Buradasınız
Metal Sürecinden Doğru Dersler Çıkarmak
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
13 Eylülde Arçelik-LG direnişçilerini ziyaret eden işten atılmış Enpay işçileri, metal sektöründe onlarca fabrikayı sarsan mücadelelerinin deneyimlerini paylaştılar. Bir Enpay işçisi, patronların işçileri yenilgiye uğratmak için tüm işyerlerinde hep aynı yöntemleri kullandığını belirtti. “Bir hamleden sonra hangi hamlenin, hangi saldırının geleceğini aslında bilebilirdik. Çünkü patronlar hep böyle yapmışlar, yapıyorlar. İş durdurmamıza neden olacak şekilde uyguladıkları baskı, öncü işçileri işten çıkarmaları, işçilerin birliğini dağıtmak için attıkları adımlar her işyerinde sırasıyla aynıydı.” Aslında bu sözler patronların ne kadar örgütlü olduğunu gösteriyor. Çünkü onlar tek tek kişiler olarak değil bir sınıf olarak hareket ediyorlar. İşçileri tek tek insanlar olarak değil, kendi sınıflarının karşısındaki düşman sınıf olarak görüyor, kişilerle değil bir sınıfla mücadele ediyorlar. Fakat örgütsüz ve deneyimsiz işçiler, kendilerinin karşısında işçileri sömürerek ayakta duran düşman bir sınıf olduğunu, sermaye sınıfını göremiyorlar.
Arçelik-LG işçileri, mücadelelerinin daha başında işyerindeki müdürlerden biri olan “Ahmet Bey”in verdiği sözlere inandılar. Ahmet Bey, “babaydı” ve işçilerin tüm taleplerinin makul olduğunu, kabul edileceğini söylüyordu. Tüm işçilerin ve kameraların önünde “sizin güvenceniz benim” dediğinde işçiler onu coşkuyla alkışladılar. Elbette “Ahmet Bey” ve Koç Holding işçilerin hiçbir talebini karşılamadı. 173 Arçelik-LG işçisi işten atıldı. Aradan aylar geçtikten sonra, Ankara’daki ORS fabrikasının patronu da Türk Metal’den istifa eden işçileri cezalandırmak için harekete geçti. İşçiler fabrika önüne döküldüklerinde orada da bir “Ahmet Bey” vardı. ORS’un patronuydu. İşçiler aynı şekilde teşekkürlerini sunuyorlardı “Ahmet Bey”e. Arçelik-LG işçileri, kendi aralarında yaptıkları sohbetlerde şöyle diyorlardı: “Aman ha, Ahmet Bey’in sözüne de ‘Ahmet Beylerin’ sözüne de kanmayın. Bir arada durun ve mücadelenize sahip çıkın.” Ama ne yazık ki ORS işçileri “Ahmet Bey”e güvendiler. Oysa işçiler Ahmet Bey’e değil, sadece kendi örgütlü güçlerine güvenmeliydiler.
Sermaye sınıfının en güçlü örgütlerinden biri olan işçi düşmanı MESS, işçilere karşı büyük bir saldırı dalgasını yükseltiyor. İşçilerin günler, haftalar süren eylemlerine sahne olmuş işyerlerine yeniden Türk Metal’i sokmak istiyor. Bunu “Ahmet Beyler” eliyle yapıyor ama “Ahmet Beyler”in kişisel yöntemleri ile değil kendi sınıfının çıkarları ışığında, kendi sınıfının ince elenip sık dokunmuş yöntemleriyle yapıyor. Patronlar işçileri sömürmeyi, ezmeyi, baskı altında tutmayı, bölüp parçalamayı çok iyi biliyorlar. İşçi mücadelelerini bastırıp yok etmeyi çok iyi biliyorlar. MESS’in saldırı atakları altında kalan işçilerse, tam anlamıyla örgütlü davranamıyor ve doğru tutum alamıyorlar. Patronlar sınıfının karşısına örgütlü, deneyimli, bilinçli işçiler olarak dikilemiyorlar. Tek tek işçiler, tek tek işyerleri olarak hareket ediyorlar. Oysa bu yöntemle verilen mücadele sonuç vermiyor; MESS’i, Türk Metal’i dize getirmeye yetmiyor.
Pek çok işyerinde metal işçileri, patronlara, “biz sadece Türk Metal’den istifa etmek istedik, sizinle bir sorunumuz yok” dediler. “Ahmet Beylere” teşekkür ettiler. Patronların bu konuda tarafsız olabileceğine inandılar. Karşılarında MESS’iyle, Türk Metal’iyle, hükümetiyle, medyasıyla, polisiyle kapitalist sınıfın olduğunu bilince çıkaramadılar. Sermayeyi temsil eden kişilerin, işveren sözcülerinin vicdanlarıyla hareket edebileceğini, haklı durumda olan işçileri ekmeklerinden etmeyeceklerini zannettiler. Oysa sermaye sahiplerinin vicdanı da dini de imanı da insanlığı da o sermayeyi büyütmek içindir. Elbette işçiler bu gerçeği fark etmeli ve mücadele yoluna öyle devam etmelidirler.
