Buradasınız
Çok Pilav Yemişti, Ondan Ölmüştür!
Pendik’ten bir kadın işçi
Ben nakliyat firmasında çalışan bir işçiyim. Günde 11 saat çalıştırılıyoruz. Patronlar için bu da yeterli olmadığı için cumartesi günü de yarım gün çalışmak zorundayız. Şirket müdürlerinden bazılarıyla yaptığımız konuşmalarda, günlük çalışma süresinin üstünde çalıştığımızı, bunun kanunlara aykırı olduğunu ve cumartesi gününün iptal edilmesini istediğimizi belirttiğimizde aldığımız cevap ise şu: “Bizler de yeri geldiğinde 12 saate varan süreler çalışıyoruz. Bu işyerinin kuralı böyle.”
Bölüm müdürlerinden birinin yanıtı ise daha ilginç: “Sen evine gidince iş götürmüyorsun, bizler evde bile çalışıyoruz. Ne yazık ki yapılacak bir şey yok.” Kendilerini işveren temsilcisi konumunda gören bu kişiler, kraldan daha çok kralcılar. Kendilerinin de ücretli birer işçi olduklarını ve patronların işine gelmediğinde, bir gün onları da gözlerinin yaşına bakmadan kapı dışarı edeceğini pek düşünmüyorlar. Aslında o günlerin çok uzak olmadığını ispat eden bir olay yaşandı geçen gün. İşyerinin küçülmeye gideceği ve işten çıkarmaların başlayacağı söylendi. İlk günler kimse tepki göstermedi. Ama zam dönemi geldi çattı ve zamlar da askıya alındı. Bunun üzerine yavaş yavaş oluşmaya başlayan tepkiler sonucunda 40 kişi imza topladı. Ama hemen ertesinde imza atanlardan 10 kişi derhal işten atıldı. Bu arada, “bizler de evimize iş götürüyoruz” diyen bölüm müdürü de işten atıldı.
Artık herkesin yemekte, serviste ve her fırsatta konuştuğu tek şey “benim sıram ne zaman gelecek, beni de çıkarırlar mı acaba” sözleriydi. Ama en trajik olanı da imza atanlar arasındaki bir arkadaşımızın durumuydu. Bankadan kredi çekmişti ve bu kredi onun kâbusu olmuştu. Herkese, “kredi borcum var ve 5 çocuk bakıyorum. Geceleri uyku uyuyamıyorum. Sabahlara kadar sigara içiyorum ve çıkarılacağım korkusuyla yaşamak çok zor” diye anlatıyordu. İki kez işyerinde rahatsızlandı ve arkadaşlar ısrar etmesine rağmen doktora gitmedi. Bir sonraki günün sabahı servis evinin önünde beklemiş ve arkadaşımız gelmemiş. Kapısının önü kalabalıkmış ve servisteki arkadaşlar telaş içinde o arkadaşımızın evine çıkmışlar. Ama kimse duyduklarına inanamamış. Bir gün önce rahatsızlanan arkadaşımız iş dönüşü evinin merdivenlerini çıkarken kalp krizi geçirmiş ve ne yazık ki kurtarılamamış. Evin önündeki kalabalık da onun cenazesi için toplanmış. Ertesi gün işyerinde patron ne diyor biliyor musunuz? “Beyefendi dün öğle yemeğinde pilavı çok yemişti. Bundan kalp krizi geçirmiştir!”
Patronlara bu pervasızlığı yapabilme rahatlığını bizim örgütsüzlüğümüzdür. Bizlere zam yapmayan ve işten çıkarmaların nedeni olarak küçülmeyi bahane eden aynı patron, tatilde geride bıraktığı cesedin üzerine basarak Kıbrıs’ta kumar oynamaya gidebiliyordu. Bir gün işçiler üzerlerine serpilen bu ölü toprağını silkinip atacak ve tüm bunların hesabını soracaktır. Ancak bu, bilinçlenip örgütlenmekle ve işyerlerimizde ve her yerde sınıfımızın birliği için mücadele etmekle mümkün olacak.
Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
CHP’nin Çarşaf Açılımı
Korkunun Ecele Faydası Yok!
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
- Bruno’nun Fikri, Benim Fikrim, Senin Fikrin…
- Yüzüncü Maymun Teorisi
- Bir Otobüs, İki Kuşak ve İşçi Sınıfı
- “Hey” Diyen ve UİD-DER Saflarında Büyüyen Çocuklarımız
- Butimar, Sen Safi Bir Kuş musun?
Son Eklenenler
- İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan sağlık emekçisi Merve Kınar, geçtiğimiz günlerde erkek kardeşi tarafından defalarca bıçaklanarak vahşice katledildi. Bunun üzerine 16 Temmuz Salı günü hastanenin başhekimliği...
- İran’da 1979’dan beri hüküm süren zalim molla rejimi can almaya devam ediyor. Molla rejimi son olarak 45 yaşında bir kadına, Şerife Muhammedi’ye (Sharifeh Mohammadi) idam cezası verdi. Şerife’nin 10 sene önce yasal bir sendikaya üye olması, sendikal...
Bizler çeşitli fabrikalarda çalışan sendikalı kadın işçileriz. Çalıştığımız işyerlerinde birbirine benzeyen birçok sorunla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bunlardan bir tanesi yıllık izinlerimiz. Bazı fabrikalarda işveren...
- Sokak ortasında yürürken elektrik kaçağından ölmek kaza olarak görülemez. Gencecik insanların ölmesinin nedeni kamu hizmetlerine insan, toplum odaklı değil kâr odaklı bakan, parayı insan canının önüne koyan kapitalist zihniyettir. Bu zihniyet...
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.
- Özellikle işçi sınıfının genel örgütlülük ve bilinç düzeyinin gerilediği, siyasi iktidarın her türlü kanunsuzluğu yapan patronların arkasında durduğu günümüzde, Eti Krom patronunun tutumu patronların ortak tutumu haline gelmiştir. İktidarın gücünü...
- UİD-DER Web TV, filmleriyle işçi sınıfını anlatan Ken Loach’u Türkiyeli işçilere anlatmak üzere “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adlı mini bir belgesel hazırladı. İşçi sınıfının bu büyük yönetmenini anlatan belgeselimizi...
- Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Purmo Group'ta grev, 66. gününde kazanımla sonuçlandı. Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de, düşük ücretlere ve hak gasplarına karşı 1 Temmuzda iş bırakma eylemi başlatan maden...
- Sabahtan akşama kadar televizyon izlesek, kanal kanal gezip tartışma programlarına, dizi ve filmlere baksak hiçbirinde işçilere ve sorunlarına dair gerçekleri göremeyiz. Yüksek tirajlı gazetelerde, çok tıklanan haber sitelerinde işçilerin...
- Trafikte, toplu taşımada, market alışverişinde, hastane kuyruğunda, hatta yolda yürürken bile birbiriyle tartışan veya kavga eden insanlara şahit oluyoruz. Hatta bizler de kimi zaman bu tartışmaların bir parçası oluyoruz. Peki bu gerginlik nedensiz...
- Yaz aylarında havaların bir anda ısınmasıyla birlikte işyerleri adeta fırın gibi oldu. Gün içerisinde işçilerin sırtındaki ter birkaç kez kuruyor. İşte bu koşullarda her şeye rağmen Ramazan ve Kurban Bayramı tatilleri biz işçiler için bir can simidi...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1,5 yıl geçti. On bir kenti etkileyen depremlerde enkaz altında kalan on binlerce insanın ve yakınlarının feryatları günlerce dinmedi. Enkazdan sağ kurtarılabilecek binlerce insan, arama kurtarma çalışmalarının...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan ve Özçelik-İş Sendikasının örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 20 Haziranda greve çıkmışlardı. UİD-DER’li işçiler olarak bizler de...