Buradasınız
Ücretli Doğum İzinleri Arttırılsın!
Tuzla’dan bir kadın işçi
Ben süt izninde olan bir işçiyim. Hamilelik sürem boyunca yine aynı iş yükü ile çalıştırılmam bir yana, her geçen gün daha fazla sorumluluklar yüklendi. Daha çabuk yorulduğum için dinlenerek çalışmam gerektiğinden elimdeki işleri bitirebilmek için işten daha geç saatlerde çıkmak zorunda kaldım. Sistemin bizlere ballandıra ballandıra anlattığı yasal süt iznim bittiğinde bebeğim 3 aylıktı, ben rapor ve yıllık iznimi de birleştirmek zorunda kaldığım halde bu süreyi en fazla bir ay uzatabildim. Şimdi soruyorum “bebeğe 6 ay anne sütü verilmeli” diyen uzmanlara: Kapitalist sistemin bizden çaldıklarından haberiniz yok mu? Bebeğimizi 3 aylıkken evde bırakıp işe gitmek zorunda olduğumuz bu dönemde nasıl 6 ay sadece anne sütü verebiliriz?
2012 yılından beri AKP iktidarı bizleri türlü oyunlarla oyalıyor, kandırıyor. Bizleri çeşitli beklentiler içine sokarak ümitlendirmeye devam ediyor. Güya doğum izni 4 aydan 6 aya çıkartılacak, süt izni uzatılacak, kadına yarı zamanlı çalışma imkânı verilecekti. Bunun gibi sayısız haklardan bahsettiler; ta ki patronlardan biri çıkıp bu yasaları çıkartırlarsa kadın istihdamını engelleyeceklerini söyleyene kadar. Patronlara göre kadının doğurması kadını iş yaşamından uzaklaştıracakmış!
Anlıyoruz ki kapitalist düzen temsilcilerinin birinci önceliği biz annelerin ihtiyaçları değil, kadın işçiler üzerinden sağlanan daha ucuz işgücüdür. Ancak seçime yaklaştığımız bu dönemde oy potansiyellerini attırmayı amaçlayarak aynı konuları ısıtıp ısıtıp tekrar gündeme getirmeleriyle insanları yine beklenti içine sokmuşlardır. Bu konular o kadar çok gündeme gelmiştir ki, basında o kadar çok yer almıştır ki şu anda insanların çoğu doğum iznini 6 ay zannediyor. İnsanlara “iznim bitti” dediğimde “senin iznin 6 ay değil mi; ne kadar çabuk bitti?” diye soruyorlar.
Şimdi yine bir doğum paketi programıdır gidiyor. Eminim bu da bir süre basında yer alacak, yine insanları kandırmak için kullanılacak, seçimden sonra hiç yaşanmamış, hiç konuşulmamış gibi tozlu raflara kaldırılacaktır.
Bu sistemde bizleri hem işçi olduğumuz için hem de kadın olduğumuz için iki kere ezmeye çalışıyorlar, ama biz kadın işçiler örgütlü mücadelenin içinde yer almalı, erkek sınıf kardeşlerimizle birlikte omuz omuza mücadele etmeli ve bizlerden koparmaya çalıştıkları haklarımızı geri kazanmalıyız. Bu nedenle şairin de dediği gibi “yârin yanağından gayrı, her şeyde, her yerde hep beraber” diyorum ve sizleri UİD-DER çatısı altında mücadeleye çağırıyorum.
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
Son Eklenenler
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....