeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi” olarak tanımlanıyor.
Burada dikkat edilmesi gereken noktalardan biri, 10 ve daha az işçi çalıştıran işyerlerinin 5 kiralık işçi çalıştırabilmesidir. Bir şirketin içinde taşeron ya da değil pek çok şirket var. Patronlar işçileri bölüp parçalamak ve özellikle sendikalaşmanın önüne geçmek için pek çok şirket kurduruyorlar. Tek bir şirket kursalar bile taşeronlardan faydalanıyorlar. Türkiye’de milyonlarca işçi küçük işyerlerinde çalışıyor ve bu işyerleri toplamda milyonlarca işçiyi kapsıyor. Küçük işletmelerin daha fazla işçi sömürüsünden yararlanması için önleri sonuna kadar açılmıştır. Diğer taraftan ortada tam anlamıyla bir oyun var. Meselâ 100 işçinin çalıştığı bir şirket, daha fazla kiralık işçi çalıştırmak ve daha fazla kâr elde etmek için derhal işyerini dört beş küçük şirkete bölecek ya da taşeronlara devredecektir.
Kanunun içerdiği diğer maddeler, özel istihdam bürolarının Türkiye İş Kurumu ile ilişkisini ve bu büroların işçiyi kiralayan patronlarla ilişkisini belirliyor. Kanunun uygulamada işçiler için yıkıcı sonuçları olacak. Var olan hakların birçoğunu kullanamayacaklar, ücretler düşürülecek, tazminat haklarını tümüyle yitireceklerdir:
- Kanunda işçilerin sendikal örgütlenme haklarına dair tek kelime geçmiyor. Zaten çalışma biçiminin geçiciliği sendikal örgütlenmenin önünde ciddi bir engel oluşturuyor. Bu haliyle kiralık işçilerin şimdiden sendikalara üye olmaları engellenmiş oluyor.
- 10 ve daha az işçi çalıştıran işyerlerinde işçilerin çoğunluğunun kiralık işçi olmasının yolu açılıyor. Milyonlarca işçinin çalıştığı küçük işyerleri, kiralık işçi çalıştırmayı tercih edeceklerdir.
- Kiralık işçilik, kıdem ve ihbar tazminatını fiilen ortadan kaldırıyor.
- Bugüne kadar işçilerin önemli bir bölümünün kıdem tazminatını alamadığını söyleyip fon uygulamasını hayata geçirmek isteyen AKP hükümeti, bu kanunla kıdem tazminatını tümüyle gasp ediyor.
- Maden işletmelerinin, enerji santrallerinin işletmesini açıkça kendi yandaşlarına veren AKP hükümeti, kiralık işçi bürolarına yetki verirken de ideolojik-siyasi yakınlığı kendine esas alacaktır.
- Patronlar kiralık işçilerle kadrolu işçiler üzerinde basınç oluşturabilecek.
- Kiralık işçilerin işsizlik fonundan faydalanma olanakları neredeyse hiç yok.
- Kiralık işçilerin yıllık izin haklarına dair bir düzenleme kanunda yok. Yıllık izinler, kiralanma süresinin bitiminde işçinin işsiz kaldığı süreye sayılacak gibi görünüyor.
- Toplu işten çıkarma yapılan bir işyerinde 8 ay sonra işçiler, kiralık işçi olarak sendikasız ve çok daha düşük ücretlerle çalıştırılabilecek.
- İş-Kur’un işlevi ortadan kalkacak.
Patronların daha fazla sermaye elde etmesi için kanunlar çıkaran AKP hükümeti, işçileri her geçen gün daha da yoksulluğun girdabına doğru itiyor. Bu politikaların sonucu olarak ücretler düşüyor, iş saatleri yükseliyor, iş cinayetleri her ay yüzün üzerinde işçinin canını alıyor, işçiler daha da yoksullaşıyor.
Kuşkusuz AKP’nin ve patronların bu politikaları hayata geçirebilmesinin en önemli nedeni işçilerin örgütsüzlüğüdür. Patronlar işçi sınıfının dağınıklığından ve kafa bulanıklığından faydalanıyor. İşçi sınıfının haklarına çakal sürüsü gibi saldıran hükümet ve patronlara karşı işçilerin yapabileceği tek bir şey var: Örgütlenmek ve mücadele etmek! İşçilerin örgütlerine sahip çıktıkları dönemlerde patronların saldırılarına karşı cevap vermeleri ve saldırıları püskürtmeleri mümkündür. Patronların yalanlarına kanmazlar, kendi sınıf çıkarlarını daha iyi kavrarlar.
