Buradasınız
Nerden Baksan Tutarsızlık!
Gebze’den bir kadın petrokimya işçisi

Öyle zamanlardan geçiyoruz ki doğru bildiklerimiz yanlış, yanlış bildiklerimiz doğru addedilir oldu. Namuslu, dürüst olmak enayilik, saflıkmış gibi yansıtılıyor. Gerçekler bilinçli bir şekilde ters yüz ediliyor. İnsanı insan yapan kıymetli kavramların içi bilinçli bir şekilde boşaltılıyor. Örneğin tutarlı olmak, sözünün arkasında durmak, verdiğin sözü tutmak gibi insana has erdemler, olmasa da olur gibi yansıtılıp ayağa düşürülüyor. Üstelik bunun canlı örneklerini de toplum olarak hemen her gün ülkeyi yöneten siyasilerin, sermaye sahiplerinin tutumlarında görmek mümkün. Yani kısacası nerden baksak tutarsızlık, nasıl mı?
Mesela geçtiğimiz günlerde Simit Sarayı’nın iflas etmesini engellemek için Ziraat Bankası Simit Sarayı’nın %51 hissesini alacağını açıklamıştı. Oysa bundan 4 yıl önce seyyar simit tezgâhına el konulan yaşlı kadının feryatları ve çaresizliği karşısında aynı duyarlılığı göstermek kimsenin aklına gelmemişti. Yine İstanbul Belediyesinde seçimlerden hemen önce işe alınan kadrolar işten çıkarıldığında iktidardan, iktidara yakın çevrelerden bu çalışanların yaptıkları eylemlere destek açıklamaları gelmiş ve pek çok vekil ya da eskiden bakanlık yapmış olan bazı kişiler bizzat giderek onlarla “dayanışmada” bulunmuştu. Her fırsatta işçilerin grevlerini yasaklayan, en ufak bir hak arama talebine tahammülü olmayanlar, birden bire kendilerine “direnişçi” diyenlerle kol kola, omuz omuza mücadeleye girişmişti. Mesela eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya işçileri ziyarete gitmiş ve “haksızlığa uğrayan işçilerin” yanında olacaklarını ifade etmişti.
Hatırlayacağınız üzere anayasal haklarını kullanarak örgütlenen ve sendikalı olmayı seçtikleri için Flormar işçileri hukuksuz bir şekilde işten atılmışlardı. Yazın sıcağı kışın soğuğu ve ayazı demeden direnişlerini sürdüren Flormar işçilerini, validen kaymakama, yasaklarla adeta sıkboğaz eden yetkililer, patronun bir dediğini iki etmemişlerdi. Yasayı çiğneyen Flormar patronu olduğu halde, onu koruyup kolladılar. Patronun karşısına “haksızlık yapıyorsun” diye dikilmediler. O halde soruyoruz, neden aynı duyarlılığı Flormar’da da göstermediniz?
17 yıldır ülkeyi yönetenler her fırsatta çevreyi koruduklarından, milyonlarca fidan diktiklerinden dem vuruyorlar. Ama yaşadığımız şehirlerde kesilmedik ağaç bırakmadılar. Poşetlerin para ile satılmasına karşı gelen tepkileri “bu para çevre için kullanılacak” diyerek bertaraf edenler, Kaz Dağları’nda oluşan tahribatın üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Para uğruna Dipsiz Göl’ün nasıl yok edildiğini, ülkenin en yeşil, en temiz bölgelerine kurulan HES’lerle, termik santrallerle hem doğayı hem de bizi nasıl zehirlediklerini söylemiyorlar. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, insanlığın ortak mirası olan İstanbul’u nasıl şantiye alanına çevirdiklerini, buralardan nasıl büyük bir rant sağladıklarını anlatmıyorlar. Son günlerde çokça gündemde olan Kanal İstanbul tartışmaları da gösteriyor ki iktidar toplumun farklı kesimlerinden gelen her türlü uyarıya, itiraza kulaklarını tıkamış ve dediğim dedik, çaldığım düdük misali bildiğini okumanın derdindedir. “Bizimkisi bir aşk hikâyesi” diyerek seçim meydanlarında boy gösterenler yaptıklarıyla ve söyledikleriyle sermayeye nasıl “tutkulu bir aşk” beslediklerini, işçi ve emekçi düşmanı olduklarını her icraatlarında gözümüze fazlasıyla sokuyorlar.
Emeklilik hakkı gasp edilmiş binlerce EYT’li işçinin haklı talebini bastırmak için her türlü manipülasyona başvuruluyor, “kaynak yok” deniliyor. Ancak söz konusu patronlar sınıfı olunca bütün kaynaklar seferber ediliyor. Bir süre önce Ali Ağaoğlu yaşadığı “ekonomik sıkıntılar” nedeniyle lüks araçlarını satışa çıkarmıştı. İşte tam bu sırada yetkililerin gönlü bu duruma razı olmadı ve Türkiye Varlık Fonu Ağaoğlu’na can simidi oldu. Türkiye Varlık Fonu Başkanı Zafer Sönmez, Ağaoğlu’nun aldığı İstanbul Finans Merkezi projesini 1,67 milyar lira karşılığında devralacaklarını açıkladı. Böylece bir kez daha işçiye gelince olmayan kaynaklar sermaye sahiplerine aktarılmış oldu. Hem de bizim cebimizden çıkan vergilerle, bizim paralarımızdan oluşan fonlarla, bizim sırtımızdan!
Başta da dediğimiz gibi öyle zamanlardan geçiyoruz ki nerden baksak tutarsızlık! Neresinden tutsak elimizde kalıyor. Kapitalizmin yarattığı çelişkiler giderek büyüyor, milyarlarca insanı sefalete, yoksulluğa mahkûm ediyor. Dünyadaki bütün zenginliği üreten bizleriz, sefasını sürenlerse patronlar. Bunca çelişki ortada bir çığ gibi büyürken altında ezilmemek için bir araya gelmeli ve birleşmeliyiz. Çünkü biz milyonlar, milyarlarız ve kaderi ortak olanlarız.
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...