Buradasınız
OSTİM-İVEDİK Davası Yine Sonuçsuz Kaldı
3 Şubat 2011’de OSTİM ve İVEDİK’de peş peşe meydana gelen iki patlama sonucunda 20 işçi yaşamını yitirmişti. Her iki patlama da patronların iş güvenliği önlemlerini almaması nedeniyle yaşanmıştı. Yaşanan patlamaların ardından, işçilerin aileleri işverenlerden şikâyetçi olmuştu. Davanın 7. Duruşması, Ankara Adliyesi 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
8 Haziranda görülen dava, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin, istenen 3. bilirkişi raporunu mahkemeye iletmemesi nedeniyle, neredeyse başlamadan sona erdi. Dava, raporun ulaşmaması nedeniyle 19 Temmuza ertelendi.
Dava öncesi adliye binası önünde bir araya gelen işçi aileleri, bir basın açıklaması yaparak yaşadıkları süreci anlattılar. İşçi aileleri adına açıklamayı, patlamada kardeşini kaybeden Demet Gürer yaptı. Bugüne kadar süren mahkemelerde, sanık ve tanık ifadelerinde duyduklarının öfkelerini artırdığını söyleyen aileler, eşlerinin, çocuklarının, kardeşlerinin ne kadar kıymetsiz görüldüğünü anladıklarını ifade ettiler. Bundan sonra OSTİM’lerin, İVEDİK’lerin olmaması için herkesi davalarına destek olmaya çağırdılar. Gürer, ayrıca iş cinayetlerinin durması için 17 Haziranda İstanbul’da yapacakları “vicdan ve adalet” nöbeti için de çağrıda bulundu. Açıklama sonrasında söz alan işçi ailelerinin avukatı bilirkişi raporunu beklediklerini söyledi ve “her ne olursa olsun davanın takipçisi olacağız” dedi. Açıklama sonrasında “OSTİM’i Unutma, Unutturma”, İVEDİK’i Unutma, Unutturma!” ve “Sorumlular Yargılansın!” sloganları atıldı.
Dava başladığında adliye binası önünde bekleyen işçi aileleriyle kısa kısa sohbetler ettik. Kimi eşini kaybetmiş, kimi oğlunu, kimisi de babasını. Esme Demirbaş, oğlu Deniz’in daha 32 yaşında olduğunu söylüyor. Demir kaynakçısı oğlunun öldüğünde 3 yıllık evli olduğunu da ekliyor. Oğlunun, çalıştığı işyeri için “tehlikeli bir yer burası, çalışmaya korkuyorum” dediğini de aktarıyor.
Azize Atmaca ise patlamada eşi Mükremin Atmaca’yı kaybetmiş. “Eşim daha 44 yaşındaydı, üstelik orada çalışmıyordu bile. Haftada birkaç gün malzeme götürüyordu sadece, patlamanın olduğu gün yine malzeme götürmek için oradaydı” diyerek anlatıyor acısını. Adaletin er geç yerini bulacağını söylüyor, buna inanmak istiyor; “geç olacak belki ama peşini bırakmayacağız” diyerek davanın takipçisi olacağını ifade ediyor. Eşi Abdullah Karakulak’ı kaybeden Ece Karakulak ise “suçlu sanki bizlermişiz gibi davranıyorlar, herkes kendini aklamanın peşinde” diyor.
OSTİM’deki patlamada yaşamını yitiren Necdet Tanışman’ın annesi de adliye binası önünde “adalet” arıyordu. Zekiye Tanışman makine teknikeri olarak çalışan oğlunun 28 yaşında olduğunu söylüyor. Üstelik işe girişinin daha ikinci günüymüş. Daha önce çalıştığı işyerinden ayrılmış, Pazartesi OSTİM’deki iş merkezine başvuruda bulunmuş ve Çarşamba günü de işbaşı yapmış. Bir sonraki gün de yani Perşembe günü de saat 11’de meydana gelen patlamada o da yaşamını yitirmiş, “daha 3 aylık evliydi, eşi hamileydi” diyerek acısını paylaşıyor. Diğer oğlunu da askerdeyken kaybettiğini anlatıyor. İstanbul’da askerlik yaparken “oğlunuz öldü” demişler. Önce beyin kanaması demişler sonra intihar. Aile ikna olmamış ve dava açmış, iki yıl süren davada hiçbir sonuç çıkmamış. Oğlunun cenazesini bile zar zor aldıklarını anlatıyor. “İt iti ısırmazmış, ne oluyorsa garibana oluyor. Benim oğlumu öldürdüler, hiçbir ceza almadılar üstüne bir de bütün mahkeme masraflarını bizim üzerimize yıktılar. Biz devletin bize sahip çıkmasını bekliyoruz. Biz odun defnetmedik oralarda. Biri patlamada biri askerde iki oğlumu defnettim ben, insanız biz de” feryadıyla acısını dile getirdi Zekiye Tanışman.
Patronların almadığı iş güvenliği önlemleri nedeniyle her gün onlarca iş kazası yaşanmaya devam ediyor. Her gün başka bir iş cinayeti haberini okuyoruz. Yaşanan bu cinayetlerin sebebi patronlardır. Kâr hırsları yüzünden insanların yaşamını hiçe sayan patronlar sınıfına karşı tek güç işçilerin birliğidir.
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.