Buradasınız
Viktorya’nın Asıl Sırrı
Dünyanın pek çok ülkesinde çocuk işçi çalıştırma giderek yaygınlaşıyor. Üstelik yaşları 5 ilâ 17 arasında değişen bu çocukların pek çoğu kötü koşullarda, ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılıyorlar. Dünyanın önde gelen dev şirketleri de bu işin başını çekiyorlar. Bunlardan biri de ABD’li ünlü iç giyim firması Victoria’s Secret’tir. Markanın Türkçesi Viktorya’nın sırrı anlamına geliyor. Gösterişli reklamlarda anlatılanın aksine bu sırrın ne olduğunu çocuk işçiler çok iyi biliyor. Beş yıldır Afrika’nın yoksul ülkelerinden biri olan Burkina Faso’dan organik pamuk alan firma, ülkede 10-15 yaşlarındaki çocukların kötü koşullarda çalıştırılmasına, hatta dövülmesine göz yummuştur. ABD’li finans dergisi Bloomberg Markets’in yaptığı araştırma bu gerçeği gözler önüne serdi. Derginin Şubat ayı sayısında çocuk işçilerle yapılan röportaja yer verildi. Burkina Fasolu çocuk işçiler, okula gitmek yerine güneş doğmadan işe başladıklarını, günde 500 sıradan fazla tarlayı sadece kas gücüyle ve çapayla işlediklerini, öküz ya da saban kullanmalarının yasak olduğunu, tüm gün eğilerek pamuk topladıklarını, bunun acı verici olduğunu ve eğer yavaş davranırlarsa şeflerinin onları dövdüğünü söylediler.
Yüzde yüz yağmur suyuyla beslenen ve hiçbir tarım ilacı kullanılmadan elde edilen pamuk kullandığını duyuran Victoria’s Secret, ürünlerini insanların yaşam kalitesini arttırdığı iddiasıyla piyasaya sürdü. “İnsanların yaşam kalitesini” arttırdığını iddia eden firma, çocuk işçilerin daha oyun çağlarında hayatlarını karatmaktan geri durmuyor. Yıllık cirosu milyon dolarlarla açıklanan firmanın düzenlediği şaşalı defileler ve bu defilelere çıkan dünyaca ünlü mankenlere ödediği para bile insanın dudağını uçuklatmaya yetiyor. Elbette ki bu değirmenin suyunun nereden geldiğini tahmin etmek zor değildir. Defilelerde Victoria’s Secret melekleri adı altında boy gösteren mankenlerin yer aldığı bu organizasyonlar da medyada bir hayli geniş yer alıyor. Hepsi de şirketin meleklerinden söz ediyorlar. Tarlalarda dövülerek, güneşin altında saatlerce karın tokluğuna çalıştırılan çocukların gerçeğine ise kulak veren yok!
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün açıkladığı rakamlara göre, dünyada tam 215 milyon çocuk işçi bulunuyor. Bu çocukların 157 milyonu 15 yaşın altında. Yaşadığımız topraklarda da Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan araştırmalara göre, 6-17 yaş arasında 1 milyonun üzerinde çocuk çalışıyor.
İçinde yaşadığımız sistem kadın, erkek, çocuk, yaşlı demeden acımasızca sömürüye devam ediyor. Çocukların çocuk olabildiği, insanca yaşayabileceğimiz bir dünya, biz işçilerin ellerinde şekillenecektir. Kurtuluşa giden yol, işçilerin örgütlenerek kapitalist sömürü düzenine karşı mücadele etmesinden geçiyor.
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
Son Eklenenler
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...