Buradasınız
“Bu da mı Gol Değil?”
Kocaeli’den bir kadın işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Bir metal fabrikasında çalışan işçilerin eşleriyle sohbet ediyorduk. Sohbet sırasında içlerinden biri şöyle dedi: “Benim eşimin çalıştığı fabrikada işçiler yıllardır mücadele ediyor. Ama durumlar bir türlü düzelmiyor. Sorunlar ne zaman çözülecek, merak ediyorum. Üzülüyorum da eşim için, çok yoruluyor.” Futboldan pek anladığımı söyleyemem ama bu sözler aklıma rahmetli Sadri Alışık’ın canlandırdığı Ofsayt Osman’ın şu sözlerini getirdi: “…Ya bu maç be, tıpkı bir maç. Ama böyle hayat sahasında oynanıyor. Oyuncuları bizleriz. Topumuz da namusumuz, vicdanımız, insanlığımız. Ben Osman. Ofsayt Osman. Söyleyin be, Allah rızası için söyleyin. Gene mi atamadım golü? Bu da mı gol değil be?”
İşçilerin patronlara karşı yürüttüğü mücadeleyi futbola benzetirsek şöyle düşünmek mümkün: Futbol bir takım oyunudur. Takımlar arasında denklik olmazsa zayıf olan takım için yenilgi kaçınılmazdır. Bir takım düşünelim: Oyuncuları küçük yaştan itibaren en profesyonel teknik direktörler tarafından yetiştirilmiş olsun. Bu oyuncular yıllar boyunca idmanlar, antrenmanlar yapmış olsun. Her türlü hava ve zemin şartlarında maça çıkmış, rakibin zayıf ve kuvvetli noktalarını bulma ve oyunu bunları bilerek sürdürme imkânı bulmuş olsun. Üstelik hakemi ve seyirci desteğini yanına almış, bir de daha önce aldığı pek çok lig şampiyonluğu sayesinde moral ve motivasyonu da yerinde olsun. Diğer takımsa takım oyunu oynamaya alışkın olmayan oyunculardan toplama bir takım olsun. Mahalle aralarında top sektirmek, birkaç kez halı saha maçı yapmak dışında futbol oynamaya çok vakti olmamış, daha önce çok güçlü rakiplerle karşılaşmamış bu takımın diğer takıma yenileceği açıktır.
Bu benzetmede ilk takım patronlar sınıfını, ikinci takımsa örgütsüz ve dağınık durumda olan işçi sınıfını sembolize ediyor. Patronlar sınıfı örgütlü ve her türlü deneyime, imkâna, avantaja sahipken, işçi sınıfı örgütsüzse bu maç zaten eşitsiz başlamış demektir. Düşünün ki işçi oyunculardan biri daha maçın ilk dakikalarında topu kaptığı gibi hızla atağa geçiyor. Ama karşı taraf çok güçlü, işçiyi kaleye varmadan durduruyor. Takım arkadaşları yardıma koşuyor ama nafile. İşçiler ne zaman atağa geçse hakem (hükümet) işçi takımına bol miktarda ofsayt, sarı kart, kırmızı kart göstermeye hazır. Sonuçta işçi takımının çabaları sonuçsuz kalıyor. Bu durumda “bu da mı gol değil?” demek, başarılı bir sonuç alınamadığına üzülmek mi diğer maçlara gerçek bir takım gibi hazırlanmak mı doğru olur? Hiçbir başarı tesadüf değildir. İşçiler ne zaman örgütlenir, birbirine güvenir, takım oyunu oynar ve “seyirci desteğini” (yani sınıf dayanışmasını) arttırırsa o zaman kazanmaya başlar. Maç işçiler ve patronlar sınıfı arasında olduğunda kolay başarı yoktur, kolay sonuç almak yoktur.
Bu gerçek genellikle unutulur. Sorunlar karşısında bir şeyler yapmak gerektiğini düşünen işçiler bir araya gelir ve en kolay yoldan, hızlıca çözüm bulmak isterler. Meselâ hiçbir hazırlık yapmadan sendikalaşma sürecini başlatır, sendikaya üye olunca her şeyin hemen düzeleceğini düşünürler. Oysa bu düşünce hayatın gerçekliğine tamamen aykırıdır. Patronlar baskıları arttırır, hemen sonuç bekleyen işçiler, ufak bir olumsuzluk yaşandığında moral bozukluğu yaşar, “bu da mı gol değil” diye düşünen Ofsayt Osman gibi dertlenir, şaşkınlık yaşar, “neyi eksik bıraktık” diye düşünmez.
