Buradasınız
Yüzde 17 Çaresizliğimiz!
GOSB’dan bir kadın metal işçisi

Aylardır beklediğimiz metal işçilerinin toplu iş sözleşmesi istenmeyen bir sonuçla bitirilmiş oldu. Sözleşme süresince çeşitli fabrikalardan arkadaşlarla ve yakınlarımla fikir alışverişi yapıyorduk. Gelinen nokta ne yazık ki mücadeleci bir sendikanın üyesi bir işçi olarak sendikamıza yakışmayan acı gerçeği sürdü önümüze. Diğer metal işkolu sendikalarının işçileri yok sayan sözleşmelere imza attığına defalarca şahit olduk. Ama bizim sendikamızın koskoca bir mücadele tarihi ve onurlu bir geçmişi var. Elbette ki bu tarihi o zamanlarda bizim dedelerimiz babalarımız yazdılar. Biz de onların yolundan giden onurlu metal işçileriyiz. Bu sözleşmede de tarihin sayfasına bizim zaferimiz geçsin istedik. Çocuklarımızın bu grevde benim annem, benim babam da varmış demelerini istedik. Ama bize haklılığımızın meşruluğunu yaşatmadılar. MESS ve bakanlık ile nasıl bir görüşme yapıldığı da bize hiç anlatılmadı. Alım gücü düşmüş ve her şeye iki-üç katı zam gelmişken, bizim sendika genel başkanımız yüzde 17’ye imza atarak bizi açlığa mahkûm etmiş oluyor.
Kardeşlerim, ben Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu bir işyerinde çalışıyorum. Diğer sendikalara üye akrabalarım, arkadaşlarım, hatta komşularım bile sorar oldu, “ne oldu sizin sendikada sözleşme işleri” diye… İnsan göğsünü gere gere anlattığı ve gururla üye olduğu sendikasının, yıllardır satış sözleşmesi yapan işçi düşmanı sendikalarla aynı taslağa imza attığını nasıl söyleyebilir ki? Bende de bu konuyu anlatma sancısı başladı bu günlerde. Özçelik-İş Sendikası üyesi yakın bir arkadaşım sözleşmeden hemen sonra beni arayıp “görüşelim mi, hem sözleşmeyi de konuşuruz” dedi. İçimden işte dedim, bunu demeseydi iyiydi. Ama kaçacak değildim, mecbur konuşacaktık. Buluştuk ve çay içerken başladık konuşmaya. Hâl hatır derken geldi sıra bizim sözleşmeye. “Yahu ne yapmış sizin başkan öyle, millet tatildeyken sözleşmeyi oldubittiye getirmiş. Bir de şubeyi ikiye bölmüşsünüz, niye yaptınız ki bunu? Zaten sizin bir şubeniz var, ikinciye ne gerek var? İki şube iki ayrı masraf demek, siz bunu başkanınızla görüşmediniz mi, söylemediniz mi? İkinci şube yerine yeni ikinci fabrika örgütlesinler daha güçlü olursunuz. Pes vallahi bir de hep bizim sendikaya söylerdiniz sarı sendika diye…” Arkadaşım söylendi söylendi, ben öyle boş gözlerle bakakaldım. O konuşuyor ben dinliyordum.
Söyleyecek bir şey bulamadım. Aileden biri tarafından ağır ihanete uğramış gibi bir ağırlık çöktü üstüme. Belki abarttığımı düşüneceksiniz ama benim gözlerim doldu ve bir süre konuşamadım. Çünkü her sözleşme sonrası biz işçilerde hep şu düşünce öne çıkardı: “Bak göreceğiz Birleşik Metal-İş yine diğerlerinden farklı bir sözleşme imzalayacak, mutlaka bir fark atacak” derdik. Ama gelinen noktada, işçinin yani bizlerin sözü hiçe sayılarak kriz koşullarında keyfi bir sözleşmeye imza atıldı. Ve üstelik bu sözleşme imzalanırken ne şube başkanlarımız ne de işyeri temsilcilerimiz bilgilendirildi. Bu yüzden Özçelik-İş üyesi kardeşim-arkadaşım bu defa üzüle üzüle haklılığını kabul ettirdi bana.
