Buradasınız
Mücadeleyi Biz Kazanmalıyız!
Bir kadın çorap işçisi
Ben 24 yaşında bir ev kadınıydım, ta ki 3 ay öncesine kadar. Bir arkadaş vesilesiyle bir çorap fabrikasında çalışmaya başladım. Daha önce hiç çalışmadığım için bir işçi olarak haklarımı da bilmiyordum. Orada çalışan arkadaşlar bana, “ustabaşın sana ne diyorsa yap, hangi masaya geçmeni istiyorsa geç, sakın itiraz etme” dediler. Haklarımı bilmediğimden, peki deyip, başımı öne eğip çalışmaya devam ettim.
8 Mart Emekçi Kadınlar Günü yaklaştığında UİD-DER’li bir arkadaşla tanıştım ve beni düzenledikleri etkinliğe davet ettiler. Etkinliğe kızımla beraber gittim. Yapmış oldukları her söyleşi, şiir okumaları beni etkiledi, daha doğrusu büyüledi diyebilirim. Oradaki herkesin yüzünde “ben senin yanındayım, ekmeğimizi bölmelerine izin vermeyelim” diyen bakışlar vardı. Sıcak bir ortam ve haklarımı öğreneceğim emekçi arkadaşlar…
Bir emekçi olarak benim de haklarım var. Bizler vardiyamızda düğmesine basılan bir makine değiliz. Neden haklarımızı savunmayalım? Ben de emekçi kadınların yanındayım ve haklarımı savunmak istiyorum. Ben insan gibi çalışmak istiyorum.
Etkinlikte, hakları için savaşan emekçi kadınların azmi, mücadelesi beni çok duygulandırdı. Onlar için yazılmış türküler ve şiirler beni çok etkiledi. Biz kadınız, işçiyiz, emekçiyiz. Haklarımızı almalıyız. Bu düzeni hep beraber değiştirmeliyiz. Haklarımıza tecavüz eden patronların ellerine kelepçeler takılsın istiyorum. Patronların kendi yasalarını kabul etmemeliyiz. Dostluk ve dayanışmayla patronlarla mücadeleyi biz kazanmalıyız.
Son Eklenenler
- Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Türk-İş, 20 Ağustosta Türkiye genelinde bölge temsilcilikleri önünde ve kent meydanlarında kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirdi. Basın açıklamalarına Türk-İş’e bağlı sendikaların yöneticileri ve üyesi...
- Antep’te Akcanlar Tekstil’de vergi kesintileri ve 7’li vardiya sistemine geçilmesi nedeniyle 17 Ağustosta iş bırakan işçilerin direnişi sürüyor. CarrefourSA’nın İstanbul Esenyurt’ta bulunan deposunda 12 Ağustosta başlayan direniş devam ediyor....
- KESK ve emekli örgütlerinin çağrısıyla 16 Temmuzda Ankara, İstanbul, Eskişehir, Antalya, Bursa ve Diyarbakır gibi büyükşehirler başta olmak üzere pek çok kentte “Sefalete Teslim Olmayacağız!” eylemleri gerçekleştirildi. Ankara ve İstanbul’daki...
- Siyasi iktidarın vergi politikası doğrudan emekçileri hedef alıyor. Hemen her şeye yapılan fahiş zamlar yetmiyormuş gibi bir de durmaksızın vergi ödemek zorunda bırakılıyoruz. Açlık sınırındaki ücretlerle geçim mücadelesi verenleri vergi rekortmeni...
- Dükkânda televizyon açıktı ve haber bülteninde “Kenya’da halk sokaklarda” haberi dönüyordü. O sırada içeri giren bir müşteri bir süre televizyona baktıktan sonra “Ya abi! Şu Kenyalılar bile sokağa çıkıyor, biz halen sesimizi çıkaramıyoruz” dedi ve...
- İzmir, Aydın, Bolu, Uşak, Manisa ve Karabük’te toplam 8 ayrı bölgede çıkan yangınlar nedeniyle ormanlar yine küle döndü. Günlerdir süren orman yangınları, müdahalenin de gecikmesiyle birlikte yerleşim yerlerine sıçradı; çok sayıda ev ve sanayi...
- “Sağlıkta dönüşüm” adı altında gerçekleştirilen saldırı politikalarının sonucu olarak sağlıkta özelleştirmenin önü alabildiğine açıldı. Zamanla kamu hastanelerinde verilen sağlık hizmeti niteliksiz ve yetersiz hale getirildi. Böylelikle iktidarın...
- 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin üzerinden 25 yıl geçti. Marmara depremi bu toprakların gördüğü en büyük felaketlerden biriydi. Deprem kuşağında olduğu bilinen Türkiye’de egemenler yine emekçilerin canını hiçe saymıştı. ‘99 depremine kadar irili...
- UİD-DER, 15-16 Haziran Genel Direnişinin 54. yılında adına yaraşır bir anma gerçekleştirmişti. Ben de o salonu dolduran ve yüreği mücadele için atan işçilerle aynı heyecanı yaşamıştım. Etkinlik sonrasında her yaştan UİD-DER’li işçilerin sohbetlerini...
- Bursa’da Gemlik Gübre Sanayi A.Ş’de çalışan 6 işçi DİSK’e bağlı Lastik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atıldı. Lastik-İş Sendikası, işverenin işçilerin sendikalı çalışma hakkına saldırarak işçi atmasını ve içeride baskıyı arttırmasını...
- Polonez işçileri Çatalca’da sürdürdükleri direnişlerinin 28. gününde şirketin Ataşehir’deki Genel Müdürlüğü önünde düzenledikleri eylemle taleplerini bir kez daha haykırdılar.
- Bizim için bu filmin bir anlamı da filmi göçmen bir işçi arkadaşımızla beraber izlememiz oldu. Arkadaşımız filmde yalın bir dille anlatılan gerçeklerin benzerlerini yaşadığını aktardı. Filmdeki bir sahne önemliydi. Filmin ana karakterlerinden biri...
- Zafer Açıkgözoğlu, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesinde taşeron olarak çalışan 26 yaşında gencecik bir işçiydi. Henüz 1 aylık işçi olduğu hastanede altyapı eksikliği yüzünden patlayan kanalizasyonda temizlik yapması istendi. İtiraz...