Buradasınız
Arabuluculuk: İşçiye Kurulan Tuzak!

İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı geçtiğimiz günlerde Meclise getirildi. Bu kanun tasarısı işçiler için önemli hak gasplarını içeriyor. Birincisi işçi ve patron arasındaki uyuşmazlıklarda mahkemeye gitmeden önce arabulucuya başvurulması zorunlu hale getiriliyor. İkincisi, gasp edilen haklara ilişkin zamanaşımı süresi yarı yarıya düşürülüyor. Üçüncüsü, işe iade davalarında kararın kesinleşmesine kadar işçiye boşta geçen süre için ödenen prim ve diğer haklarda kısıtlamaya gidiliyor.
Yasa tasarısı işçilere zorunlu olarak arabuluculuğu dayatıyor. Bu şu demek oluyor: İşyerinde haksız şekilde işten çıkarılan ya da haklı bir sebeple kendisi işi bırakan ve tazminatlarını alamadığı için dava açmak isteyen işçiler, dava açmak için önce arabulucuya gitmek zorunda. İşçinin işten çıkma sebebi, taciz, darp, hakaret gibi çirkin bir sebep bile olsa işçi bir arabulucu kanalıyla işverenle görüşmeye zorlanıyor. İşçiler için dava açma şartlarının kolaylaştırılması gerekirken daha da zorlaştırılıyor. Eğer işçi arabulucuya gitmeden dava açmak isterse, dava açamayacak, davası reddedilecek. Yani yasalarla işçiye hak aramanın önü kesilmiş olacak ve işçi daha en başından arabulucuları ve patronların dayattığı miktarı kabul etmeye zorlanacak. Bu tasarı işçiyi hakkından daha azına razı olmaya zorluyor.
İşçiye zorunlu olarak “arabulucuya git” diyen yasa aynı zamanda işçiyi dava için başvurduğu arabulucu masrafının yarısını ödemek zorunda bırakıyor. Dava masrafını ödemek için ciddi sıkıntılar yaşayan işçiler, bir de arabuluculuk masraflarını ödemek zorunda kalacaklar. Ayrıca işçiler arabulucuya gittiklerinde hemen sonuç alamayacaklar. “Ara bulununcaya” kadar beklemek zorunda kalacaklar. Zorunlu olarak işçilere dayatılan arabuluculuk uygulaması işçileri hem maddi olarak kayba uğratıyor hem de anlaşma sağlanana kadar yine ciddi bir zaman kaybı yaşatıyor. Oysa bu kanun tasarısı çıkarılırken “mahkemelerde hemen sonuç alınamadığı için işçilerin mağdur oldukları”, “iş mahkemelerinde davaların yıllarca beklediği” öne sürülmüştü. Fakat işçiler yine mağdur ediliyor. Ortada işçilerin lehine değişen bir şey yok.
Ayrıca patronlar şimdiye kadar işçileri dava açtıklarında davadan çekilmeleri için tehdit ediyor ya da para teklif ediyorlardı. Bunu işçiye doğrudan teklif ettikleri gibi avukatları aracılığıyla da yapıyorlardı. İşçilerin haklarıyla ilgili yasa maddeleri kâğıt üzerinde güzel görünse bile gerçekte patronlar durumu kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirebiliyorlar. Arabuluculuk uygulamasında da patronların arabulucularla hukuk dışı anlaşmalara girmesi, arabulucular üzerinde baskı kurup meseleyi kendi lehlerine çevirmeleri mümkün. Arabuluculuk patron ile işçiyi eşit iki taraf olarak varsayıyor. Oysa işçiler örgütsüz, güçsüz ve tek başınalar, patronların ise parası var, güçlüler ve arabulucuları satın alabilirler. Bunun önünde bir engel yok, denetim mekanizması yok!
İşçiyi mağdur edecek ikinci hak gaspı ise zaman aşımı hükmü. Mevcut durumda işçinin kıdem tazminatı için dava açma süresi 10 yıl. Fakat tasarı ile bu süre 5 yıla düşürülecek. Bu uygulama sadece kıdem tazminatı için değil; kötü niyet, ayrımcılık, ihbar tazminatı, yıllık izin ve işe iade davalarındaki zamanaşımı sürelerinde de geçerli olacak.
