Buradasınız
Parası Olana Test, Olmayana REST!
İstanbul’dan sağlık işçisi bir kadın
Merhaba dostlar. Ben özel bir hastanede çalışan bir sağlık işçisiyim. Son aylarda uzaktan izlediğim koronavirüs (Covid-19) salgınına, birkaç haftadır yakından tanıklık ediyorum. Herkeste virüsten kaynaklı bir endişe durumu var. Fakat biz biliyoruz ki bu endişe paniğe, korkuya dönüştürülmeye çalışılıyor.
Ben ve benim gibi sağlıkçı arkadaşlarımın da tedirgin olduğu konular var elbette, fakat bu tedirginlik virüsten değil, insan sağlığı yerine kâra önem verilmesinden ve sağlık sektörünün adeta çökertilmesinden kaynaklanıyor. Özellikle özel hastanelerin sağlık konusunda hastalara nasıl yaklaştığını hepimiz görüyoruz. Hastane sahibinden yöneticisine, danışmanından doktoruna kadar hastaya bakış açısı, “müşteri” kelimesinin rahatlıkla kullanılmasından açıkça gözüküyor. Böyle bir sağlık sektörü anlayışı içinde son günlerde korkuya sebep olan koronavirüs vakalarına veya herhangi türden bir salgına karşı önleyici tedbirlerin alınmayacağını, gerekli sağlık hizmetinin verilmeyeceğini düşünüyorum. Bunu nereden mi biliyorum?
Çalıştığım hastane koronavirüs testini şimdilik 2500 liraya yapıyor. Parasını vermek bile yeterli değil aslında, elimizde sadece üç kit bulunuyor. Sanıyorum kitleri de yakında hastalar arasında açık arttırmayla satacaklar. Her şey beklenir bu açgözlü patronlardan. Bu fiyatı çoğu emekçi karşılayamayacağından ve yeterli müdahale gücü olmadığından hastaları doğrudan sevk ediyorlar.
Geçtiğimiz haftalarda vaka sayısı iki-üç kişiyken, hastanemize yurtdışından yeni dönmüş bir kadın hasta geldi. Hasta oldukça korkmuştu, koronavirüse yakalanma ihtimalinden tedirgin olarak acile gidip maske istedi ve kimsenin yaklaşmamasını rica etti. Hastayı bu tür özel durumlarda kullanılan izole oda dediğimiz bölüme götürdük. Doktor ve hemşire arkadaş dışında hastaya kimse yaklaşmadı, acil çevresi boşaltıldı. Bu kadar önlem alındığını gören diğer çalışanlar da tedirgin oldu. İşin acı tarafı da burada başlıyor. Kadın hastayı bir saat gözlem altında tuttuktan sonra doktor test için hastayı sevk etmek istedi. Testi yapacak devlet hastanesinin adını söyleyip hastayı yoldan çevirdikleri bir taksiye bindirdiler. Çünkü kadının yeterince parası yoktu. Oysaki hastaneye kitler gelmeden önce, o çok zengin müşterilerden biri gelince her şey bambaşka olmuştu. Bu zengin müşteriye taksi çağrılmadı, tam tersine ambulans dezenfekte edildi ve bizzat yöneticiler kendi elleriyle test yaptırmaya götürdüler.
“Gülsem mi ağlasam mı bilemedim” deriz ya aynı öyle bir durumdu işte. Sinir bozucu, haksızca ve insafsızcaydı yapılan. Sermaye sınıfı bu olağanüstü durumda bile sınıf ayrımı yapıp, ikiyüzlülüğünü ortaya koyuyor. Yani anlayacağınız dostlar, kadın hastanın da taksi şoförünün de bu düzenin egemenlerinin gözünde hiçbir kıymeti yok. Demem o ki koronavirüsle bizleri korkutuyorlar ama haksızlıktan, işten atma saldırılarından, çalışma koşullarını sağlıksız kılmaktan vazgeçmiyorlar.
Bir hastama “korkmayın” dediğimde “İşten de çıkarıldım, virüsten mi korkacağım? Bizimkisi yaşamaksa ölmeyi merak ediyorum. Kaybedecek neyimiz kaldı ki?” demişti. Şu an fark ediyorum da çok haklıydı. Haklarımız, işimiz, üç kuruş ekmek paramız… Her şeyimizi sırayla alıyorlar. Unutmayın ki bireysel kurtuluş imkânsızdır. Birlik bizim bu düzene ve virüse karşı panzehirimiz olacak. Bu yüzden akıl sağlığımızı korumalı, sınıf bilincimizi kuşanmalı ve örgütlü olmalıyız. Yaşanacak her zorluğa karşı bilmeliyiz ki; bizim kurtuluşumuz örgütlülüğümüzle sağlanır.
Kendime Soru Sormadan Edemiyorum
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...