Buradasınız
Bize Yokluk, Milletvekillerine Bolluk
İstanbul/Bakırköy’den sağlık emekçileri
Her ay SGK primi ödememize rağmen bir sağlık kurumuna adım attığımız andan itibaren muayene, tıbbi malzeme, ilaç, reçete adı altında SGK’ya ekstra katılım payı ödüyoruz. Özel hastanelere gittiğimizde ise bunlara ek olarak oldukça fazla miktarda para ödüyoruz. Yıllar içinde pek çok ilaç, çeşitli tedaviler SGK’nın ödeme listesinden çıkarıldığı halde iktidar tasarruf bahanesiyle kamusal sağlık hizmeti harcamalarını daha da kısmaya çalışıyor. Peki, bu durum herkes için geçerli mi? Hayır değil! Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, Yargıtay ve Danıştay üyeleri ile milletvekillerinin ve ailelerinin özel hastane ve evde tedavi masrafları da dâhil olmak üzere tüm sağlık giderleri “ayrıcalıklı tedavi yardımı” adı altında bütçeden karşılanıyor, hem de ömür boyu!
Mesela milletvekillerinin 2024 Ocak-Haziran dönemindeki tedavi, sağlık malzemesi ve ilaç giderleri için bütçeden yani bizim vergilerimizden tam 52,6 milyon lira harcama yapıldı. Üstelik Temmuzda asgari ücrete zam yapılmazken ve milyonlarca işçi ve emekçi açlık sınırı altında yaşamaya mahkûm edilirken milletvekillerinin maaşına zam yapıldı. Milletvekillerinin maaşı 169 bin liraya, hem bakan hem milletvekili emeklisi olanların aylık geliri 288 bin liraya, milletvekili emeklisi olduğu halde vekilliği devam edenlerin aylık geliriyse 285 bin liraya çıktı. Yani en az 10 katımız maaş aldıkları yetmezmiş gibi tüm sağlık harcamalarını da biz ödüyoruz.
Sıra biz emekçilere geldiğindeyse kamuda tasarruf adı altında kaynaklar kısıldıkça kısılıyor. İtibardan tasarruf olmaz diyerek şaşaalı hayatlar yaşayanlar; son model arabalarından, lüks yemeklerinden vazgeçmeyenler, en hayati ihtiyaç olan acil servis ambulanslarının tamirini bile yapmaktan imtina ediyorlar. Aile hekimlerine yazı göndererek aşıları idareli kullanmalarını istiyorlar. Hepatit B virüsü gibi kronik hastalığa yol açan ve aşıyla tamamen engellenen bir hastalık karşısında bile gerekeni yapmıyorlar. Kardeşler, “aşıları idareli kullanın” demekle umurlarında bile olmadığımızı bir kez daha gösteriyorlar. Hatay’da elektrik kesintileri nedeniyle aile hekimliği dolaplarında bozulan aşıların parasını bile depremzede sağlık emekçilerinin maaşlarından kesiyorlar. İmplant, diş dolgusu yaptırmak için senelerce beklemek zorundayız. İşçi ve emekçiler yatarak tedavi almak için sıra beklerken, onlar birinci sınıf hastane odalarında bizlerden çaldıklarıyla tedavi alıyorlar. Şehir hastanelerinin neredeyse her bölümünde VIP hizmet servislerinde bakanlara, milletvekillerine ve yakınlarına yatak ayrılıyor.
İşçi ve emekçilere açlık sınırının altında asgari ücreti reva görüp vergi adı altında soygun yapıyor, kendilerine gelince kesenin ağzını açtıkça açıyorlar. Bu düzen bize yokluk onlara bolluk demektir. Bu adaletsizliğin, bizden çalınanların hesabını sorana kadar mücadeleye devam!
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
- Bu Akşam Yemekte Tağşişli Gıda Var!
- “Bir Yemeklik Bamya”
- Kim Viral Olmalı?
- Sınıfına Ters Düşme!
- Asıl Hırsız Kim?
- Ruhumuzu Esir Alan Korkuyu Çıkarıp Atalım
- Konserve Yapmak Çözüm mü?
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...