İşçiler ne zaman ki bir sınıfın parçası olduklarını kavrar, tek tek işçiler, tek tek işyerleri olarak davranmaktan vaz geçer ve birlikte mücadele verirler, işte o zaman patronların karşısında büyük bir güç olurlar. O zaman sınıf bilinçli işçiler olurlar. Kısacası, birlik, örgütlülük ve dayanışma, işçilere güç, güven, bilinç ve kararlılık verir. İşte bu, sadece emeği sömürülen işçiler olmaktan çıkıp dünyayı değiştirecek “işçi sınıfı” olmanın ilk adımıdır. Metal işçilerinin mücadelesi çıkarılmayı bekleyen pek çok dersle dolu. Doğru dersler çıkarabilmek bu ilk adımı atmakla başlıyor.
Eğitimde Yeni Dönem!
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- İşçi Dayanışması 194. Sayı Çıktı!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- İşçi Dayanışması 193. Sayı Çıktı!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
Son Eklenenler
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.
- Özellikle işçi sınıfının genel örgütlülük ve bilinç düzeyinin gerilediği, siyasi iktidarın her türlü kanunsuzluğu yapan patronların arkasında durduğu günümüzde, Eti Krom patronunun tutumu patronların ortak tutumu haline gelmiştir. İktidarın gücünü...
- UİD-DER Web TV, filmleriyle işçi sınıfını anlatan Ken Loach’u Türkiyeli işçilere anlatmak üzere “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adlı mini bir belgesel hazırladı. İşçi sınıfının bu büyük yönetmenini anlatan belgeselimizi...
- Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Purmo Group'ta grev, 66. gününde kazanımla sonuçlandı. Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de, düşük ücretlere ve hak gasplarına karşı 1 Temmuzda iş bırakma eylemi başlatan maden...
- Sabahtan akşama kadar televizyon izlesek, kanal kanal gezip tartışma programlarına, dizi ve filmlere baksak hiçbirinde işçilere ve sorunlarına dair gerçekleri göremeyiz. Yüksek tirajlı gazetelerde, çok tıklanan haber sitelerinde işçilerin...
- Trafikte, toplu taşımada, market alışverişinde, hastane kuyruğunda, hatta yolda yürürken bile birbiriyle tartışan veya kavga eden insanlara şahit oluyoruz. Hatta bizler de kimi zaman bu tartışmaların bir parçası oluyoruz. Peki bu gerginlik nedensiz...
- Yaz aylarında havaların bir anda ısınmasıyla birlikte işyerleri adeta fırın gibi oldu. Gün içerisinde işçilerin sırtındaki ter birkaç kez kuruyor. İşte bu koşullarda her şeye rağmen Ramazan ve Kurban Bayramı tatilleri biz işçiler için bir can simidi...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1,5 yıl geçti. On bir kenti etkileyen depremlerde enkaz altında kalan on binlerce insanın ve yakınlarının feryatları günlerce dinmedi. Enkazdan sağ kurtarılabilecek binlerce insan, arama kurtarma çalışmalarının...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan ve Özçelik-İş Sendikasının örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 20 Haziranda greve çıkmışlardı. UİD-DER’li işçiler olarak bizler de...
- Srebrenitsa’da, 1995 Temmuzunda, 8 bini aşkın Boşnak, Sırp egemenleri tarafından katledildi. Geçmişten günümüze emperyalistlerin kışkırttığı tüm savaşlara baktığımızda ölenlerin, acı çekenlerin, yasa boğulanların emekçiler olduğunu, savaştan siyasi...
Düşün
Okyanusları, denizleri, dereleri, nehirleri
Düşle
Parmaklıkların ötesindeki sonsuz dünyayı
Düşün
...- 43 gündür direnen Sumitomo işçilerinin grevi kazanımla sonuçlandı. Adana’da PTT bünyesinde çalışan taşeron işçiler iş baskısı ve kötü çalışma koşullarına karşı 9 Temmuzda iş bıraktı. İşçilerin eylemi ikinci gününde kazanımla sona erdi. Manisa’da...
- TÜİK Haziran 2022 itibariyle enflasyon sepetine hangi ürünleri koyduğunu ve bu ürünlerin fiyatını ne olarak kabul ettiğini açıklamayı bıraktı. İki yıldır TÜİK’in açıkladığı enflasyonu neye göre hesapladığını bilmiyoruz. Yani sepet iki yıldır kayıp!...