Buradasınız
Mersin’de Asgari Ücret Semineri

Çeşitli sektörlerden işçiler, “Asgari Ücret Ne Olmalı, Kim Belirlemeli?” konulu seminer için UİD-DER Mersin temsilciliğinde buluştular. İşçilerin en önemli sorunları temelinde bir araya gelmesi, örgütlenmesi ve mücadele etmesi amacıyla mücadele yürüten örgütümüz UİD-DER, Çukurova’da da işçileri bir araya getirmeye devam ediyor. 7 Aralık Pazar günü UİD-DER Mersin temsilciliğinde gerçekleştirilen seminere, Mersin liman işçileri ve belediye işçileri başta olmak üzere farklı sektörlerden işçiler, aileleri ve öğrenciler katıldı.
Patronlar ve hükümet yeni yılın gelmesiyle birlikte sefalet ücretini işçilere dayatmaya devam ediyor. Düşük ücretlerin yanı sıra, uzayan iş saatleri ve taşeronlaştırma işçilerin en temel sorunlarını oluşturuyor. Bütün bunlara karşılık UİD-DER “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyasıyla işçilerin taleplerini yükseltmeye ve mücadele etmeye devam ediyor.
UİD-DER Mersin temsilciliğinde gerçekleştirilen seminerde; asgari ücretin nasıl belirlendiği, neden tüm işçileri ilgilendirdiği, asgari ücret belirlenirken neden işçilerin devre dışı bırakıldığı ve bunlara karşı neler yapılması gerektiği anlatıldı. İzlenen videolarda, Faruk Çelik’in “asgari ücret büyük para, neden asgari ücretle geçinilmesin?” sözlerine tepkilerini işçiler çeşitli sözlerle dile getirdiler. Asgari ücretin 4 kişilik bir ailenin geçimini sağlamak bir yana işçileri sefalete sürüklediği anlatıldı.
Seminere kısa bir ara verilmesinin ardından, ikinci bölümde işçilerin soruları yanıtlandı. Farklı sektörlerde çalışan işçiler, duygu ve düşüncelerini dile getirdiler. Tartışmalarda işçilerin karşılaştığı sorunlara karşı örgütlenmesi gerektiği ve bu uğurda mücadele yürütmenin ne kadar yakıcı bir gereklilik olduğu üzerinde duruldu. Bu bölümde söz alan bir liman işçisi; “UİD-DER’e yürüttüğü çalışmalardan dolayı teşekkür ediyorum. Bu gün bu salonda işçilerin bir araya gelmesini sağladığınız için sizlere teşekkür ediyorum. Mersin Limanı’nda ve diğer işyerlerinde işçiler daha çok bir araya gelmeli ve sorunlarını paylaşmalıdır” diyerek duygu ve düşüncelerini dile getirdi. Söz alan bir belediye işçisi de; “Tüm dünyada üretimi bizler, işçiler yapıyoruz, hayatı bizler yaratıyoruz, ancak örgütsüz ve dağınık olduğumuz için bu sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz, bu yüzden birleşmeli ve mücadele etmeliyiz” dedi. Bir başka liman işçisi de, duygularını şu sözlerle ifade etti: “Bizler canımız yanmadan bir araya gelmenin örgütlenmenin ne kadar önemli olduğunu anlayamıyoruz, keşke daha önceden, canımız yanmadan bu temelde bir araya gelebilsek.”
Seminer sonunda UİD-DER’in başlattığı “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyasını işyerlerine, fabrikalara, işçi mahallerine taşımanın ve bu talepler etrafında bir araya gelmenin ne kadar önemli olduğu anlatıldı. Seminer, UİD-DER’in yürüteceği kampanyaya ve bu taleplere sahip çıkılması gerektiği çağrısıyla ve alkışlarla sona erdi. Seminerin ardından çaylar içildi, sohbet edildi. Seminere katılan işçiler UİD-DER’e böyle bir seminer düzenlediği ve çalışmalar yürüttüğü için teşekkür ettiler.
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/