Yeni yasayla patronlar, işçinin işe iade davası sırasında boşta geçen süre için sigorta primini ve diğer haklarını ödemek zorunda olmayacaklar. Mevcut durumda işe iade davalarında iş akdinin feshinden sonra kararın kesinleşmesine kadar boşta geçen süre için, işçiye dört aylık “ücret”i ve diğer hakları (sigorta primleri vs.) ödenmekteydi. Tasarı ile bu “ücret” ibaresi yerine “tazminat” ibaresi geldi ve “diğer hakları” ibaresi kaldırıldı. Yani, patron işçinin boşta geçen süresi için sigorta primi ödemek zorunda kalmayacak, sadece 4 aylık ücret tutarında tazminata hükmedilecek. İşçi, prim ödeme gün sayısında kayba uğramış olacak.
Yasalarda işçilerin lehine olan maddeler bir bir değiştiriliyor. Hükümet işçilere değil patronlara çalışıyor. Artık tüm işçiler şu gerçeği görmek zorunda: Patronların hizmetkârı AKP’den işçiye fayda gelmez! Çıkarılan ve değiştirilen her bir yasa ve yönetmelik, haklarımızı korumak için mücadele etmenin önemini gösteriyor. Patronların ve hükümetlerin haklarımıza dönük saldırılarını ancak örgütlü mücadeleyle durdurabiliriz.
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
Son Eklenenler
- Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesinde dünyaca bilinen bir mozaik yer alıyor. “Çingene Kızı” adı verilen ve 1800 yıllık geçmişe sahip bu mozaiğin göreni etkileyen, güçlü bir yanı var. Farklı renk ve dokulardaki binlerce küçük taşın birleşiminden...
- 1 Mayıs yaklaşıyor. Ankara’dan emekçi kadınlar olarak sizlerle 1 Mayıs’a hangi taleplerle katılacağımızı paylaşmak istedik. Bu vesileyle tüm emekçi kadın kardeşlerimizi kendi taleplerini, ortak taleplerimizi birlikte dile getirmek için 1 Mayıs’ta...
- Geçtiğimiz günlerde yandaş medyada tam anlamıyla “yersen” cinsinden bir haberle karşılaştım. Manşeti oldukça cafcaflıydı: “60 bin maaşla çoban bulamıyorlar!” Bu “hadi canım” dedirten cinsten haber, kandırılmaya açık olanlara “köyümüze dönelim,...
- 19 Mart’tan bu yana artan baskılara, gözaltılara, tutuklamalara ve proje okullarındaki keyfi atamalara karşı protestolar devam ediyor. Bursa Demokrasi Bileşenleri ve Anne-Baba Dayanışma Ağı öncülüğünde yüzlerce kişi 19 Nisanda “Hak, Hukuk, Özgürlük...
- Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Sunel Tütün, Oryantal Tütün ve TTL Tütün fabrikalarında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 1700 işçi greve çıkmıştı. İşçilerin grevi 12 Nisanda kazanımla sonuçlandı. Doruk Madencilikte çalışan...
- Gebzeli işçi, emekçi kadınlar olarak bir araya geldik ve “UİD-DER ile 1 Mayıslar” videosunu izledik. Sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak, tüm emekçi kadın kardeşlerimizi ortak bir mücadele duygusuyla ayağa kalkmak için 1 Mayıs’a çağırmak...
- Uçak yolculuğu yapanlar bilir. Yolculuk esnasında uçağın kabin basıncının düşmesi, oksijen seviyesinin azalması durumunda oksijen maskeleri devreye girer. Yanımızda çocuğumuz olsa böyle bir durumda çoğumuz maskeyi önce çocuğumuza takmaya çalışırız,...
- Gelsinler yoldaşlar ben hazırım/ İki satır, bir mısra şiirle hazırım/ En karanlık dönemlerde/ Ektiğim tohumlar yeter bana/ Gelsinler yoldaşlar ben hazırım
- Milli Eğitim Bakanlığının proje okul atamalarına tepkiler devam ediyor. Eğitim Sen, proje okul uygulamaları ve atamalarına karşı 18 Nisanda Cağaloğlu Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması yaptı.
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.