Buradasınız
Bize Baştan Bakanlara Mektup!
Gazi Mahallesi’nden bir işçi
Hiç düşünmemiştim bu kadar kolay zengin olacağımı. Ama zengin olmuşum, benim bundan haberim yok. Hangi arada zengin oldum inanın anlayamadım. Yoksa siz de, benim gibi zengin olduğunuzun farkında değil misiniz? Bu cümleleri okurken, yüzünüzdeki şaşkınlığınız sizin de zengin olduğunuzdan bihaber yaşadığınızı ele veriyor. Öyle alay ederek gülmeyin ne olur. Hadi diyelim ki ben sizinle dalga geçiyorum. Yahu koskocaman Başbakan da mı sizinle dalga geçiyor? Bakın bu sözler bana ait değil, bu sözler bize baştan bakan Erdoğan’a ait: “Ülkede ekonomi her geçen gün büyüyor. Buna bağlı olarak daha da zenginleşiyoruz. Türkiye zengin ülkeler sıralamasında 26. sıradan 17. sıraya yükseldi. 2023’teki hedefimiz ise en zengin 10 ülke arasına girmek.” Bu sözleri en son konuşmalarından sizin için özetledim. Şimdi inandınız mı? Yüzünüzdeki tebessümün farkındayım. Sanırım biraz kafanız karıştı. İnanın zengin olduğumu ilk duyduğumda benim de kafam karışmıştı. Neyse ki ben UİD-DER’e gidip geliyorum. Orada bu meselenin iç yüzünü yapılan birçok etkinlikle daha iyi anlama şansım oldu. Belki sizin bu şansınız yoktur diye, bu konuyu sizinle paylaşmak istedim. İşte zenginliğimizin övünç tablosu:
- Asgari ücrete “12 saat” çalışıyoruz.
- Haftanın 7 günü çalışıyoruz.
- Ev kiralarımızı ve faturalarımızı doğru dürüst ödeyemiyoruz.
- Evimize kırmızı et arada sırada uğruyor. Bol ekmekle doyuruyoruz karnımızı.
- Yaşamış olduğumuz mahallelerden dışarı çıkmaya, hem zamanımız yok hem de paramız.
- Üzerimize başımıza doğru dürüst elbise alamıyoruz.
- Çocuklarımızı okutamıyoruz.
- Bir lokma ekmek kazanmak için gittiğimiz işyerlerinden, her gün evimize cesedimiz geliyor.
- Milyonlarca işsiz ve geleceğe dair umutsuzuz.
Hal buyken birileri çıkıyor göğsünü gere gere hiç utanmadan her geçen gün durumumuzun daha iyiye gideceğinden bahsediyor. Yok efendim şöyle sıra atladık böyle de atlayacağız diyor. Yukarıdaki tablo milyonlarca işçinin ne kadar zengin olduğunu gösteriyor değil mi? İşte bizim zenginliğimiz de demek ki böyle oluyor. Zengin olduk diyenlerin hangisi bu sorunları yaşıyor dersiniz? Bence bu soruya siz cevap verin.
