Buradasınız
İşçilerden İşçi Dayanışması’na/2
İşçi Dayanışması Umudumuzu Büyütüyor, Biz de Örgütlülüğümüzü Büyüteceğiz!
Ankara’dan genç işçiler: İşçi Dayanışması biz genç işçilerin adeta başucu kaynağı. Her konuda, hayatın her alanında fikirlerimizi besleyen, zihnimizi açan bir eğitim kaynağı niteliğinde. Öncelikle 200 sayıdır bizlere ulaşmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Genç işçiler olarak kapitalist sistemin kirli zihniyeti hayatımızın her alanına nüfuz etmişti. İnsanlarla ilişkilerimiz, kendimizi kurtarma hayallerimiz, göçmenlere bakışımız, milliyetçi fikirlerimiz UİD-DER ve İşçi Dayanışması ile tanışınca değişti, gelişti.
Çevremizdeki tüm insanlar medyanın gerçeği yansıtmadığından şikâyet ediyor. O kaynaklardan gerçek bilgiye ulaşamayacağını biliyor. Mesela gençler özellikle sosyal medyadan haberleri takip ediyor ama hepsi palavra. İşçi Dayanışması ise bize gerçekleri, bizden saklanan, esirgenen doğruları anlatıyor. Her gencin, her işçinin okuduğunda anlayabileceği bir dili var. Fakat aynı zamanda insanı geliştiriyor, düşünmesini ve yeni şeyler öğrenmesini sağlıyor. UİD-DER’le yeni tanışan genç bir arkadaşımız özellikle göç sorunu konusunda fikirlerinin değişmesinin onu nasıl etkilediğini şöyle anlatıyor: “Sosyal medyada göçmenler hakkında çok karalayıcı paylaşımlar görüyordum. İnsan onun gazına gelip, yalan mı doğru mu diye düşünmeden gitsinler diyor. Ben de o kervana katılıp sosyal medyadan da bir paylaşım yapmıştım. Ama buradaki arkadaşlarla konuşunca, sonrasında İşçi Dayanışması’nda bu konu ele alınınca anladım ki o gaza gelmemem gerek. Suriyeli kardeşlerim de benim gibi işçiler, hatta benden daha zor şeyler yaşadılar, yaşıyorlar. Bizim onlarla dayanışma içinde olmamız gerek.”
Yaşadığımız ülkede bir günde bile çok şey değişiyor. Gündemler hızlıca akıp gidiyor. Bu karmaşa içinde zihinler adeta birbirine dolanmış yumaklara dönüşüyor. İşçi Dayanışması, biz genç işçilerin zihnini açıyor. Berrak bir şekilde neyi nasıl düşünmemiz gerektiğini gösteriyor. Bültenimiz işçilerin yaşamından ve mücadelelerinden besleniyor, bizi dünyanın her köşesindeki mücadelelerden haberdar ediyor ve umutlandırıyor. İşçi Dayanışması ile hiç bilmediğimiz şeyleri öğreniyoruz. Kafamıza yerleştirilmiş kalıpları yıkmamızı sağlıyor. Ufkumuzu genişletiyor. Özellikle Emekçi Gençlik köşesinde beynimizdeki sınırlarla ilgili mesajlar veriliyor. Mesela özgürlük ve mutluluk konuları üzerine… Sahte mutluluklar koyuyor sistem önümüze, ne yapmanı istiyorsa onu dayatıyor sana. Sosyal medya, makyaj, giyim kuşam, popülerlik… Bunlar üzerinden kendi zihniyetini bulaştırıyor üstüne. Bunları sorgulamamız gerektiğini gösteriyor İşçi Dayanışması. Egemenler sinema, şiir, sanat, bilim her alandan saldırıyor. Bültende sanatın da işçilerin mücadelesi için araç olabileceğini görüyoruz. Film, kitap önerileri var, şiirler var içinde. Hepsi de bizim sınıfımızı anlatıyor. Bu çok kıymetli.
İşçi Dayanışması, UİD-DER’li, örgütlü işçilerin elinde bir deniz feneri gibi yol gösterici oluyor. Kapitalist sistemle nasıl mücadele edeceğimizi, nasıl bir insan olmayı seçeceğimizi UİD-DER sayesinde öğreniyoruz. 200. sayısına ulaşan bültenimizi daha çok işçiye ulaştırmak, genç arkadaşlarımızı UİD-DER çatısı altında örgütlemek için bundan sonra da elimizden geleni yapmaya, mücadelemizi büyütmeye çalışacağız. İşçi Dayanışması umudumuzu büyütüyor, biz de örgütlülüğümüzü büyüteceğiz!
İşçi Dayanışması Gücümüze Güç, Umudumuza Umut Katmaya Devam Ediyor!
