Buradasınız
İşçi Dayanışması’nı Neden Okumalıyız?
Gebze’den bir kadın işçi
İşçi kardeşim; gözünün yaşına bile bakılmadan alnının terini, gözünün nurunu akıttığın fabrikada kapının önüne konduğunda “ne yapalım rızkımız bu kadarmış” demekle yetiniyorsan, iş cinayetlerine “kader” diyorsan, sendikanın “s” sini dahi bilmiyorsan, haksızlığa uğradığında ne yapacağını bilmiyorsan eğer, sen daha “İşçi Dayanışması” ile tanışmamışsın demektir. Sen daha İşçi Dayanışması’nı okumamışsın demektir.
UİD-DER’li işçiler fabrika önlerinde, işçi duraklarında, işçi mahallerinde stantlar açarak sana sesleniyorlar; “Böyle Gelmedi, Böyle de Gitmeyecek” diyorlar. “Aman siz de… Her ay dağıtıyorsunuz da ne oluyor, bu işçilerden bir şey olmaz. Emeğinize yazık” diyerek sana uzatılan bülteni almayan kardeşim, sanadır sözümüz. Sen İşçi Dayanışması okumadığında, “amaan” dediğinde, yaşadığın koşullar daha iyi mi olacak? İşçi Dayanışması seni, beni, onu, bizi tüm işçileri anlatıyor. Dünyanın bir ucunda herhangi bir ülkedeki işçinin mücadelesini, yanı başındaki sanayi bölgesinde işçilerin haksızlıklara karşı nasıl birbirlerine güvendiklerini, nasıl birbirlerine kenetlendiklerini anlatıyor. İş kazası geçirmiş işçilerin, onların ailelerinin sesi oluyor. İşçilerin merak ettikleri, bilmedikleri hakları konusunda işçilere yol gösteriyor. İşçi Dayanışması tıpkı senin-benim gibi işçilerin, patronların saldırıları karşısında susmayıp bir araya geldiğinde neleri başardığını yazıyor. İşçi Dayanışması her şeyin kötüye gittiği günümüzde umutsuzluğa ve karamsarlığa karşı dünyada ve Türkiye’de bu karamsarlığı yırtan işçilerin mücadelesini yazıyor. Birbirine güvenen, kenetlenen işçilerin işyerlerindeki haksızlıklara karşı nasıl örgütlendiklerini ve haklarını nasıl da söke söke aldıklarını yazıyor.
“Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin” diyorsun. Kızamam sana kardeşim. Çünkü daha oyun çağımızda öğretildi bu zihniyet bizlere. Çünkü bu düşünceleri bizlere aşılayanlar, biz işçilerin birbirimize güvendiğimizde, bir araya gelip saltanatlarını nasıl tepelerine yıkacağımızın farkındalar. Ya sen? Şöyle kaldır başını bak etrafına kardeşim. Ne görüyorsun? Devasa gökdelenler, allı pullu elbiseler, kuyumcuların vitrinlerini süsleyen altınlar, başını soktuğun ev, işine gitmek için bindiğin araba ve kısacası her şey, yani, gözünün gördüğü, bildiğin, bilemediğin her şey. İşte bunların hepsi senin, benim, bizim eserimiz. Dünyada ne kadar zenginlik varsa gözle görülen, elle tutulan hepsi ama hepsi bizim alınterimizin ürünü. Dünya öküzün boynuzunda değil kardeşim, biz işçilerin nasırlı elleriyle dönüyor.
Sen hiç şu meşhur gazetelerin grevdeki işçileri yazdığını gördün mü? Ya da sendikalı oldukları için işten atılan işçileri yazdığını. Peki, patronların çıkarları doğrultusunda çıkarılan yasaları “işçiye müjde” diye ikiyüzlüce yazmayan bir gazete gördün mü?
Belki içten içe öfkelendiğin, tüm bu olumsuzluklara karşı bir şeyler yapmak gerektiğini düşündüğün zamanlar oluyor. Sonra da yalnız olduğun hissine kapılıp vazgeçiyorsun. Değilsin kardeşim, yalnız değilsin. Birlik olup hakkını arayan işçilerden haberdar olmazsan kendini biçare ve yalnız hissedersin. Ama İşçi Dayanışması okuyup örgütlenirsen, dünyanın dört bir yanında mücadeleye devam eden işçilerden haberdar olursan kendini güçlü hissedersin. “Bu işçilerden çok şey olur” dersin. “Yıllarca kanımızı emen, işçileri iş cinayetlerinde katleden bu sömürü düzeninden, bu düzenin sahibi olan patronlardan hesabı biz işçiler soracağız” dersin. Patronların oyununa gelmemek, “artık yeter, söyleyecek sözümüz var” demek için İşçi Dayanışması okumalıyız, okutmalıyız.
Barış
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...