Buradasınız
Soframızdaki Aş da Aynı, Yaşamlarımız da!
GOSB’dan bir kadın metal işçisi

Bu kriz bir önceki gibi Türkiye’yi teğet geçmiyor. Öncekinde teğet geçer diyenler şimdi “yalnızca bizde değil, dünyada kriz var” deyiveriyor. Bir yanda büyüyen ekonomi, yatırımlar, yaratılan istihdam alanları söylemleri, diğer yanda artan enflasyon, düşen ücretler, işsizlik ve yoksulluk. “Daha güçlü Türkiye” diye nutuk çeken egemenlerin derdi, büyüyen ekonomiden herkesin nasipleneceği, rahatça yaşayacağı bir ortam sağlamak değil elbette. Onların derdi sermayelerini çok daha fazla arttırmak.
Bütün bunları yaparken biz işçi ve emekçilerin gözlerini öyle bir boyuyorlar ki, gerçekleri göremiyor, göremediğimiz için de onların bize dayattığı her şeye katlanıyoruz. Söz konusu sermayeleri olunca birdenbire çıkarlarımız aynıymış gibi konuşmaya başlıyorlar. Ne hikmetse aynı gemide oluyoruz aniden. Bu da yetmiyor aile oluveriyoruz. Dahası zorda kaldıklarında dillerinden düşürmedikleri “dış mihraklar” tarafından durmaksızın tehdit edilen ülkemizin bekası ve milli bütünlüğü için fedakârlık yapmamız isteniyor.
Şöyle bir düşünelim: Sermaye sınıfının çıkarlarıyla işçi sınıfının çıkarları aynı olabilir mi gerçekten? Bir tarafta işçileri durmaksızın sömüren sermaye sınıfı, diğer tarafta sermaye sınıfını zenginleştirdikçe payına daha çok acı, yoksulluk ve ölüm düşen işçiler. Nasıl olur da bu iki sınıfın çıkarları ortak olabilir? Bizden bu yalana inanmamızı bekliyorlar. Kendi çıkarları uğruna, bizi hiçe sayıp hayatlarımızla kumar oynuyorlar. Onlar daha fazla kazansın diye, birbiriyle kardeş olan işçileri düşmanlaştırmaya çalışıyorlar. Birbirimizle aramıza duvarlar örmeye çalışıyorlar.
Bizleri bölüp parçaladıkça, onlar hep kazanmaya devam ediyorlar. Oysa ne kadar ayrışırsak ayrışalım biz aynı sınıfın insanlarıyız. Krizin faturası topyekûn biz işçilere kesilmek isteniyor. Ne ayrı gayrımız olabilir bizim gibi emeğiyle geçinen kardeşlerimizle. Sevincimiz de ortak kederimiz de. Soframızdaki aş da aynı, yaşamlarımız da. Neden kaderlerimizi bizi parçalayan, ayrıştıranların eline bırakalım ki? Bizler bölündükçe kaybederken, onlar bize karşı bir olup kazanıyorlar. Anlayacağınız biz yapay ayrımlarla birbirimizden koptukça, bölündükçe, eninde sonunda kaybeden tarafta yer alıyoruz. Peki, neden kazanan taraf olmayalım?
Zamanımız Tükeniyor!
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Asırlar boyunca kalem ve kâğıdın tek sahibi egemenler oldu. Böylece olayları, bu olaylardan çıkarılacak sonuçları kendi ihtiyaçları doğrultusunda kurgulayıp kaydettiler, yani tarihi yanlı ve yanlış anlattılar. Bu nedenle resmi tarih, egemen...
- Siyasi iktidar 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etti. “Aile yılı” ifadesi kendi başına bakıldığında kulağa hoş gelebilir. Ancak bunu dile getirenlerin bugüne kadar yaptıklarına ve paketin içeriğine bakıldığında durumun hiç de aile ve toplumun mutluluğu...
- Yeter be hey/ Uyan/ Uyanalım artık bu beyhude uykudan/ Emektir doğadakini işleyip dönüştüren/ Tüm zenginlik;/ İşçinin kolunun gücü/ Gözünün feriyle oluşur
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...