Buradasınız
Sınıfsız Toplum İçin Mücadeleye!
Kimberly Clark’tan grev yaşamış bir işçi
Özveri, fedakârlık, adanmışlık, dayanışma, inanç, sınıf kardeşliği, halkların kardeşliği, enternasyonalizm, emek ve diğerleri. Hepsi ezen ve ezilenin olmadığı büyük ülkü “sınıfsız toplum” için.
Kolayca telaffuz ettiğimiz iki kelime “sınıfsız toplum.” Dünya nüfusunun çoğunluğu yoksullukla boğuşuyorsa kısaca zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoksa sınıfsız toplumu yaratmak çok kolay olmalı diye düşünebiliriz. Peki, öyle mi?
Dünya nüfusu 7 milyar, 4 milyarı yoksul, bir avuç insan ise toplam zenginliğin büyük bir bölümüne sahip! “Neden?” diye sorsak, bu durumun adil olmadığını söylesek; “beş parmağın beşi bir mi?” derler. “Tevekkül et, haline şükret, beterin beteri var” derler. “Yaratana karşı mı geliyorsun? Sen de yürüt gemini! Girişimcilik, demokrasi diye bir şey var” derler. Ya da “siz de hakkınızı öbür dünyada alırsınız” derler. Sistemlerini devam ettirmek için; insanları oyalayarak, uyuşturarak, aydınlanmalarını, bilinçlenmelerini engellemek üzere akla hayale gelmeyecek önlemler alırlar. Dini kullanırlar, medyayı kullanırlar, bayrak, vatan edebiyatı yaparlar, sistemlerini sürdürecek eğitim programı yaparlar, bilgi kirliliği yaratırlar. Halkları etnik-dini ayrımlarla birbirlerine düşürürler. Gerçeği ve doğruyu anlatan insanları engellemekten, karalamaktan, cezalandırmaktan, daha da ileri giderse öldürmekten çekinmezler. Hatta toplu imha etmekten, savaşmaktan dahi çekinmezler.
Şunu görmek gerekir ki üretim araçlarına sahip olanların tüm varlıkları çalışanların alın teriyle oluşmuştur. Ama işçi ve emekçiler bu haksız, eşitsiz ve sömürüye dayalı sisteme son verebilecek güçtedirler.
Neler yapabiliriz? Önce bilinçlenmeli; okuyarak, dernek, parti, sendikalara üye olup faal katılım sağlayarak… Öğrendiklerimizi üretimden gelen gücümüzü kullanarak, sorarak-sorgulayarak, alınan kararların çoğunluğun yararına olup olmadığını görerek, gerektiğinde yürüyüş düzenleyerek, boykot, protesto, isyan ederek…
Bence en önemlisi sınıfın tabanında örgütlenmesidir. Yılmadan, yılgınlığa kapılmadan, büyük bir özveri ile öğrenerek, öğreterek sınıfsız bir toplumu kurabiliriz.
Değerli şair Ahmed Arif’in dizeleriyle yazımı sonlandırmak istiyorum.
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip…
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarıda, derste, sırada,
Yürü üstüne üstüne,
Tükür yüzüne cellâdın,
Fırsatçının, fesatçının hayının…
Dayan kitap ile
Dayan iş ile
Tırnak ile, diş ile
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
Gör, nasıl yeniden yaratılırım
Namuslu, genç ellerinle
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte
Her biri vazgeçilmez cihan parçası.
“Güz Sancısı” Devam Ediyor
- “Bir Yemeklik Bamya”
- Kim Viral Olmalı?
- Sınıfına Ters Düşme!
- Asıl Hırsız Kim?
- Ruhumuzu Esir Alan Korkuyu Çıkarıp Atalım
- Konserve Yapmak Çözüm mü?
- “Çocuklarınız Zekiyse Bile İş Bulamaz!”
- Avrupa Bizi Kıskanırken Market Raflarına Ne Oldu?
- Biri Yıllık İzin mi Dedi!
- Annelerin Acıları Bize Ne Anlatıyor?
- Borsa’da Sadece Para mı Kaybedilir?
- Tatlı Meyve, Acı Reçete
- Bu Ülkenin Gündeminde Ne Var?
- Su Tasarrufu Çözüm mü?
- Haksızlığın Karşısında UİD-DER Var
- “Burada Ne İşiniz Var, Gidin Evinizde Dinlenin”
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Bize Yokluk, Milletvekillerine Bolluk
- Bandın Hızı mı İşçilerin Birliği mi?
- Tarım İşçileri, Devrilen Traktörler, Market Rafları
Son Eklenenler
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...
- Adana’da SASA-PTA Üretim Tesisi Şantiyesinde çalışan işçilerin Yapı Yol-İş Sendikasıyla birlikte ücret gaspına karşı başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Karşıyaka Belediyesi Kent AŞ işçileri, belediye önünde eylem yaparak ücretlerinin...
- Her gün yeni bir vahşet, felaket, savaş haberi alıyoruz. Çünkü içinde yaşadığımız ekonomik ve toplumsal düzen vahşet, felaket, savaş üretiyor. Her gün bir önceki güne göre daha kötü bir dünya ve yaşama açıyoruz gözlerimizi. Beraber çalıştığım bir...
- Çoğu işçi kardeşimiz birlikte hareket etmenin, hak mücadelesi vermenin zor olduğuna inanıyor. Gerçekten de hak mücadelesinde kolay bir yol yok. Peki ama kölelik koşullarında çalışmak, sefalete boyun eğmek kolay mı? Bireysel çabalarla hayat...
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri 24 Ekimde pek çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirerek devletin sağlık politikalarını, sağlık emekçilerinin maruz kaldığı sömürüyü ve tüm bunların bir sonucu olan bebek...
- Çalışma koşularımızın kötülüğünden, ücretlerimizin düşük olmasından ve genel sorunlarımızdan bahsederken “peki, bu durumda ne yapmalıyız” diye sorduğumuzda arkadaşlarımız kimi zaman “bu işyerinden bir şey olmaz” diyor.