Buradasınız
Gebze’de 8 Mart Etkinliği

UİD-DER’de 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü coşkusu devam ediyor. 13 Martta UİD-DER Kadın Komitesi’nin çağrısıyla gerçekleştirilen Gebze temsilciliğindeki anmaya metal, petrokimya, hizmet, gıda, tekstil, inşaat gibi pek çok sektörden işçilerin yanı sıra, meslek liseli ve üniversiteli öğrenciler de katıldı.
UİD-DER medya ekibi tarafından hazırlanan ve 8 Mart’ın şanlı tarihini anlatan belgesel, emekçi kadınları hem şaşırttı hem de duygulandırdı. UİD-DER müzik grubu da bu anlamlı güne seslendirdiği birbirinden güzel ezgilerle renk kattı. Mücadele türküleri hep birlikte söylendi. Sunuma eşlik eden şiirler emekçi kadınları çifte ezilmişliğe karşı işçi sınıfının saflarında mücadeleye çağırdı.
Sunumda, Birleşmiş Milletlerin, 1977’de 8 Mart’ı, adından “Emekçi” kelimesini çıkarıp “Dünya Kadınlar Günü” ilân ettiği hatırlatıldı. Oysa 8 Mart, emeği yok sayılan, fikri değersiz görülen, evin tüm yükü omuzlarına yıkılan, çocuk bakımını üstlenen, erkeklerle eşit iş yapsa da eşit ücret alamayan, yoksulluk çeken, evlatlarının geleceği için endişe eden kahırlı emekçi kadınlarındır. Bir dedikleri iki edilmeyen, işçileri sömüren patronlar sınıfının kadınlarının değil! Bu gerçek şu sözlerle ifade edildi: “Sömürücü patronlar sınıfının kadınları ile sömürülen işçi sınıfının kadınlarının ortak çıkarları, ortak bir davaları yoktur ve olamaz.”
Türkiye’de emekçi kadınların özellikle 1960’lı yıllarda büyük fabrikalarda ve işletmelerde işçi olarak çalışmaya başladığı hatırlatıldı. O yıllarda emekçi kadınlar seslerini çeşitli grevlerde, mitinglerde ve gösterilerde duyurmaya başladılar. 15-16 Haziran direnişinde, kadın ve erkek işçiler omuz omuza önemli bir mücadele yürüttüler. Ancak bugün işçi sınıfının ve emekçi kadınların kazanılmış hakları ellerinden alınmış durumda ve emekçi kadınların sorunları çözülmeyi bekliyor. Ev işi, çocuk bakımı gibi işler kadının sırtına yükleniyor, kadın işi olarak görülmeye devam ediyor. Neredeyse hiçbir işyerinde kreş yok. Doğum ve emzirme izinleri uzatılmıyor. Bunun yerine “müjde” diye sunulan yasal düzenlemelerle kadınlara esnek çalışma ve kiralık işçilik dayatılıyor. İşyerlerine kreş açmak yerine kadına sözde yarım gün “çalışma hakkı” verilerek kadın eve kapatılıyor. Yarım gün çalışan kadın işçinin ücreti patronlar tarafından değil işsizlik fonundan karşılanıyor. Gece vardiyası kadın işçiler için büyük bir çile olarak büyümeye devam ediyor. Güvenceli çalışma yok ediliyor. Kıdem tazminatı hakkımız gasp ediliyor. Kiralık işçi uygulaması ile taşeronluk sistemini bile aratacak bir kölelik düzeni kuruluyor. İşçilerin eylemleri, grevleri yasak ve baskılarla engellenmek isteniyor. Kadına yönelik şiddet almış başını gidiyor. Haksız ve kirli savaşlarda kadınlar ve onların evlatları acı çekiyor, can veriyor.
UİD-DER Kadın Komitesi, etkinliğe katılan emekçi kadınları bu sorunlar karşısında fabrikalarında, mahallelerinde, sendikalarında örgütlenmeye çağırdı. “Emekçi Kadınlar Mücadeleye! Kadına Şiddete Hayır, Her İşyerine Kreş, Doğum ve Emzirme İzinleri Uzatılsın, Gece Vardiyası Yasaklansın!” kampanyasına destek olma çağrısında bulundu.
Sunumun ardından emekçi kadınlara mücadelenin bir sembolü olan karanfiller dağıtıldı. Verilen aranın ardından 8 Mart üzerine sohbet eden kadınlar bu etkinlik için UİD-DER Kadın Komitesi’ne teşekkür ettiler. Emekçi kadınlar, 8 Mart’ın tarihini öğrenmekten, hemcinslerinin mücadelesine tanıklık etmekten gurur duyduklarını, çifte ezilmişliğe karşı birlik olmanın düşündükleri kadar zor olmadığını anladıklarını ifade ettiler.
Son Eklenenler
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...