Buradasınız
Mersin’de Kaçak Granül İşletmeleri Zehir Saçıyor!

Mersin’de Akdeniz ilçesinin Şevket Sümer Mahallesi ile Toroslara bağlı Yalınayak Mahallesi arasında yaşam alanının tam ortasına kurulan granül işletmeleri, bölge insanını zehirlemeye devam ediyor. Bu bölgede yaşayan insanların büyük bir çoğunluğu yoksul, emekçi insanlar. Uzunca süredir kaçak olarak çalıştırılan granül işletmeleri bölgede yaşayan insanları hasta ediyor. Hava ve çevre kirliliği yoğun şekilde hissediliyor. Elbette patronlar yoksul emekçi halkın sağlığını umursamıyor.
Belediyelere pek çok kez şikâyette bulunan mahalleli açısından sorunlar çözümsüz kalıyor, hiçbir adım atılmıyor. Mahalle halkı, belediyeleri aradıkları zaman “hattı meşgul etmeyin, emniyete şikâyet edeceğiz” şeklinde tehditlerle karşı karşıya kaldıklarını anlatıyorlar. İlçe belediye yönetimi de merkezi belediye yönetimi de sorumluluğu üzerine almıyor, topu birbirlerine atıp sorunu çözümsüz bırakıyor. İşletmeler özellikle geceleri yakım işlemlerine devam ediyor, halkın ve bölgedeki tüm canlıların sağlığını tehlikeye atıyor. Bölgede yaşayan insanlarda solunum yetmezliği artış gösteriyor, kanser vakaları sıklaşıyor, hastalığa yakalanma yaşı giderek düşüyor.
Mezopotamya Ajansına konuşan mahalleliler, işletmelerin bulunduğu bölgenin yaşam alanları olduğunu belirtip “bizi hastalıklara mahkûm ettiler, kanser hastası olduk!” diye tepkilerini dile getiriyorlar. Kimyasal kokulara, kimse fark etmesin diye yakım işlemlerinin gece yapılmasına, yetkililerin duyarsızlığına, hastalıklara, ölüme mahkûm edilmelerine isyan ediyorlar. Kaçak olan bu işletmeler kapatılmazsa, mahallelerinden kaldırılıp organize sanayi bölgelerine taşınmazsa belediye önünde oturma eylemi yapacaklarını belirtiyorlar.
Patronların kapitalizmde çevreye, doğaya, yaşam alanlarına, emekçilere bakarken tek düşündükleri, tek gördükleri cepleridir, kârlarıdır. Hava kirliliğinin, çevre kirliliğinin artması onlar için üzerinde durulacak bir sorun değildir. İşçilerin sağlığı da onların umurunda değildir. Ciğerlerimize sağlıklı bir nefes çekebilmek için bile yapmamız gereken çevreyi tahrip eden sermaye sahiplerine, yetkili kurumların duyarsızlığına karşı birleşmek ve haklı taleplerimiz için mücadele etmektir!
- Yine Yangın, Yine Katliam!
- “Süper Talan Yasası”na Karşı Mücadele Sürüyor
- Talan Yasasına Karşı Köylülerin Mücadelesi Sürüyor
- İspanya’da Sel Felaketinde Can Kaybı Yükseliyor
- Tokat’tan Diyarbakır’a Maden Şirketlerine Karşı Köylüler Mücadele Ediyor
- Tokat’ta Altın Madenine Karşı Direniş
- Yine Yangın, İhmal ve Umursamazlık
- Doğanın Talanına Hayır!
- Diyarbakır ve Mardin’de Yangınlar: Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Manisa Gördes’te Madene Karşı Direniş Nöbeti Sürüyor
- “Mersin Atatürk Parkında Yeni Liman İstemiyoruz”
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Brezilya, Fas, Libya: Kapitalizm Felaket Demektir!
- Akbelen Direnmeye Devam Ediyor!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- Orman Yangınları Devam Ediyor
- Deştin Köylüleri: Çimentocular Topraklarımızı İşgal Edemeyecek!
- Samandağ Halkı: “Deprem Öldürmedi Asbestle Öldürecekler!”
Son Eklenenler
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...