Buradasınız
Kendime Soru Sormadan Edemiyorum
Halkalı’dan bir işçi

Merhaba kardeşler, ben özel bir hastanede çalışan sağlık işçisiyim. Son günlerde gündemden düşmeyen, hemen herkesin korkulu rüyası haline gelmiş olan yeni tip koronavirüs hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Bütün dünya koronavirüsle çalkalanıp duruyor. İnsanlar ölüyor, psikolojik sorunlar yaşıyor. Her saat korku verici açıklamalar yapılıyor. Hastanedeki arkadaşlarım da endişe içerisinde doğal olarak… Herkes çoluğu çocuğu için, annesi babası için korkuyor. Çünkü korkutuluyoruz. Bir an için söylendiği gibi ciddi bir durum olduğunu kabul edelim ama ben kendime sorular sormadan edemiyorum.
- Öncelikle enteresan gelebilir ama neden her sene yeni bir hastalık çıkmaya başladı? Birkaç ay sonra bunun aşısının çıkması ve ilaç şirketlerinin bundan büyük paralar kazanması enteresan değil mi?
- Neden bu tarz salgınlar ve genel olarak hastalıklar biz işçileri vuruyor? Hem maddi hem de manevi olarak neden hep biz etkileniyoruz?
- Neden patronlar sınıfı sağlığımızdan endişe duyarmış gibi açıklamalar yapıyorlar? Bizi çok mu düşünüyorlar? Her gün açlıktan, savaştan, başka hastalıklardan yüz binlerce insan ölürken bunu umursamayanların, gözlerimizi yaşartan bu hassasiyetleri de nereden çıktı?
- Madem durum ciddi ve madem herkes taşıyıcı olabilir; o zaman bu virüs testinin herkese ücretsiz şekilde yapılmasının önündeki engel ne? Parası olana test yapılıyor olmayana korku, panik aşılanıyor!
- Yaratılan bu abartılı tantanaya ve korkuya rağmen, acaba neden hastanelerde en basit önlemler dahi alınmıyor? Maske, eldiven, dezenfektan, koruyucu giysi bile verilmiyor?
Bu soruları ve cevaplarını düşünmeden edemiyorum. Bu süreçte önemli konulardan birinin de işten atmalar olduğu UİD-DER’in sitesinde ve bültenimizde yazıyor. Mesela THY DO&CO’nun işçi kıyımına başladığına ilişkin haber çıkmıştı ilk olarak. Benim annem de o şirkette çalışıyor ve gün geçtikçe işten atmaların binleri bulduğunu söylüyor. Virüs sebebiyle uçuş olmadığını söyleyip binlerce işçiyi işten atmışlar, geri kalan pek çoğunu ise ücretsiz izne yollamışlar. Arkadaşlar akıllı olalım, bilinçli olalım ve oynanan oyunlara kanmayalım. Çevremizdeki arkadaşlara doğruları anlatmaktan vazgeçmeyelim. Panik yapmanın insanı körleştirdiğini, egemenlerin bunu biz emekçilerin birliğini engellemek için bilinçli yaptığını hem anlayalım hem anlatalım. Virüs yok değil var ama yaratılan korku misliyle büyük ve amaç başka! Oynanan oyunlara karşı örgütlü olmaktan başka şansımız yok. Ancak o zaman asıl tehlike olan kapitalizm virüsünü yeneriz.
Asıl Beynimize Virüs Bulaşmasın!
Parası Olana Test, Olmayana REST!
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...