Kapitalizmin Gösterdiği Çıkış: Uyuşturucu!

Kapitalist sömürü sistemini sadece ekonomiye dayandırmak ve yalnızca maddi yönden sömürü altında yaşadığımızı düşünmek yetersiz ve yanlış bir algı olur. Bu aşağılık sistem, insanın etrafını öyle bir kuşatır ki, uyuşturucu, kumar, fuhuş, hırsızlık gibi bataklıklara düşmek an meselesi olur. Kapitalizm bu bataklıkta çırpınan insanlara her gün yenilerini ekler. İşten atılan, evinin ihtiyaçlarını gideremeyen, kredi kartı borçlarını ödeyemeyen, örgütsüz ve sınıf bilincine sahip olmayan pek çok insan, çıkışı bu bataklıklarda arar, çırpındıkça da bataklığın derinliklerine saplanır.

Burjuvazinin emekçi sınıfa sunduğu birçok filmde, dizide, müzikte, insanların kurtuluşunun olamayacağı ve “böyle gelmiş böyle gider” propagandası yapılıyor. Birçok şarkı sözü “başım dumanlı, depresyondayım” sözleriyle bezelidir. Sistem canileştikçe, intiharlar, depresyon ilaçlarının kullanımı ve uyuşturucu kullanımı artıyor. Ne acıdır ki uyuşturucu kullanım yaşı ilkokul çağlarına kadar indi.

Televizyon ve gazete haberlerinde sık sık “şok baskın, uyuşturucu operasyonu, şafak baskını” gibi haberlerle uyuşturucu tacirlerinin yakalandığından bahsedilir. Oysa yakalanan kişiler genelde gecekondu mahallelerinde yaşayan, bu işin “torbacılığını” yani en ufak şekilde satışını gerçekleştiren son basamaktaki kişilerdir. Bu bir aldatmacadır, kapitalist devletlerin uyuşturucuyu yok etmek, insanları bundan kurtarmak gibi bir niyeti yoktur, olamaz da. Çünkü bu da bir rant aracıdır. Büyük uyuşturucu kaçakçıları dururken, kenar mahallelere göstermelik baskınlar yapmak kapitalist sistemin bir aldatmacasıdır. Kapitalizm var oldukça uyuşturucu, kumar ve her türlü yozluk artarak sürecektir. Ancak örgütlü sınıf mücadelesi ile bu sistem yıkıldığında, insanca bir yaşama ulaşılacak, yozlaşma son bulacaktır.