Buradasınız
Mağdur Olmak mı, Yoksa Muhatap Olmak mı?
Kıraç’tan bir deri işçisi

Günden güne zorlaşan hayat koşulları, akıp giden zaman ve bireyin kendini yönetememesi… Bugün milyonlarca genç işçi çalışıyor, üstelik ağır şartlarda ve uzun saatler boyunca. Üstelik aldığımız ücretler o kadar düşük ki ne kendimizi ne de evimizdekileri memnun edebiliyoruz. Hep şu laflar dönüyor işçi gençlerin evlerinde; “ben senin yaşındayken 5 kişilik nüfusa bakıyordum. Sen şimdi kendine bile yetmiyorsun.” Aldığımız ücretin tamamına yakınını eve veriyoruz ama gene evimizdekileri memnun edemiyoruz. Çünkü asgari ücrete çalışıyoruz birçoğumuz. Evet, bir yandan babalarımızın kendi zamanlarında aldıkları ücret ile bu zamanı kıyaslaması haklı, fakat bu kişinin beceriksiz olduğu için düşük ücret aldığı anlamına gelmiyor. Pahalılaşan hayat koşulları karşısında ve en önemlisi ÖRGÜTLÜLÜKTEN yoksun oluşumuzdan bu kadar düşük ücretlere mahkûm oluyoruz ve kendimize sosyalleşme anlamında bir şey katamıyoruz. Örneğin bir sinemaya, tiyatroya, futbol maçına gidemiyoruz, ya da istek duysak bile bir resim ya da gitar kursuna gidemiyoruz. Çünkü kendimize yönelik ne zaman bulabiliyoruz ne de para bulabiliyoruz. Neden mi? Bu sistem içerisinde insan eve mahkûm oluyor, yani evde çocuklar kazanç sağlayan veya gelir beklenen kişiler olarak düşünüldüğünden, aldıkları parayı da harcayamıyor, olduğu gibi eve veriyorlar.
Geçenlerde maaşımızı aldık, arkadaşlarla beraber eve gidiyoruz. Arkadaşa; “o kadar mesai yaptın, artık bugün senden bir şeyler yeriz” dedim. Arkadaş ise ezile büzüle içinde evin baskısının her şekilde dışa vurduğu bir ifadeyle “aldığım paranın hepsini babama veriyorum” dedi. Kendine harçlık olarak ne kadar aldığını sordum; “5 TL” dedi. Bir ay boyunca genç bir çocuğun cebinde 5 TL olacaktı. Ve ben orada o çocuğa çiğköfte aldırdım, sırf kazandığı parayı harcama duygusunu tatsın diye. Şimdi başta söylediğim şeylere değinecek olursam, kazandığı paraya elini süremeyen bir genç yarın nasıl kendi ayakları üzerinde durabilsin, o genç kendini geliştirebileceği sosyal, siyasal faaliyetlere nasıl katılabilsin ve bu suskunlaştırılmış genç bir haksızlık karşısında nasıl duyarlı olabilsin?
Kapitalist sömürü sistemi, aile ilişkileriyle kişiyi içe kapanık, kendi halinde, söz sahibi olmayan bireyler olarak yetiştirtiyor. Ne evimizde konuşabiliyoruz ne de fabrikada bir haksızlık karşısında sesimizi çıkartabiliyoruz. Kendi ayakları üzerinde durabilen; deriyi, plastiği, camı, tahtayı, pamuğu, hayatı dönüştüren bizler öncelikle de kendimizi dönüştürmeliyiz.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın yüzde 16’lık sefalet zammı dayatmasına karşı 26 Haziranda Türkiye genelinde yarım gün iş bıraktı. Türkiye Sağlık-İş Sendikasına...
- İspanya’nın güneyinde bulunan sanayi kenti Cadiz’de yaklaşık 30 bin metal işçisi grevde. 18-19 Haziranda 2 günlük grevlerinin ardından talepleri karşılanmayan işçiler 23 Hazirandan bu yana süresiz grevdeler. CCOO ve UGT sendikalarına üye işçiler,...
- Gençlik dönemi, insan hayatının en heyecanlı, en meraklı ve en enerjik zamanlarıdır derler. Bu yönleriyle gençlik bir nehre benzetilebilir; coşkulu, yönünü arayan, bazen de önüne çıkan taşlara çarpa çarpa yolunu bulan… Bazen hızlı, bazen yavaş akar...