Buradasınız
Türkiye’de Stajyer İşçi Olmak!
Gebze’den genç bir işçi

Stajyerlik öğrenciler için gün geçtikçe daha katlanılmaz bir hale geliyor. Peki, nedir bu staj dedikleri? Patronlar neden böylesi bir çalışma biçimine ihtiyaç duyuyor? Gençler gerçekten mesleğe adım atmadan önce pratik bilgiler mi ediniyorlar yoksa başka hesaplar mı dönüyor? Stajlarda işçi-öğrenci kardeşlerimiz nelerle karşılaşıyor? Gelin bu soruların cevabına hep beraber göz atalım.
Meslek lisesi öğrencileri için staj, 3 ay ile 1 yıl arası değişen bir zaman diliminde her türlü aşağılanma ve hor görülmeye katlanmak anlamına gelmektedir. Stajyer işçi-öğrenciler, yasada öngörülen ve net asgari ücretin %30’una denk gelen ücreti dahi alamamaktadırlar. Her türlü sosyal haktan mahrum, güvencesiz bir şekilde çalışmaktadırlar. Yeri geldiğinde tuvalet temizlemek, fotokopi çekmek, çay getirmek, ortalığı temizlemek gibi her türlü angaryaya ve daha nice keyfi davranışa maruz kalmaktadırlar. Bakın meslek lisesinde okuyan bir işçi-öğrenci kardeşimiz staj tecrübesiyle ilgili neler söylemiş: “Stajımı cam fabrikasında yaptım. Günde 16 saat çalışıyordum. Haftanın 2 günü okula gidip, kalan 5 günü de fabrikada çalışıyordum. Vardiyalı çalışıyorduk. Sürekli gece vardiyasında çalıştırıyorlardı. Zorunlu mesaiye bırakıp, ay sonu bizlerin mesai saatlerini ya siliyorlar ya da yarıya indiriyorlardı” Bir başka işçi-öğrenci arkadaşımız ise günde 10 saat çalıştığını, çay molalarının dahi olmadığını, servis ve yol parası verilmediğini dile getiriyor. Üstüne üstlük yeni yasa paketleriyle beraber stajyer öğrencilerin çalışma koşulları daha da ağırlaşmıştır. Eskiden 20 işçi çalıştıran yerlere stajyer çalıştırma hakkı tanınırken, yeni yasayla bu sayı 5’e düşürülmüştür.
Meslek liseli stajyerlerin sigorta primleri asgari ücretin yüzde ellisi üzerinden devlet tarafından karşılanarak patronlar bu maliyetten de kurtarılmıştır. Biz biliyoruz ki çoğu işyerinde ücret bile verilmemektedir. 20’den fazla işçi çalıştıran yerler için net asgari ücretin %30’u, 20’den az işçi çalıştıran yerler için ise net asgari ücretin %15’ini alanlar kendilerini şanslı olarak tanımlıyor.
Stajyer işçi-öğrencilerin sendikalara katılma hakları da yoktur. Böylelikle patronlar, fabrikalarda ortaya çıkacak herhangi bir grev ya da direniş durumunda stajyer işçileri dayanışma ve örgütlülükten alabildiğine uzaklaştırmış oluyorlar.
Patronlar kârlarına kâr katmak, sömürülerini arttırmak ve maliyetlerini daha aşağı seviyelere çekmek için ucuz işgücüne ihtiyaç duyarlar. Stajyer öğrenciler ise bu durum için biçilmiş kaftandır. Stajyer işçilerin fabrikalarda yaşadıkları sorunlar, okullarda da artarak devam etmektedir. Meslek lisesinde okuyan öğrenci kardeşlerimiz atölyelerde ürettikleri her şeyin okul yönetimi tarafından satılıp, gelirinin de “döner sermayeye” aktarıldığını söylüyorlar. Staj dosyası paraları da işin tuzu biberi oluyor. Diplomalarını almak isteyen meslek lisesi öğrencileri alet-edavat almaya zorlanıyor. Yetmezmiş gibi, bir de okula zorla bağışta bulunmaları isteniyor.
Sorunlar saymakla bitmiyor. Sorunlar dört bir yanımızı sarmış, nefes almamıza dahi izin vermiyor. İşçi sınıfının çocukları için hayat giderek işkence haline geliyor. Peki okulda, fabrikada ve hayatın her alanında yaşadığımız bu sorunların çözümü nerede? Çözüm mücadele etmek ve örgütlenmekten geçiyor. Çözüm işçi sınıfı saflarında mücadeleye atılmaktan geçiyor. UİD-DER’ li gençler olarak bizler biliyoruz ki, birleşen işçi güçlüdür, birleşen işçi hayatı değiştirecek kudrete sahiptir. Gelin UİD-DER saflarında birleşelim, dünyayı yeni baştan yaratalım.
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...