Buradasınız
Masada Meze Olanlar!
Kartal’dan bir işçi
Dolandırıcılar insanı şaşırtarak, dalgınlığından faydalanarak işlerini görürler. Kimi sahte para verir, kimi köprüyü satar, kimi her derde deva ilacı keşfettiğini söyler. Kimi zaman gazetelere ilan vererek çeşitli yarışmalar düzenler, inanıp katılanları dolandırırlar. Bu dolandırıcılar kurguladıkları hilelerle insanları tuzağa düşürürler. Ama bu türden dolancılara taş çıkartan yeni dolandırıcılar, “modern” dolandırıcılar da var. İşte bu modern dolandırıcılar şebekesi insanı göz göre göre aldatmaktan çekinmeyecek kadar pervasızlaşmış durumda. Ellerinde tuttukları bir deste parayla kendilerini gizlemeden milyonlarca insan önünde görüyorlar işlerini. Üstelik insanı kendi dostlarını devreye sokarak, onlarla işbirliği yaparak tuzağa düşürüyorlar. Ve bütün bu hile ve sahtekârlıkları marifetmiş gibi televizyonda yayınlıyorlar.
Biri bize şunu sorsa: 30 dakika boyunca, 5 bin lira karşılığında, size bu parayı verenlere iradenizi teslim eder misiniz? Eşinizle, dostunuzla, arkadaşınızla aynı masada otururken birden bire sinirli, küfürlü, hasta veya kavgacı bir insan olur musunuz? Para karşılığında sevdiklerinizin kalbini kırıp, tuhaf davranışlarda bulunur musunuz? Birlikte oturduğunuz bir masada para için her şeyi yapar mısınız? Ne dersiniz? Elbette büyük bir çoğunluk bu sorulara “hayır” cevabı verecektir. Fakat modern dolancılar şebekesi öyle bir tuzak kuruyor ki insana, büyük çoğunluk birden bire canavara veya şebeğe dönüşüveriyor. İnsanın sabır sınırlarını zorlayan ve hemen her televizyon kanalında yayınlanan “şaka” programlarından bahsediyoruz.
Bu türden programlardan biri uzunca bir süredir Kanal D ekranlarında yayınlanıyor. Haftada iki gün yayınlanan programın ismi “Şanslı Masa.” Aslında diğer ülkelerden kopya edilmiş bir format. Bir mekânda, şanslı masayı seçip kameralarını gizleyen ekip, o masada oturanlardan bir yarışmacı belirliyor. Ve menü içine sıkıştırdıkları davetiyeyle yarışmacıyı çağırıp, tanıdığının haberi olmadan ona bir kulaklık takıyor. Bu sayede yarışmacı ile iletişim kuruluyor. “5 bin lira karşılığında bizimle yarışır mısınız” diyerek kişilerden onay da alınıyor. Fakat kişiler başlarına ne geleceğini, ne tür direktifler verileceğini bilmiyor. Üstelik birlikte geldikleri kişinin zaafları, sinir olduğu hal ve davranışlar özellikle soruluyor. Çünkü yarışma dedikleri program zaten bunun üzerine kurgulanıyor. Kişi masaya birlikte oturduğu eş, dost veya sevgilisinin tahammül sınırlarını ne kadar çok zorlar hatta zıvanadan çıkartırsa o kadar çok reyting topluyor. Örneğin, evli olan çiftlerden biri eşini aldatıyormuş gibi telefon konuşmaları yapıyor, masaya gelen kadın veya erkek ile samimi davranışlarda bulunuyor. Veya genç kız ve erkekler anne ve babalarına yeni tanıştıkları kişiyle evlenmek istediklerini söyleyip, ailelerini izin vermeye ikna etmeye çalışıyorlar. İkna etmezlerse yarışmadan eleneceklerini bilen kişiler akla hayale sığmayan türlü davranışlarda bulunuyorlar. Karşısındaki kişiye su fırlatıyor, bıçak çekiyor, tokat atıyor, boşanacağını söylüyorlar. Bayılacak numarası yaptırılan kişiler, masadaki tanıdığını zor durumda bırakma pahasına gerçeği açıklamadan karşısındaki insanın sinir krizleri geçirmesine neden oluyorlar.
İşte bütün bunlar sonucunda her şeyin “şaka” olduğu söyleniyor ve masada oturanlara 5 bin lira para veriliyor. Yarışmayı bugüne kadar reddeden insan sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. İnsanların kendi tanıdıklarını böylesi yarışmalar eliyle yerden yere vurmasını, hem de milyonlarca kişinin izlediği televizyon ekranlarında yayınlanmasına ses çıkarmadan her söyleneni kuzu gibi yerine getirmesini nasıl açıklamalıyız? Kapitalizmin insanı paraya muhtaç duruma düşürdüğü bir gerçek. Yine başını sonunu hesaplamadan televizyona çıkmak merakıyla, kendini gösterme adına aynı oyuna gelmek de olası. Fakat para uğruna dostlukların, arkadaşlıkların, sevginin bu denli masada meze yapılmasını, aşağılanmasını, yerlere düşürülmesini nasıl açıklamalıyız? Bu durum ancak temel insani değerlerin her geçen gün daha fazla erozyona uğradığı gerçeğiyle açıklanabilir. Buna yol açan da kapitalizmdir.
Kapitalist sistem, örgütsüz milyonları içine çektiği mengenede sıkıp posasını çıkartıyor. Köşe dönmek için insanları dolandırmak ve her türlü rezilliği yapmak doğal sayılmaya başladı. Geleneksel dostluk ve dayanışma değerleri kapitalizmin dört bir yandan yönelttiği saldırılarla parçalanıyor. İster bir partinin aldatıcı politikası olsun isterse bir televizyon kanalındaki şaka programları olsun, özünde hepsi bir: İnsanı insan yapan değerleri paraya çeviriyor ve insanları da kendi amaçları için kullanıyorlar. Kapitalizme yem olmamak için tek çare örgütlenmek, örgütlü kalmak ve kapitalizmi mezara gömmek için mücadele etmektir.
Kız Çocuğu
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
- Bruno’nun Fikri, Benim Fikrim, Senin Fikrin…
- Yüzüncü Maymun Teorisi
- Bir Otobüs, İki Kuşak ve İşçi Sınıfı
- “Hey” Diyen ve UİD-DER Saflarında Büyüyen Çocuklarımız
- Butimar, Sen Safi Bir Kuş musun?
- Her Şeyin Bizim Ellerimizde Olması İçin!
- “Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisidir”
- “Dert Bizde, Derman Ellerimizdedir”
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...
- 28 Nisan birçok ülkede iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilmiş durumda. İlk defa Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te kendi üyeleri için 28 Nisanı Yas Günü olarak ilan etti. Bir...
- ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ülke çapındaki diğer üniversitelere de yayılarak büyüyor. ABD’nin 22 eyaletinde 40’tan fazla kampüste öğrenciler aynı taleplerle...
- Aralık 2023’te iktidara gelen faşist Javier Milei ve hükümeti, kemer sıkma politikalarıyla krizin faturasını Arjantinli emekçilerin sırtına yıkmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana birçok protesto gösterisiyle Milei hükümetine...
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.