İşçilerin köle gibi kiralanmasını durduracak, kıdem tazminatının işçilerin elinden alınmasını engelleyecek ve tüm saldırıları durduracak olan işçilerin örgütlü mücadelesidir. Bu noktada sendikalara çok büyük görevler düşüyor. Sendikaların önemli bir kısmı bugün AKP’nin işçi komitesine dönüşmüş durumda. Kendine mücadeleci diyen sendikalar ise basın açıklamalarından öteye geçen bir eylem çizgisinin dışına çıkmıyorlar. Oysa sendikalar işçilerin mücadele örgütleridir ve artık “sert” açıklamalar yapmayı bir kenara bırakarak işçileri mücadeleye çekmelidirler.
Tek Çıkış Yolumuz Mücadele Etmek
“Metal Fırtına”nın Yıldönümü ve Dersler!
- Bursa’da “Hak, Hukuk, Özgürlük” Yürüyüşü
- TTL Grevcisi Kadınlar: “Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimizdik”
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB 1 Mayıs’ta Kadıköy’e Çağırdı
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
- Liseliler Ayakta: “Öğretmenime Dokunma!”
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem
- Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
- Boykota Destek Genişledikçe İktidarın Saldırıları Büyüyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- İşçi Sınıfı Tarih Bilinci Kazanırsa İlerler
- O Yılan Kapitalizmdir, Sana da Dokunur Kardeşim
- Maltepe’de Milyonlar Bir Araya Geldi
- KESK İstanbul Şubeler Platformu: “Levent Dölek Serbest Bırakılsın!”
- Kapitalist Karanlığa Karşı Mücadeleyi Büyütelim
- Eğitim Sen: Baskılar Bizi Yıldıramaz
- “Hadi Siz de Birlik Olun, Korkmayın!”
Son Eklenenler
- Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesinde dünyaca bilinen bir mozaik yer alıyor. “Çingene Kızı” adı verilen ve 1800 yıllık geçmişe sahip bu mozaiğin göreni etkileyen, güçlü bir yanı var. Farklı renk ve dokulardaki binlerce küçük taşın birleşiminden...
- 1 Mayıs yaklaşıyor. Ankara’dan emekçi kadınlar olarak sizlerle 1 Mayıs’a hangi taleplerle katılacağımızı paylaşmak istedik. Bu vesileyle tüm emekçi kadın kardeşlerimizi kendi taleplerini, ortak taleplerimizi birlikte dile getirmek için 1 Mayıs’ta...
- Geçtiğimiz günlerde yandaş medyada tam anlamıyla “yersen” cinsinden bir haberle karşılaştım. Manşeti oldukça cafcaflıydı: “60 bin maaşla çoban bulamıyorlar!” Bu “hadi canım” dedirten cinsten haber, kandırılmaya açık olanlara “köyümüze dönelim,...
- 19 Mart’tan bu yana artan baskılara, gözaltılara, tutuklamalara ve proje okullarındaki keyfi atamalara karşı protestolar devam ediyor. Bursa Demokrasi Bileşenleri ve Anne-Baba Dayanışma Ağı öncülüğünde yüzlerce kişi 19 Nisanda “Hak, Hukuk, Özgürlük...
- Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Sunel Tütün, Oryantal Tütün ve TTL Tütün fabrikalarında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 1700 işçi greve çıkmıştı. İşçilerin grevi 12 Nisanda kazanımla sonuçlandı. Doruk Madencilikte çalışan...
- Gebzeli işçi, emekçi kadınlar olarak bir araya geldik ve “UİD-DER ile 1 Mayıslar” videosunu izledik. Sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak, tüm emekçi kadın kardeşlerimizi ortak bir mücadele duygusuyla ayağa kalkmak için 1 Mayıs’a çağırmak...
- Uçak yolculuğu yapanlar bilir. Yolculuk esnasında uçağın kabin basıncının düşmesi, oksijen seviyesinin azalması durumunda oksijen maskeleri devreye girer. Yanımızda çocuğumuz olsa böyle bir durumda çoğumuz maskeyi önce çocuğumuza takmaya çalışırız,...
- Gelsinler yoldaşlar ben hazırım/ İki satır, bir mısra şiirle hazırım/ En karanlık dönemlerde/ Ektiğim tohumlar yeter bana/ Gelsinler yoldaşlar ben hazırım
- Milli Eğitim Bakanlığının proje okul atamalarına tepkiler devam ediyor. Eğitim Sen, proje okul uygulamaları ve atamalarına karşı 18 Nisanda Cağaloğlu Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması yaptı.
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.