Buradasınız
Suya Sabuna Dokunmak
Gebze’den bir metal işçisi
Geçmişten günümüze egemenler, işçi ve emekçilerin suya sabuna dokunmayan insanlar olmasını istemiştir. Ülkeyi yönetenler, fabrikalarda posamızı çıkarana kadar çalıştırıp sömüren patronlar, bilincimizi bulandırmak için bangır bangır bağıran medya, toplumun örgütsüzlüğü için çırpınan ideologlar, hepsi “her koyun kendi bacağından asılır, sana ne, sen karışma, suya sabuna dokunma, rahat edersin” diyorlar. Çünkü egemenler biliyorlar ki işçi ve emekçiler gerçeklerin farkına varırsa, doğruyu yanlıştan ayırt ederse, suya sabuna dokunup birleşir ve örgütlü davranırlarsa kendi sömürü düzenleri yaşayamaz. Sömürücüler zevkusefa içinde bir hayat süremez. İşe bakın ki biz işçiler bugünlerde yıllardır duyduğumuz “suya sabuna dokunma” cümlesi yerine sık sık tersini duyuyoruz. Elimizi bol bol yıkamamız, sabunlamamız gerektiği öğütleniyor, egemenler bize ısrarla “suya sabuna dokunun” diyor.
Koronavirüs şimdi dünyanın ana gündemi olmuş durumda. Bu virüs için söylenenler insanı hayretlere düşürüyor. Dünyanın sonunun geleceğini söyleyenlerden tutun da felaket tellallığı yapanlara kadar herkes büyük bir korku ve panik yayıyor. Bu panikle toplumu körleştirmeye çalışıyorlar. Virüsler bundan önce de vardı bundan sonra da olacak ama yaratılan panik havasının amacı çok başkadır.
Egemenler her şeyi kendi çıkarlarına göre kullanır, haliyle koronavirüs de onlar için bulunmaz bir nimet oldu. Şimdi dünyada ve Türkiye’de artık her şeyin suçlusu bulundu. Kriz mi var? Suçlu koronavirüs. Fabrikalar mı kapandı? İşten atılma mı var? Ücretsiz izinler mi arttı? Suçlu koronavirüs. Temel ihtiyaç maddelerine zam mı geldi? Suçlu koronavirüs. Kazanılmış haklarımız elimizden mi alındı? Suçlu koronavirüs. Sert ve baskıcı yönetimler mi var? Tabi ki suçlu koronavirüs. Bu yalanlar böyle uzayıp gider. O nedenle söylenenlere değil söyletenlere, söyleyenlere ve amaçlarına bakmak lazım.
Bu yüzden onların “suya sabuna dokunun” demelerine de şüphe ile bakmamız gerekiyor. Bizim geçmişten beri anladığımız “suya sabuna dokunmanın” anlamı, haksızlıklara karşı gelmek, sorunlar karşısında kaçmak yerine birlikte hareket edip mücadele vermek, haklarımızın elimizden alınmasına karşı durmak ve yeni haklar kazanmak için örgütlü olmaktır. Fakat egemenler suya sabuna dokunmayı bile kendi amaçları için kullanıyor. Suya sabuna dokunun ama kendi başınıza dokunun. Suya sabuna dokunun ama kendinizi eve kapatarak dokunun. Suya sabuna dokunun ama kimseye suyunuzdan zırnık koklatmayın. Suya sabuna dokunun ama evden dışarı çıkmayın, yan yana gelmeyin. En çok da suya sabuna dokunun ama örgütlü hareket etmeyin diyorlar.
Biz işçiler suya sabuna dokunmayı, birlikte olmak, ortak hareket etmek, başkalarının dertlerine de kafa yormak olarak görürken, iktidarlar ise bireyselliği, bencilliği ve susmayı öğütlüyorlar. Bu yüzden de bizler iktidarın pompaladığı endişe ve korku duvarlarını yıkmak zorundayız. Bunun için de her zamankinden çok dayanışmaya, mücadeleye ihtiyacımız var. Biz işçiler bildiğimiz anlamda suya sabuna dokunmaktan vazgeçmeyeceğiz.
