Buradasınız
Yunanistan’da Akdeniz’deki Mülteci Katliamı Protesto Edildi
14 Haziranda yüzlerce mülteci taşıyan bir tekne Yunanistan’ın güneyindeki Mora yarımadası açıklarında battı. Faciadan sonra teknede 100’ünün çocuk olduğu tahmin edilen yaklaşık 600 mülteci olduğu ortaya çıktı. Şu ana kadar sadece 79 mültecinin cansız bedenine ulaşıldı, 104 kişi kurtarıldı. Ölü sayısı tam olarak bilinmiyor ama yüzlerce olduğu biliniyor.
Yunan işçi ve emekçiler katliamın sorumlusu olarak gördükleri kendi hükümetlerine ve AB hükümetlerine tepkilerini göstermek ve bu zulmü protesto etmek için 15 Haziranda gösteriler düzenlediler. Protesto eylemlerine, sendikalar, sosyalist partiler, gençlik örgütleri ve demokratik kitle örgütleri katıldı. “Sınırlar açılsın. Duvarlar yıkılsın” sloganları atıldı. Katliamın baş sorumlusu Yunan ve AB’li egemenlere tepki gösterildi. 25 Haziran seçimlerinde işçi sınıfı olarak göçmen karşıtı politikalar uygulayanlara, mültecileri ölüme gönderenlere geçit vermeme çağrısı yapıldı. Yunan emekçiler bu anlamlı eylemleri engellemek isteyen polise geçit vermediler, öfkelerini ortaya koydular.
Geçtiğimiz günlerde Lüksemburg’da bir anlaşma imzalanmış, bu anlaşmayla AB’ye iltica koşulları daha da zorlaştırılmış, mültecileri sınır dışı etmek kolaylaştırılmıştı. Bu yasayı protesto eden mülteci dayanışma örgütleri, 13 Haziranda da batan tekneyi ve içinde bulunduğu tehlikeli durumu Yunanistan, Malta ve İtalya sahil güvenliklerine bildirmiş, mültecilerin kurtarılmasını istemiş ama bu üç ülkeden de tekneye yardım ulaştırılmamıştı. Tepkiler üzerine Yunan egemenler ülkede üç günlük ulusal yas ilan ettiler. Fakat mülteci yasalarını gözden geçirme ihtiyacı bile duymadılar, hesap vermediler. Emperyalist savaşlardan, çatışmalardan, açlık ve işsizlikten kaçan mülteciler ölmeye devam ediyor ve işçi sınıfı bu zulme dur demedikçe ölmeye devam edecek. İşte bu nedenle Afrikalı mültecilerin düşman olarak gösterildiği ve ölüme itildiği Yunanistan’da da, Suriyelilerin düşman ilan edildiği Türkiye’de de işçi ve emekçilerin milliyetçilik ve göçmen düşmanlığı zehrinden kurtulması, asıl suçluyu görmesi büyük önem taşıyor.
Günebakan Çiçekleri Gibi
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Balıkesir’de ZSR Mühimmat Fabrikasında İşçi Katliamı
- İş Kazalarına Karşı Daha Fazla Örgütlenelim
- Hitachi Energy’de Anlaşma İmzalandı, Grev Sonlandırıldı
- TİS Yetki Sistemi, Sorunlar ve Çözüm Arayışları Toplantısı Düzenlendi
- Selçuk, 5 Küçük Kardeş ve Annelik
- DİSK Asgari Ücret Taleplerini Açıkladı
- Kartal’da Binlerce Emekçi Haykırdı: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Önümüzdeki En Büyük Engel Sömürü Düzenidir
- Kanatları Kesik Gençler Ülkesine Yolculuk
- 1-0 Önde Olmak İçin Örgütlü Mücadeleye!
- 2021 Tüm Emekliler Sendikası’ndan Tekirdağ’da Eylem
- Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Gözaltılara Karşı Eylem
- Kadınlar Şiddete, Eşitsizliğe, Yoksullaştırma Politikalarına Boyun Eğmiyor
- BES Kandırmacası ve İptal Eziyeti
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
Son Eklenenler
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...
- DİSK 24-27 Aralık tarihleri arasında bölge temsilciliklerinin olduğu şehirlerdeki vergi daireleri önlerinde, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “İnsanca Ücret Vergide Adalet” talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İşyerlerinde...
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...