Buradasınız
“Güz Sancısı” Devam Ediyor
Sefaköy’den bir grup işçi
UİD-DER Sefaköy temsilciliğinde “Güz Sancısı” adlı filmi izledik. Film etkinliğimize metal, tekstil, kargo, eğitim, sağlık sektöründen işçiler katıldı. Bundan 59 yıl önce, 6-7 Eylül 1955 yılında, Türkiye topraklarında yaşayan kardeş halklardan Rumlar, egemenlerin planladığı oyunla katledildi. İzlediğimiz filmde o yıllarda Türkiye’deki egemenlerin, yerli sermaye yaratma arzuları nedeniyle çeşitli dalaverelerle, özellikle İstanbul’da yaşayan Rumlara saldırılar tertiplemesi anlatılıyor. “Rumlar Atatürk’ün evini bombaladı” diye uydurma haber yayarak halkı galeyana getiren egemenler, Rumların dükkânlarını yağmalatmış, mallarına el koymuştur. Aynı zamanda halk Rumlara karşı kışkırtılmıştır.
Filmi izlerken pek çoğumuzun aklına bugün de yaratılan benzer düşmanlıklar geldi. Bugün de başta Suriyeliler olmak üzere, göçmen işçilere karşı bir hoşnutsuzluk almış başını gidiyor. Savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınmış Suriyeli işçilere, patronlar fırsatçılıkla yaklaşıyor. Suriyeli göçmen işçiler sigortasız, iş güvencesi olmadan çok ucuza çalıştırılarak sömürülüyorlar. Patronlar daha rahat sömürebilmek için Türkiye’deki bir işçi yerine göçmen bir işçiyi çalıştırmayı daha cazip buluyorlar. Türkiyeli işçileri de bu sayede daha ucuza çalışmaya mecbur ediyorlar. Göçmen işçiler, Türkiyeli işçilere suçlu olarak gösteriliyor ve ortaya “Suriyeliler geldi bizim işimizi, ekmeğimizi elimizden aldı” gibi sözler atılıyor. Bu yalanlarla ve milliyetçilikle kandırılan işçiler Suriyelilere, göçmen işçilere saldırıyor, dükkânlarını basıyorlar. Filmin ardından yaptığımız sohbetlerde de gördük ki; tıpkı geçmişte olduğu gibi bugün de asıl sorumlu ve suçlu olan halkları birbirine düşüren patronlar sınıfıdır. Onlar sermayelerine sermaye katsınlar diye halklar arasına, nifak tohumlarını bilinçli bir şekilde ekiyorlar. Halklar birbirini boğazlarken onlar kasalarını dolduruyor, zevk-ü sefa içinde yaşıyorlar. Bizler sınıf bilinçli işçiler olarak işçi sınıfı üzerinde oynanan bu oyunlara karşı uyanık olmalı ve dünya işçilerinin birliği için mücadele etmeliyiz. Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!
UİD-DER’den Dayanışma Ziyareti
Sınıfsız Toplum İçin Mücadeleye!
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...
- Adana’da SASA-PTA Üretim Tesisi Şantiyesinde çalışan işçilerin Yapı Yol-İş Sendikasıyla birlikte ücret gaspına karşı başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Karşıyaka Belediyesi Kent AŞ işçileri, belediye önünde eylem yaparak ücretlerinin...
- Her gün yeni bir vahşet, felaket, savaş haberi alıyoruz. Çünkü içinde yaşadığımız ekonomik ve toplumsal düzen vahşet, felaket, savaş üretiyor. Her gün bir önceki güne göre daha kötü bir dünya ve yaşama açıyoruz gözlerimizi. Beraber çalıştığım bir...
- Çoğu işçi kardeşimiz birlikte hareket etmenin, hak mücadelesi vermenin zor olduğuna inanıyor. Gerçekten de hak mücadelesinde kolay bir yol yok. Peki ama kölelik koşullarında çalışmak, sefalete boyun eğmek kolay mı? Bireysel çabalarla hayat...
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri 24 Ekimde pek çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirerek devletin sağlık politikalarını, sağlık emekçilerinin maruz kaldığı sömürüyü ve tüm bunların bir sonucu olan bebek...
- Çalışma koşularımızın kötülüğünden, ücretlerimizin düşük olmasından ve genel sorunlarımızdan bahsederken “peki, bu durumda ne yapmalıyız” diye sorduğumuzda arkadaşlarımız kimi zaman “bu işyerinden bir şey olmaz” diyor.