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Sendikalı oldukları için işten atılan ve 5 aydır işlerine sendikalı olarak dönmek için mücadele eden Polonez işçileri, tüm yasaklara, baskılara, karalamalara rağmen mücadeleden vazgeçmiyor. İşçiler direnişlerinin 146. gününde Çatalca’dan Ankara’ya “...
- Sermaye sınıfının tatlı kârları uğruna işçileri sefalete, kölelik koşullarına mahkûm etmek isteyen siyasi iktidarsa MESS’e bağlı fabrikalarda bir kez daha “erteleme” adı altında grev yasağı ilan etti.
- Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden işletmesinde 14 Ekim 2022’de patlama meydana gelmiş, 43 maden işçisi yaşamını yitirmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Patlamaya ilişkin 4’ü tutuklu 23 sanığın yargılandığı davanın 10...
- Her yılın sonunda asgari ücret ve bütçe görüşmeleri yapılıyor, yıl bitmeden de karara bağlanıyor. İşçilerin büyük bir kısmı asgari ücret görüşmelerini yakından takip ediyor, çünkü asgari ücrete yapılan zam oranı tüm çalışanları ilgilendiriyor. Ama...
- Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu fabrikalardan Hitachi Energy’nin ardından 13 Aralık Cuma günü GE Grid Solutions ile Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli fabrikalarında da MESS grevleri başladı. Schneider Elektrik ve GE Grid...
- Her açıdan zorlu bir yılı geride bırakıyoruz. Ama işçi ve emekçiler olarak neredeyse hepimiz 2025’in daha zorlu bir yıl olacağında hemfikiriz. Çünkü sermaye sınıfı ve iktidar, neden oldukları ekonomik yıkımın bedelini biz işçi ve emekçilere ödetmeye...
- Sevgili UİD-DER’li kardeşlerimiz; sizi daha önceden tanımadığımız için üzgünüz. Bu kadar birikimi bize sunduğunuz, mücadele ateşini bize taşıdığınız, desteğinizi hiç esirgemediğiniz için teşekkür ederiz. Çok değerlisiniz bizim için. İşçi Dayanışması...
- Türkiye’de emekçiler, büyüyen yoksullaşma dalgasının altında ayakta kalma mücadelesi veriyor. Bu mücadeleyi tek başına veremeyeceğinin farkına varan işçiler, birlikte mücadele etmenin yollarını arıyorlar. Çalışma koşullarını iyileştirmek ve...
- Güney Kore’de devlet başkanı Yoon Suk Yeol’un sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından kitlesel protestolar devam ediyor. Güney Kore’deki sendikaların, siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin çağrısıyla on binlerce kişi başkent Seul başta...
- İşçi Dayanışması Nisan 2008’de yola çıktığında tüm dünyada sarsıcı bir ekonomik kriz yaşanıyordu. Sermaye sınıfının hizmetindeki iktidarlar, krizin bedelini işçi sınıfına ödetmek için en yıkıcı politikaları hayata geçiriyorlardı. Aradan geçen...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 9 Aralıkta İstanbul Taxim Hill Otel’de düzenlediği basın açıklamasıyla DİSK Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan Asgari Ücret Araştırması Raporu’nu ve DİSK’in asgari ücret taleplerini açıkladı.
- 8 Aralık Pazar Günü, İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla binlerce işçi ve emekçi hayat pahalılığına, düşük ücretlere, vergi soygununa, kayyımlara, baskılara hayır demek için Kartal’da bir araya geldi. Mitingde DİSK ve KESK’e bağlı...
- Bizler çeşitli sektörlerde çalışan kadın işçileriz. Öncelikle İşçi Dayanışması bültenimizin 200. sayısını heyecanla bekliyoruz. Bültenimiz bundan 16 yıl önce, 2008 Nisanında çıktı ve ilk iş olarak mücadeleci işçi ve emekçileri 1 Mayıs’ta UİD-DER’le...