Buradasınız
UİD-DER’le Tanıştım, Böylece Boyun Eğmedim!
Ankara’dan bir kadın işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Yayın sektöründe, neredeyse hiç kalkmadan masa başında 8.30-18.30 saatleri arasında, çoğu kez bu süreleri de aşarak, hafta sonu, bayram, tatil demeden 12 yıl boyunca çalıştım. Çalıştığım yıllar boyunca, dayatılan koşullara sesini çıkarmayan, haklarını bilmeyen, bilinçsiz bir işçi olarak patronun en değerli elemanlarından biriydim.
Uzun saatler bilgisayar başında çalışmak, gözlerimde ileri derecede bozulmaya neden oldu. Sağlık sorunlarım nedeniyle işten ayrılmaya karar verdim. Sigorta primlerimiz aldığımız gerçek maaş üzerinden değil de asgari ücret üzerinden yatırılıyordu ve ben tazminatımı aldığım maaş üzerinden istedim. Patrona bunu ilettiğim anda beni art niyetli olmakla suçladı. Bütün yayıncıların bunu bu şekilde yaptığını, böyle bir şey istemeye hakkım olmadığını söyledi. Sigorta primlerimizin eksik yattığını, emeğimin karşılığını tam olarak istediğimi yinelediysem de sonuç değişmedi. Yasal olarak hakkımı arayacağımı söylediğimde ise patronun tavrı, “Sen bizdensin. Sen bizim kızımızdın. Neden böyle yapıyorsun? Senin aklını kim çeldi? Senin hakkın ödenir. Bizde kimsenin hakkı kalmaz. Yalnız diğerlerine söyleme” şeklinde oldu. Bütün bu söylediklerinin üzerine tazminatımı asgari tutar üzerinden ödeme ısrarından da vazgeçmedi. Diğer işçi arkadaşlar duymadan konuyu kapatmaya çalıştı.
Fakat ben şanslıydım. Aynı işyerinde çalıştığım UİD-DER’li bir arkadaşım aracılığıyla UİD-DER’le tanışmıştım. UİD-DER’den öğrendiklerim sayesinde sonuca boyun eğmedim, kaderime razı olmadım. Patrona göre hakkım olanı istemek, art niyetli olmak demekti. Oysaki onların yaptığı sömürü ve emek hırsızlığıydı.
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, resmi tatil ve bayram tatili, yıllık ücretli izin tatili olmak üzere her türlü alacağım için mahkemeye başvurdum. Patronlar tarafından gasp edilen haklarımı alma mücadelem devam ediyor.
Korkarak yaşanmıyor. Çalışarak hayatını sürdüren insanlar yasal haklarını bilmeli, patronların her türlü sömürüsüne karşı birlikte mücadele vermeli.
İşte Bu Bizim Metrobüs!
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
Son Eklenenler
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.