Oysa bize gereken sabır, emek, bol antrenman ve iyi bir teknik direktördür. İyi bir teknik direktör (bu da işçi örgütleri ve meselâ UİD-DER’dir) işçileri gerçek bir takım haline getirir. Onlara geçmiş maçların neden kaybedildiğini ya da kazanıldığını gösterir. Yenilgilerden gereken dersleri çıkararak zafere nasıl gidileceğini gösterir. Bizler işçi sınıfı olarak bir takımsak eğer, neden gol atamadığımıza, yediğimiz gollere şaşırmanın, hayıflanmanın bize faydası olmayacaktır. Bilmeliyiz ki karşı takım örgütlü, antrenmanlı ve hakem onlardan yana. Tam da bu nedenle bizim de bir o kadar antrenmanlı, örgütlü olmamız gerekiyor. Unutmayalım ki futbol bir takım oyunudur. Bireysel, takım arkadaşlarından kopuk her çalım, her şut kendi kalemize gol olarak geri dönecektir. Bu uzun soluklu maçta galibiyeti ancak sahada ve tribünde örgütlü olmak, birlikte ve tek ses olmak getirecektir. “Bu da mı gol değil be” demeden önce tüm bunları göz önünde bulundurmak gerekir.
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
Son Eklenenler
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.
- Almanya'da Ocak ayı boyunca Berlin, Münih, Hanover, Hamburg ve Nünberg gibi büyük kentlerde hükümetin aşırı sağ ve ırkçı politikalarına karşı çok sayıda sendikanın, göçmen topluluklarının ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla büyük çaplı...
- Gebze Plastikçiler OSB'de bulunan Chinatool Otomotiv’de grevin 4. gününde, Kocaeli Çayırova'daki Green Transfo Energy'de ise grevin 51. gününde anlaşma sağlandı.
- İzmir Gaziemir’deki Ege Serbest Bölgede bulunan Digel Tekstil’de işçiler, düşük ücret zammına tepki gösterdiler ve hakları için sendikalı oldular. Ancak Digel Tekstil patronları işçilerin zam talebini duymazlıktan geldi, sendika haklarını yok saydı...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarında çalışan işçiler, 10 Şubatta özelleştirmeye karşı Ankara’ya yürüyüş başlatmışlardı. 13 Şubatta Hazine ve Maliye Bakanlığı...
- 13 Şubat 2024’te Erzincan İliç’te SSR Mining ve ortağı Çalık Grubunun tarafından işletilen Çöpler Altın Madeninde siyanürlü toprak kaymış, 9 işçi toprak altında kalmış, cenazelerine aylarca ulaşılamamıştı.
- Antep'te direnişlerin yaygınlaşması, işçilerin ortak eylemler yapması, birlik içinde hareket etmeye yönelmesi ve pek çok örnekte mücadelelerini başarıya ulaştırmaya başlaması üzerine patronlar baskılarını arttırdı. Gaziantep Valiliği ise 13 Şubatta...
- Soma, Ermenek, Amasra, İliç madenci katliamları, Çorlu tren katliamı, Elazığ, İzmir, 6 Şubat depremleri, orman yangınları ve sel felaketleri, Hendek havai fişek fabrikası ve Balıkesir mühimmat fabrikası patlamaları, yüzlerce iş cinayeti ve son...
- Yeni yılın ilk günlerinde MÜSİAD toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek patronlara “biz sizin daha çok para kazanmanızı istiyoruz” dedi. Patronlar tarafından alkışlanan Bakan, tam da bunu yapıyor, patronların kazanması için...
- Cep telefonu hayatımıza gireli yaklaşık 30 yıl, akıllı telefonun hayatımıza girmesi ve jet hızıyla yayılması ise 10-15 yıl oldu. Bu nedenle akıllı cep telefonumuz 1 saat kapalı kalsa kendimizi adeta nefessiz kalmış hissediyoruz.
- Ankara’dan bir grup UİD-DER’li işçi, “Küçük Kara Balık ve Samed Behrengi” adlı bir video hazırladı. Farklı sektörlerde çalışan, uzun ve yorucu iş saatlerine, vardiya engeline rağmen birlikte öğrenip birlikte üretmek için bir araya gelen işçi...
- Asgari ücrete yüzde 30, kamu emekçilerine yüzde 11,54 ve emeklilere yüzde 15,75 oranında sefalet zammı dayatılmasının ardından Antep’te bulunan tekstil patronları da ücret artışlarını sefalet düzeyinde tuttu. Şubat ayına girilmesiyle belli olan...