Buradasınız
Baladız’ın Harmanları Savrulur, Gün Gelir Hesap Sorulur!
Sefaköy’den bir işçi
1940’lı yıllar, İkinci Dünya Savaşından dolayı top tüfek seslerinin dünyada yankılandığı yıllardı. Türkiye ekonomisi de büyük hasar görmüştü. Anadolu topraklarının “itten aç yılandan çıplak” köylülerinin, kentlerde yaşayan yoksul işçilerinin çilesi bitmek bilmiyordu. Ekonomik yıkımın bedelini ödeyenler yine işçi ve emekçilerdi. Bu yıllarda işçilerin sendika kurması, grev ve toplu iş sözleşmesi yapması yasaktı. Savaş koşulları nedeniyle 1940 yılında “Milli Korunma Kanunu” uygulamaya sokularak İş Kanunu’nda yer alan çok sınırlı haklar bile ortadan kaldırılmıştı. İşçilerin hafta tatili hakları ellerinden alınmış, işten ayrılmaları yasaklanmıştı. Mükellefiyet ilan edilerek maden ocaklarında çalışma zorunluluğu getirilmişti.
Osmanlı’dan beri başından sopa eksik edilmeyen köylülerin hali de perişandı. Vergi üstüne vergi, baskı üstüne baskı… Köylüler bu yükün altında eziliyordu. Verginin yükünden, ağanın zulmünden kurtulmak için elde avuçta ne varsa satıp ya başka topraklarda ırgat oluyor ya da kentlerin yolunu tutuyorlardı. Köylülerin topraklarını sudan ucuza alan, ırgatları sudan ucuza çalıştıran, zenginliklerine zenginlik katan büyük çiftlik sahiplerinin ve toprak ağalarının keyfine diyecek yoktu. Köylüler topraksız kalıp yoksullaşırken, büyük toprak sahipleri uçsuz bucaksız araziler üzerinde cirit atıyordu.
Cumhuriyet’in ilk yıllarından İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar tek parti iktidarının kanatları altında palazlanan bu toprak ağaları Mecliste de cirit atıyorlardı. Savaş bitip dünyadaki dengeler değişince, Türkiye’de tek partili rejimden çok partili rejime geçildi. Ekonomide de siyasette de ipleri elinde tutmak isteyen toprak sahiplerinin yeni adresi Demokrat Parti (DP) oldu. Bunlardan biri de Isparta’nın en zengin ismi Abdullah Demiralay’dı. Demokrat Parti kurucu il başkanı olan Demiralay, Isparta’nın Baladız köyünün de ağasıydı. Baladız köylülerini canından bezdiren Abdullah Ağa’nın eli kolu güçlüydü, devlet de jandarma da arkasındaydı. Uyanık ağa köylüleri kandırır, çorak toprakları yüksek miktarda senet karşılığında köylüye verir, senetleri ödeyemeyen köylünün malına el koyardı. Tahsildar baskısı ve jandarma dayağı da cabasıydı. İşleri mahkeme kapılarında da çözülmeyen köylülerin sabrı tükeniyordu. Böyle sürüp gidemezdi…
1946 yazı, Baladız’ın harmanlarının savrulduğu vakit… Bir sabah köylüler toplaşıp Abdullah Ağa’nın konağına dayandılar. “Sulh olalım” dediler, Ağa olmadı. “Yırt senetleri!” dediler, Ağa yırtmadı. “Beyde insaf, kulda sabır kalmadı.” Ağa, hakkını arayan köylülere silahını çekip ateş açarak cevap verince köylülerin öfkesi taşar. Ağa taşlanır. Kaçmaya çalışsa da köylünün elinden kurtulamayan ağa, aldığı darbelerle konağının önünde can verir. Olayın hemen ardından Isparta’dan gelen jandarmalar, 42 köylüyü tutuklar. Her birine 100 yıldan fazla hapis cezası verilir. Baladız’ın köylüleriyle aynı kadere mahkûm edilen, canı burnunda diğer köylüler celallenmesin diye olay örtbas edilmek istenir. Ancak tüm çabalara rağmen ağanın zulmüne başkaldıran Baladız’ın hikâyesi duyulur. Ömrünü işçi ve emekçilerin acılarına, sevinçlerine, başkaldırışlarına tercüman olmaya adayan ozan Ruhi Su, Demiralay’ın zulmü altında inleyen Baladız köylülerinin başkaldırışını kaleme alır. Baladız’ın hikâyesi, Ruhi Su’nun sazının telinden kulaktan kulağa dilden dile dolanır: “Bindokuzyüz kırkaltının yazında/ Baladız’ın harmanları savrulur/ Demiralay toprağında, tozunda/ Ecel gelmiş kuşlar gibi çevrilir/ Çevrilir ağam… Haciz geldi ocakları bozuyor/ Kimi vergi, kimi sorgu yazıyor/ Can dayanmaz, kul canından beziyor/ Böyle olursa demir kalmaz, sivrilir/ Sivrilir ağam…”
Acının, zulmün, sömürünün eksilmediği bu topraklar sayısız hikâyelerle doludur. Bu hikâyelerin zamanı, mekânı değişse de öznesi hiç değişmemiştir. Dün Abdullah Ağa’nın topraklarında ırgat olarak çalışanlar bugün Koçların, Sabancıların fabrikalarında azgın sömürü koşullarında çalışan işçilerdir. Dünkü Abdullah Ağaların yerini emeğimiz, canımız, kanımız üzerinden büyüyerek devleşen bugünün patronları almıştır. 1946’da zulme başkaldırıp hesap soran Baladız köylülerinin hikayesi bu toprakların ezilenlerinin hikâyesidir.
Sonraki yıllarda, bu köylülerin çocukları işçileşmiş nice destanlar yazmışlardır. Kavel, Paşabahçe grevi, Derby işgali ya da 15-16 Haziran 1970’teki büyük işçi direnişi, MESS patronlarına karşı verilen şanlı grevler bu destanların bazılarıdır. İşçi sınıfı yeni hikâyeler yazmaya devam edecektir.
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
Son Eklenenler
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...