Buradasınız
ÖRGÜTLEN ki Yaşa ve Yaşat!
Ankara’dan bir eğitim emekçisi
Merhaba,
Dedem ve kardeşleri Doğudan Batıya iş bulmak ve geçimlerini sağlamak amacıyla göç etmişler. Dedemler 5 kardeş olarak gelmişler gurbete. Ancak takip eden yıllarda dedem ve diğer 3 kardeşi inşaat işçisi olarak çalıştıkları inşaatlarda yaşamlarını yitirdiler. 5 kardeşin 4’ü ekmek davası uğruna iş cinayetlerine kurban gitti. Üstelik bu insanların hiçbir güvenceleri yoktu ve ölümlerinden sonra aileleri ortada kaldı. Örgütsüz ve bilinçsiz olduklarından ne bir dava açtılar ne de tazminat alabildiler. Geride kalanlara düşen gözyaşı ve acılı feryatlar oldu. “Belki çocuklar okur da bizim gibi ezilmezler, hem buralarda iş de yok” diyerek köylerinden şehre göç eden bu insanlar nereden bileceklerdi şehrin kendilerine mezar olacağını!
Dedem ve ailesinin bu acılı hayatlarını bana hatırlatan ise 2018 yılında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin sayısı oldu: 1923! Dile kolay! Bir tarih değil bu. Hayatlarını emekleriyle kazanabilmek, geçimlerini sağlayabilmek için çalışırken canlarını yitiren kardeşlerimizin sayısı.
Türkiye’de her gün ortalama 5 işçi çalışırken canından oluyor. Diğer bir ifadeyle iş cinayetlerinde yitip gidiyor. İşin can alıcı taraflarından biri de ölen işçilerin yüzde 98’inin sendikasız, yani örgütsüz oluşu. Aslında bu ölümlerin büyük bir kısmı önlenebilir. Hem de işçilerin kendileri tarafından! Kuşkusuz iş kazalarını azaltacak ve dahi önüne geçebilecek en önemli unsur bilinçli ve örgütlü işçidir. Sınıf bilinci olan ve sendikal bir güce sahip olan işçiler, kendilerini tehlikenin ve güvensizliğin kucağına bırakmazlar. Bunun için de anayasal hakkımız olan sendikal örgütlülüğün ve her türlü örgütlülüğün önünün açılması gerekiyor.
Ne var ki biz işçiler ne zaman hak ve örgütlülükten söz etsek kendimizi ya hain ilan edilmiş ya da doğrudan kapının önünde buluyoruz. Çünkü patronları bir hoşnutsuzluk ve korku sarıyor. Grevler yasaklanıyor, işçiler işten atılıyor hatta gözaltına alınıyor. Siyasal iktidarlar da her zaman patronları destekliyor. Çok değil yakın zamanda yine siyasi iktidar tarafından grevler hakkında; yasaklar ve yasaklardan işverenlerin memnuniyet duyması gerektiği dile getirildi, getiriliyor. Onlara göre hak alınmaz, verilir. Biz onu kazanmak için mücadele edersek nankörlük etmiş oluruz. Bizim hak arayışımız onların nazarında bir “kargaşa” halidir. Çalışmalı ve bize verilenle yetinmeliyiz. İtaat etmez, başkaldırırsak sonumuz belli!
Bir yandan tüm bunları yapan egemenler diğer yandan ölen işçilerin ardından timsah gözyaşları döküyorlar. İş kazalarında ölen işçilerin ailelerini ziyaret ederek masum görünmeye çalışıyorlar. Ancak onların bu ikiyüzlülüklerini yutmuyoruz.
Soma faciasında egemenlerin ihmalkârlığı yüzünden canlarını yitiren 301 kardeşimizi asla unutmadık, unutturmayacağız. Soma faciasının akabinde aileleri ziyarete gelen egemenlerin, acılı aileler seslerini çıkardıklarında onları nasıl tekmelediklerini unutmadık.
“Bu işin fıtratında var” diyerek iş cinayetlerini sanki doğal bir olaymış gibi göstermeye çalıştıklarını unutmadık.
“OHAL geldi, bak, grev mrev yok.” dediklerini, işçilerin anayasal haklarını gasp ettiklerini unutmadık.
Devlet hastanelerinde ölüm nedeni “meslek hastalığı” ibaresinin “hastalık” olarak değiştirildiğini unutmadık.
“Grevsiz bir toplum meydana getirdik” diyerek itaatkâr bir toplum yaratmaktan nasıl zevk aldıklarını unutmadık.
Son olarak şunu unutmayalım dostlar; siyasal iktidarıyla, patronuyla, egemen sınıfın safı belli! Biz emekçilere yine bizden başkası dost olmaz. İş cinayetlerinin önlenmesinin, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı yaratılmasının yolu işçilerin birlik ve dayanışma içinde olmasından geçer. Biz işçiler yaşamalı ve yaşatmalıyız. Bunun için de örgütlü olmalıyız. Sendikalarımızda, UİD-DER de birleşmeli, bilinçlenmeliyiz.
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Baret Bile Olmadığı İçin!
- 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününden 1 Mayıs’a
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...
- 28 Nisan birçok ülkede iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilmiş durumda. İlk defa Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te kendi üyeleri için 28 Nisanı Yas Günü olarak ilan etti. Bir...
- ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ülke çapındaki diğer üniversitelere de yayılarak büyüyor. ABD’nin 22 eyaletinde 40’tan fazla kampüste öğrenciler aynı taleplerle...
- Aralık 2023’te iktidara gelen faşist Javier Milei ve hükümeti, kemer sıkma politikalarıyla krizin faturasını Arjantinli emekçilerin sırtına yıkmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana birçok protesto gösterisiyle Milei hükümetine...
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.