Buradasınız
Sağlık İşçileri: Korku Değil Birlik Gerekli!
Sefaköy’den sağlık işçileri
Hepimizin bildiği gibi yeni tip koronavirüs (Covid-19) ile ilgili sosyal medyada, televizyonlarda bulamaç halinde, kafa karıştırıcı yorumlar yapılırken sağlık işçilerinin adı tek bir satırda “minnet duyuyoruz” şeklinde geçiyor. Sizlere bu mektubu salgını sağlık işçilerinin gözüyle anlatmak, yaşadıklarımızı paylaşmak için yazdık. Çalıştığımız tüm hastanelerde salgının açıklanmasıyla beraber uzun çalışma saatleri ve daha fazla iş yükü ile karşı karşıyayız. Hastalarla temas eden sağlık çalışanlarının karantinaya alınmasıyla beraber, zaten yetmeyen sağlık emekçisi sayısı iyice gün yüzüne çıktı. Salgından önce de ana sorunlarımızdan olan işçi sayısı azlığı can yakıcı hale geldi. Gelin görün ki atanmayan binlerce sağlıkçı olduğu halde durum bu.
Çoğu sağlık çalışanı çocuğunu evde bırakıp nöbete gidiyor. Sağlık çalışanları, hastalığı yakınlarına bulaştırma kaygısı duyuyor. Çoğu yaşlı anne ve babasını görmeye ara verdi, yeni çocuğu olanlar bulaştırma kaygısıyla kendi evine bile gidemiyor. Karantina altına alınan sağlıkçılar her saat çıkacak sonucu kaygıyla bekliyor. Kısacası, sağlık çalışanları da yaratılan korku atmosferinin esiri olmuş durumda.
Yaratılan korku atmosferiyle beraber kontrol için acil servislere hastalar akın ediyor. Normal şartlar altında dahi 2 saatte gelen muayene sırası 5 saate kadar uzuyor çünkü ne fiziki ortam ne de sağlık çalışanı yetmiyor. Koruyucu ekipman olan maske imza karşılığında veriliyor. Ancak 8 saat bitiminde ikinci bir maske alabiliyoruz. Sağlık Bakanının açıklamalarına neredeyse hiç güvenen yok. Herkesin aklında tek bir soru var: ya biz ne olacağız?
Her hastane kendi salgın planını uyguluyor. Fakat tek bir sağlık emekçisine sorulmuş veya öneri istenmiş değil. Nöbetlerde kaldığımız odalar o kadar küçük ki birine çarpmadan yürümek bile zor. Sürekli temizlik yapılması için temizlik personeline baskı yapılıyor ama kadro süreciyle beraber çalışan sayısı neredeyse yarıya inmiş durumda ve normalin 2 katı olan işlerimiz 4 katına çıktı. Herkesin bildiği gibi hastalıktan korunma kapsamında sağlıklı beslenme ve düzenli uyku önemli bir yer tutuyor. Gece nöbetlerinde verilen kahvaltıda bırakın sağlıklı yiyecekleri yumurta bile eksiltildi. Uykusuzluk, stres başlıca risk faktörleri ve tüm sağlık işçileri buna maruz kalıyor. O yüzden “hakkınız ödenmez” yalanına inanmıyoruz. Bırakın yalanı, oyalamayı, hakkımız olanı verin!
Bizler örgütlü işçiler, sağlık işçileri olarak biliyoruz ki, kapitalizm toplumun sağlığı, çalışanların sağlığı için hiçbir fayda sağlamadı ve sağlayamaz. Yaşadığımız bu süreci işçi sınıfı penceresinden değerlendirirsek göreceğiz ki alınan önlemler dahi patronlar sınıfı için. Tüm dünyada egemenler, bu virüsü önlemenin tek yolu kişisel hijyenmiş gibi davranıp tüm sorumluluğu üstlerinden atıyorlar. Durum böyleyken hâlâ alınan tedbirler listesinde sağlık işçilerinin adı bile geçmiyor. Biz sağlık işçileri örgütlenmeden, mücadele etmeden iş güvenliğimizi sağlamanın da, haklarımızı almanın da, korumanın da yolu yok. Şu koşullar altında çalışıyor oluşumuz mücadele örgütlerimize, sendikalarımıza sahip çıkamadığımızdan. Hiçbirimiz kahraman değiliz, olmak da istemiyoruz. Yaşatmak için sağlıkla yaşamak istiyoruz. Bunun da tek yolu mücadele saflarında birleşmek, sağlıkla yaşamak, insanca çalışmak ve yaşatmak…
Sağlık İşçileri ve Koronavirüs
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...