Buradasınız
Dört İşçiye Bir Emekli mi?
Kocaeli’den bir işçi

EYT düzenlemesi gündeme geldiğinde medyada yapılan yorumlarda ve bizzat Çalışma Bakanının açıklamalarında işçi ve emekli dengesinin bozulacağı, bu durumun ekonomik dengeleri sarsacağı söylendi. EYT düzenlemesi yasalaşırsa emekli ücretlerinin ödenemeyeceği ve sosyal güvenlik açığının büyüyeceği iddia ediliyordu. Makul olanın “her dört çalışana bir emekli” olduğu, bu oranın emekliler lehine değişmesi durumunda ekonominin zora gireceği anlatılıyordu. Böylece bir yalan daha milyonlarca işçi ve emekçinin zihnine sokuluyordu. Peki, gerçekten de işçiler ve emekliler arasında böyle bir denge olmalı mı yoksa bu iddia sermaye sınıfı ve siyasi iktidarın kafaları bulandıran bir uydurması mı?
Öncelikle Türkiye’de emekli maaşlarının çok düşük olduğunu söyleyelim. Neredeyse 9 milyon emekli Hazine katkısıyla birlikte 7500 lira maaş alıyor. İkincisi yıllarca emeklilik primini ödemiş, vergisini vermiş insanlardan söz ediyoruz. Yani emekliler zaten aldıkları emekli maaşını yıllarca parça parça ödediler. Üçüncüsü Türkiye’de çalışabilir durumdaki işçilerin yalnızca yüzde 53’ü işgücüne katılıyor. Yaklaşık 9 milyon işsiz iş arıyor. İş aramayanlar ise bir işe ihtiyaçları olmadığından değil eğitim, çocuk bakımı, ev içi işleri görme gibi gerekçelerle iş aramıyorlar. Yani bunların da büyük bir kısmı gerçekte işsiz kategorisine giriyor. Özetle bir taraftan milyonlarca işçinin işgücüne katılması engellenirken diğer taraftan işgücüne katılıp primlerini ödemiş, emeklilik yaşı gelmiş işçiler çalışanlara yük olmakla suçlanıyor! Bir de rakam uydurmuşlar, 4 çalışana 1 emekli diye! Kayıt dışılığın önüne geçmeyenler, emeklilerin sisteme yük olduğunu iddia ediyorlar. Sistemin zarar etmesi emeklilik hakkının gasp edilmesinin gerekçesi olamaz. Bu zararı veren emekliler değildir. Asıl bakmamız ve sorgulamamız gereken yer vergilerimizden ve primlerimizden oluşan devlet bütçesinin nerelere harcandığıdır. Emekliliği bir hak olarak görmeme anlayışıdır. Bütçeden en az pay alanlar zaten işçi ve emekçiler, emeklilerdir. Kaynakları patronlara aktaranların dengelerin bozulmasından bahsetmesi, “kaynak yok, çalışan yok ama emekli çok” demesi ikiyüzlülüktür.
Bu yalanların amacı bellidir: toplumu aldatmak, iktidarın saldırılarının faturasını emeklilere kesmek, emekli maaşlarını düşük tutmak, böylelikle kamusal emeklilik sistemine saldırarak kazanılmış bir hakkı gasp etmek. Biz bugünün işçileri geleceğin emeklileriyiz. Çocuklarımız da geleceğin işçileri olacaklar. Geleceğimiz ve haklarımız için bu yalanlara karşı duralım.
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.
- Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde olan belediyeler ile petrokimya sektöründeki fabrikalarda birer birer grev kararları alınıyor. İzmir’de Narlıdere Belediyesi işçileri grevin ilk gününde kazanım elde ederken Konak Belediyesinde 7 Mayısta grev...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü mücadelesi 1889’dan önce başlamıştı. Ancak 1 Mayıs 1889’da, 8 saat çalışma, 8 saat dinlenme ve 8 saat canımızın istediğini yapma talebiyle kitlesel olarak alanlara çıkıldı. 1 Mayıs bu başkaldırının ve daha adil bir...
- Genel-İş Sendikası İzmir 6 Nolu Şubenin örgütlü olduğu Narlıdere Belediyesine bağlı NARBEL’de çalışan işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 6 Mayısta greve çıktı. NARBEL işçileri bir müddettir ücretleri eksik ve...
- Bu mektubumda sizlere sınıf temelinde örgütlü olmanın ne demek olduğunu dilim döndüğünce anlatmak istiyorum. Önce kendi deneyimimden, ardından da 1980 öncesi işçi kuşaklarının örgütlü mücadelesinden örnekler vereceğim.
- 15 Nisanda geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle 18 gün yoğun bakımda kalan ve 3 Mayısta yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder on binlerce insan tarafından sonsuzluğa uğurlandı. Siyasi parti yöneticileri, sanatçılar, gazeteciler, Barış Anneleri, Kürt...
- Sırrı Süreyya Önder’i, Sırrı Abimizi kaybettik. O, işçilerin birliği, halkların kardeşliği mücadelesine katkılarıyla hep yaşayacak, yüreğindeki umut ve direncin sembolü olan gülümsemesiyle hep saygı ve sevgiyle hatırlanacak.
- İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL’de işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanması üzerine 2 Mayısta tam gün iş bıraktı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir Çiğli Belediyesinde tasarruf bahanesiyle işten atılan ve verilen sözlere...
- Dünya işçi sınıfı bu sene de 1 Mayıs’ı baskıcı ve anti-demokratik uygulamaların, işçi sınıfına yönelik saldırıların katlanarak arttığı bir dönemde karşıladı. Öfkesini ve taleplerini tek ses, tek yumruk olup haykırmak isteyen işçi ve emekçiler ABD’...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, Türkiye genelinde kitlesel katılımla kutlandı. İstanbul başta olmak üzere birçok kentte alanlara çıkan yüz binlerce işçi ve emekçi, yaşadıkları ekonomik ve siyasal sorunlar...