Bizi yönetenler, yani bize baştan bakanlar, onlardan çok altlarda olduğumuz için maalesef bizleri göremiyorlar. Onların etrafında sefalet koşullarında yaşayanlar değil, her geçen gün dünyanın dört bir tarafında yeni yeni fabrikalar kuran, her gün işçinin kanını emerek daha fazla büyüyen patronlar var. Haklısın, baştan bakanların en büyüğü yerden göğe kadar haklısın! Her geçen gün bizim emeğimizi çalarak büyüyorsunuz. Sen ve senin sınıfın o kadar bolluk içinde ki, bir tek sizin için her şeyin en güzeli var. Sanki bir tek siz yaşıyorsunuz bu koskoca dünyada. Yok, pek sayın bakanlar, işçiyiz ama aptal değiliz. Unutmayın size bu ayrıcalıklı yaşamı kendi ellerimizle sunuyoruz. Sadece biraz daha sabrediyoruz. Her geçen gün biraz daha öfkemizi örgütlüyoruz. Dünyanın dışındaki gezegenlerde boşuna hayat arayıp kendinizi yormayın. Günü geldiğinde kaçacak delik bile bulamayacaksınız. İşte o zaman biz işçileri göreceksiniz. Hani sizin bir sözünüz vardı ya “ayaklar baş olursa kıyamet kopar” diye, bu kıyameti size yaşatacağız. Bu yıl dünyadaki 1 Mayıs alanlarına bakın bütün kinimizle biz orada olacağız. Haydi dostlar, haklı taleplerimizi haykırmak için, patronlar sınıfına kendi sınıfımızın gücünü göstermek için şimdiden çalışmalara başlayalım. O gün onların bütün gözleri bizim üstümüzde olacak. Haydi işçi kardeşlerim, onların yüreklerine korku salalım ve hep birlikte haykıralım “bu dünyayı size dar edeceğiz” diye.
Merhaba
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
- Bruno’nun Fikri, Benim Fikrim, Senin Fikrin…
- Yüzüncü Maymun Teorisi
- Bir Otobüs, İki Kuşak ve İşçi Sınıfı
- “Hey” Diyen ve UİD-DER Saflarında Büyüyen Çocuklarımız
- Butimar, Sen Safi Bir Kuş musun?
- Her Şeyin Bizim Ellerimizde Olması İçin!
- “Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisidir”
- “Dert Bizde, Derman Ellerimizdedir”
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...
- 1 Mayıs’a gitmeden önce egemenlerin yarattığı algı yüzünden benim de endişelerim vardı. Fakat “Ben hakkımı savunmalıyım” diye düşünerek, arkadaşlarımın ısrarlı daveti sayesinde UİD-DER’le birlikte Bursa’da 1 Mayıs’a katıldım. İlk 1 Mayıs’ımdı, iyi...
- Ağır sorunlar altında bunalan işçi sınıfının bu sorunlar karşısında bir çıkış yolu bulabilmesi için sendikalarına sahip çıkması, sermayenin ve sendika bürokratlarının planlarını, niyetlerini boşa düşürmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle siyasi...
- Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden işletmesinde 14 Ekim 2022’de patlama meydana gelmiş, 43 maden işçisi yaşamını yitirmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Patlamaya ilişkin 7’si tutuklu 23 sanığın yargılanmasına 8...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen mitinglere yüzbinlerce sendikalı sendikasız işçi, işsiz, emekli, emekçi kadın, genç katıldı. İşçi ve...
- Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmak isteyen işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Bursa’da Öz İplik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerine devam eden Durak...
- Türkiye tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma Katliamı davasında daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisi ilk kez hâkim karşısına çıktı. Katliamın 10. yılında görülmeye başlanan kamu davasının ilk duruşması 8 Mayısta Soma 2. Asliye Ceza...
- Merhaba işçi ablalarım, abilerim. Ben İzmir’de yaşayan bir lise öğrenciyim. Ben de UİD-DER ile 1 Mayıs’a katılmak için İstanbul’da yaşayan teyzeme geldim. İlk defa 1 Mayıs’a katıldığım için sizlerle duygularımı paylaşmak istiyorum.
- Bu sene de 1 Mayıs’ı ağır şartlarda karşıladık. Bir tarafta ekonomik yıkım diğer tarafta savaş, göç sorunu ve işsizlik. Biz işçilerin birikmiş nice sorunu bulunuyor, toplum nefessiz bırakılıyor. İşte bu şartlar altında UİD-DER işçilere umut oldu,...
- Türkiye’de işçiler, reel ücretlerin düşmesi, çalışılmış günlerin ücretinin dahi patronlar tarafından gasp edilmesi gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Diğer taraftan sağlık emekçileri ticarethaneye dönüştürülen sağlık sisteminin dayattığı ağır iş yüküyle...
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.