“Haklısın, bu sonucu biz de beklemiyorduk. İşyerinde grevi beraber oyladık, çoğunluk grev istiyorduk. Geçimimiz artık fazla mesailere kalsak bile daha da zorlaşıyor. Üretim sahası o kadar seri oldu ki mesaiye kalsak ertesi gün çalışmaya dermanımız kalmıyor. Birçok işyerinde robotlarla yarışıyoruz. Robotun meslek hastalığı riski yok biz etten kemikten canlı insanlarız. Buna can mı dayanır? Fabrikalarda hâlâ büyük çalkantılar var. Herkes bu şoku atlatmaya çalışıyor” dedim. Arkadaşım devam etti: “Belli ki sizin başkan da işçilikten uzaklaşmış, sizi unutmuş. Aynı bizim başkan gibi, adam altına neredeyse bir milyon liralık araba çekti, bunu da itibarla açıkladı. Yok be! Ben bile sizin sendikadan umutluydum. Gel bize bir gün de evdekilere sor! Ben o sizin miting videolarını ne heyecanla izliyordum. Bunlar kesin greve gider, bu sefer MESS hapı yuttu dedim. Diyorlar ya hani sendika başkanları en yüksek işçi maaşını alıp geçinsinler, bakalım bizden kopabiliyorlar mı, diye… Vallahi de billahi de doğru. Her çileyi üretimde çeken biz, sefasını süren başkaları. Yeter be, ben daha çocuklarımı alıp da dışarı ailemle doğru dürüst bir yere gidemiyorum. Niye yüzde 17’lik sözleşme ile çaresizim de ondan. Ben anneyim, çocuğum doysun ben gezmesem de olur diyorum. Ben anayım ben yemesem de olur diyorum. Boş ver sen, söylenecek o kadar çok şey var ki, ben hepsini anlatsam kaç gün geçer burada... Neyse sıkma sen de canını düzelir elbet hep böyle gidecek değil ya” dedi. Moralimi iyi tutmaya çalıştı.
Evet hep böyle gidecek değil ya, elbet düzelecek, arkadaşım doğru söylüyordu. Bu sözleşme bütün metal işçilerine ve tüm işçilere örnek olsun. Biz birlik olamazsak, yeteri kadar kendimize güvenmezsek azınlıkta kalırız. İrademiz de çiğnenir, kişiliğimiz de zedelenir. Geçmişte grev yasasını bizim gibi işçiler kanuna geçirmiş ve yasal olmasa bile meşruluğunu haklılığından alarak tarihe yazdırmışlar. Birleşik Metal-İş merkezi bizden habersiz bir sözleşme yaparak kendini tarihe yazdırdı, tarih de biz de onları unutmayacağız. Bundan sonra önüme gelen her işçi kardeşime daha güçlü olmanın daha çok örgütlenmekten geçtiğini anlatacağım. Rahmetli Kemal Türkler başkanımız da öyle yapmamış mıydı? O zaman dizimizi dövmenin değil eksikliklerimizi dövüp örgütlenmenin vaktidir. Yılgınlık yok direniş var. Yaşasın işçilerin birliği! Bir gün her yer Kavel olacak!
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Gebzeli işçi, emekçi kadınlar olarak bir araya geldik ve “UİD-DER ile 1 Mayıslar” videosunu izledik. Sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak, tüm emekçi kadın kardeşlerimizi ortak bir mücadele duygusuyla ayağa kalkmak için 1 Mayıs’a çağırmak...
- Uçak yolculuğu yapanlar bilir. Yolculuk esnasında uçağın kabin basıncının düşmesi, oksijen seviyesinin azalması durumunda oksijen maskeleri devreye girer. Yanımızda çocuğumuz olsa böyle bir durumda çoğumuz maskeyi önce çocuğumuza takmaya çalışırız,...
- Gelsinler yoldaşlar ben hazırım/ İki satır, bir mısra şiirle hazırım/ En karanlık dönemlerde/ Ektiğim tohumlar yeter bana/ Gelsinler yoldaşlar ben hazırım
- Milli Eğitim Bakanlığının proje okul atamalarına tepkiler devam ediyor. Eğitim Sen, proje okul uygulamaları ve atamalarına karşı 18 Nisanda Cağaloğlu Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması yaptı.
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...