Buradasınız
Özel Hastanelerde Sömürü ve Hasta Bakım Anlayışı
İkitelli’den bir sağlık işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Size önce hastanenin ne olduğunu söyleyeyim mi? Hastane; müşahede, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon olmak üzere gruplandırılabilecek sağlık hizmetleri veren, hastaların uzun veya kısa süreli tedavi gördükleri, yataklı kuruluşlardır. Özel hastane deyince ise aklıma ilk önce şu geliyor: “Acaba çok para öder miyim?” Keşke özel hastaneler daha ucuz olsaydı, diyorum kendi kendime. Daha doğrusu kaliteli bir hizmet verselerdi diyorum. Eminim siz de benim gibi düşünüyorsunuzdur. Ben bir özel hastanede çalışıyorum. Bugüne kadar pek çok yanlış uygulama gördüm. Ve dahası insanların nasıl sömürüldüğünü… Size birkaç örnek vereceğim. Yoğun bakımda yatan hastalara çok miktarda enjektör isteniyor. Ancak bir enjektör birkaç ilaç için kullanılıyor. Sulandırılan ya da açılan bir ilaçtan pek çok hastaya tedavi uygulanıyor. Sonra bunlar sosyal güvencesi olan kişilere hasta taburcu edildiğinde fazla fazla fatura ediliyor. Yoğun bakım ünitelerinde merkezi hasta başı aspiratörleri bulunması gerekirken, portatif aspiratörler kullanılıyor. Yani enfeksiyon kaynağı… Bir de kaliteli hizmet anlayışından söz ediyorlar. Onlarca enjektörün parasını alıyorlar ama hastaya ilaç verilirken sadece bir ya da iki tane enjektör kullanılıyor. Elle solunum desteği vermek için kullanılan ambular yetersiz olduğu için birkaç hastaya kullanılıyor. Aspirasyon sondaları yine birkaç hastaya birden kullanılıyor. Bir beslenme sondası bir hastaya takıldıktan sonra günlerce çıkarılmıyor. E tabii haliyle enfeksiyon riski de bir o kadar yüksek oluyor. Bir de tahliller var. Özellikle başta kan tahlilleri olmak üzere idrar, dışkı ve biyopsi gibi tahlillerden çok fahiş paralar tahsil ediliyor. Yoğun bakımlarda yatan hastaların yakınlarından, bazı tahliller için “devlet karşılamıyor” denilerek para alınıyor. Yeni doğan bebeklere işitme ve göz muayenesi yapılıyor. Devlet bu muayeneler için para ödediği halde konuya dair bilgisi olmayan hastalardan yine para alınıyor. Pek çok haksız kazanç elde edilip, insanlar mağdur ediliyor. Poliklinik hizmetlerinde gösterilen muayene anlayışı yataklı servislerde ve yoğun bakımlarda göz ardı ediliyor.
Peki ya yönetim? Lüks araçlarla gezen yöneticiler? Ve onların yönettiği, zayıf gördüğü hemşireler ve diğer yardımcı personeller. İşte en can alıcı nokta da burası. Üst statüdekiler zenginleşirken, alt statüdekiler az maaşla, haddinden fazla çalıştırılıyor. 30 yataklı bir serviste en az 15 hemşire istendiğini düşünelim. Devlet hastaneleri bunu sağlıyor olabilir. Ama özel hastaneler bunu maalesef sağlamıyor. Hemşire sayısını minimum düzeyde tutuyor. Nedeni mi? Her zaman olduğu gibi yine kâr için. Bu durum hemşirelerin iş performansının azalmasını ve psikolojik olarak çökmesini de beraberinde getiriyor tabii. Yani patronların sömürücü anlayışı insanları sağlığından ettiği gibi çalışanları da sağlığından ediyor.
Şunu biliyor muydunuz? Bir yoğun bakım ünitesinde 6-7 aydan fazla çalışan bir personelin mahkemede şahitlik etmek istemesi durumunda, ruhsal durumunun bozuk olduğu düşünülerek şahitliği kabul edilmiyor. Oysaki Avrupa Birliği ülkelerinde yoğun bakımda çalışan hemşire veya doktorları, ruhsal ve bedensel olarak dinlenmeleri için belirli bir müddet yoğun bakımdan uzaklaştırıyorlar. Ama bizim ülkemizdeki özel hastanelerde bu durum önemsenmiyor, görmezden geliniyor. Umursanmıyor bile.
Size bir de şundan bahsetmek istiyorum. Hastanelerde hastalara kaliteli hizmet standartlarında hemşirelik hizmeti veriliyor diyorlar. Peki, hemşirelik hizmet veren o kişilerin çoğunun aslında hemşire olmadığını biliyor musunuz? Onlar kim biliyor musunuz? Onlar sadece bulunduğu birimin işleyişini öğrenmiş olan biyoloji bölümü, laborant ve anestezi teknisyenliği bölümü mezunlarıdır. Orada çalışan hemşirelerden ve doktorlardan, o birimin işleyişini ve çalışma şeklini öğreniyorlar. Sonra da hemşire gibi çalıştırılıyorlar. Bilhassa yoğun bakım ünitelerinde çalıştırılan biyologlar, laborantlar ve anestezi teknisyenleri bazı yanlış uygulamalar yapabiliyorlar. Yeni doğmuş bebekler ölümle burun buruna gelebiliyor. Bebek ölümleri sıralamasında El Salvador ve işgal altındaki Gazze’den daha kötü durumdayız. Etrafta iş arayan pek çok hemşirelik mezunu olduğu halde neden biyologlar, laborantlar ve anestezi teknisyenlerini çalıştırıyorlar diyeceksiniz. Tabii ki daha az maaşla çalıştırıp daha fazla kâr elde etmek için.
Umarım size özel hastanelerin iç yüzünü anlatabilmişimdir. Umarım bir gün özel bir hastanenin kurbanı olmazsınız ya da yanlış bir uygulamadan dolayı sağlığınız riske girmez.
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
Son Eklenenler
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...