Ankara’dan bir grup iş güvenliği uzmanı: Bizler yıllardır İşçi Dayanışması okuyan iş güvenliği uzmanı işçileriz. Çalıştığımız işyerlerinde türlü türlü sorunlarla karşılaşıyoruz. Sahada aktif olduğumuz için işçiler çeşitli sorunlarını bizlere açma isteği duyuyor. Çoğunlukla gurbetçi işçilerle karşılaşıyoruz. Bizlere ailelerini anlatıyorlar. Çay saatlerinde bazen çocuklarını ne kadar özlediklerini dile getiriyorlar, bazen de nelerden yoksun kaldığımızı konuşuyoruz. İş cinayetlerinde kaybettiğimiz yakınlarımızı, tanıdıklarımızı konuşuyoruz. Dönüp dolaşıyoruz işçiler olarak değersizleştirildiğimiz konusuna geliyoruz. Bu kadar sorun var ama biz umudu da konuşuyoruz. İşçiler bize “nasıl bu kadar umutlu olabiliyorsunuz” diye soruyor. Yaşadığımız sorunların temel kaynağının kapitalist sistem olduğunu UİD-DER ve İşçi Dayanışması’ndan öğreniyoruz. Çeşitli işyerlerinde olan biteni, işçi sınıfının mücadelesini okuyoruz. İşçi Dayanışması okudukça gerçekleri görüyor, anlıyor ve umudumuzu büyütüyoruz. Zihnimizi diri tutuyoruz. Hem mesleki olarak hem de insani olarak bize çok şey öğretiyor, ufkumuzu açıyor. Örgütsüz iş güvenliği uzmanı arkadaşlarımız, yıllarca sınavları geçebilmek için İş Kanunu’na çalışıyorlar. Ama sınavdan sonra unutup hayatlarına devam ediyorlar. Ama biz unutmuyoruz, gazetemizden öğrendiğimiz işçi mücadelelerini ve haklarımızı da yaptığımız eğitimlerde işçilere anlatıyoruz. İşçiler bir sorunla karşı karşıya kaldıklarında bize ne yapacaklarını soruyorlar. İşçi Dayanışması tam da bu noktada yaşadığımız dünyayı anlamamız ve mücadele etmemiz için bize ışık tutuyor. Cesaretimize cesaret, gücümüze güç, umudumuza umut katıyor!
Avcılar’dan bir kadın işçi: Bundan 16 yıl önce işçi sınıfımızın birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a günler kala merhaba dedik İşçi Dayanışması’na. Bültenimizi uzatarak çağırmıştık işçi arkadaşlarımızı 1 Mayıs meydanına. Daha ilk sayısından belliydi yürüdüğümüz bu yolda ışığımız olacağı. Bültenimizin sayfalarında patronlar sınıfının işçilerin bilincini bulandırıp, yapay ayrımlarla bölmeye çalıştığı, bizim de onların yalanlarına kanmayıp nasıl birleşmemiz gerektiği anlatıldı hep.
Ankara, Adana, İzmir, Mersin, Antalya, Bursa, İstanbul… Türkiye’nin dört bir yanındaki işçilerin, emekçilerin ortak sesi oluyor İşçi Dayanışması. Onlarca kişi aynı anda farklı illerde aynı yazıyı okuyup duygudaşlık kuruyoruz. Aynı satırlarda öfkeleniyor aynı satırlarda umutlanıyor yüreklerimiz. Patronlardan hak almayı, zalime karşı durmayı öğreniyoruz. “Dünya işçi hareketi” köşemizi okuyunca umutla bakıyoruz dünyaya, bu düzen işte böyle mücadelelerle değişecek diyoruz. Grev ve direniş sayfasını okurken heyecanlanıyoruz, yaşadığımız topraklarda da zulme boyun eğmeyenler çoğalıyor diye. Gençlik köşesinden geliyor içimizi coşturan, enerjimize enerji katan yazılar. Ve emekçi kadınların, mücadelede öne çıkanların köşesi… Verilen mücadele ne olursa olsun içinde kadın olmazsa olmaz dediğimiz, grev ve direş alanlarını güzelleştiren, güçlendirenlerin kadınların köşesi. İşte bu köşeden paylaştık ki zordur biz kadınları mücadeleye katmak ama bir katıldık mı geri adım atmayız, inatçıyızdır. Korkusuz ve kararlıyızdır, sonuna kadar gideriz. Ağıt yakmayı da biliriz umut türküleri söylemeyi de. Acımızı öfkeye, öfkemizi mücadeleye dönüştürürüz.
O kadar çok şey öğrendim ki bültenimizden bunları anlatmaya ne kelimeler bulabilirim ne de satırlara sığdırabilirim. Mesela bakmakla görmek arasındaki farkı en net anlamamı sağlayan yazılardan biriydi “Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan” yazısı. Ben ülkeleri yıkılıp yok edilen göçmen işçi kardeşlerime hiçbir zaman düşman olmadım. Sevdim, mümkün olduğunca yardımcı olmaya çalıştım. Aynı işyerinde çalıştıklarım oldu. Komşularım vardı konuşup bağlar kurmaya çalıştığım. Otobüste, minibüste çok kavga etmişimdir Suriyeli insanları dışlıyorlar, yok sayıp azarlıyorlar, oturuyorsa kaldırmak istiyorlar diye. Mahallenin kadınlarına çok kızmışlığım vardır çocukları azarladıkları, birlikte oynamalarına izin vermedikleri için. Çok Suriyeli çocuğun yanağını sıkıp öpmüş, bakkaldan bir şeyler almışımdır. Fakat hiç aklıma gelmemişti “Bu çocukların vatanı neresi? Bir kimlikleri var mı?” diye. İşte bu yazıyı okuduğumda tokat yemiş gibi oldum, utandım. Gerçek çırılçıplak gözümün önündeydi hâlbuki. Mahallemdeki çocuklar her geçen gün büyüyor, aralarına yenileri katılıyordu. Milyonlarca çocuğun sahipsiz, ortada kalması içimi acıttı.
Kardeşler, bu kadar adaletsiz ve acımasız sistemle nasıl baş edeceğimizi İşçi Dayanışması’ndan öğreniyoruz. İyi ki var İşçi Dayanışması. Pek çok işçi arkadaşımız haksızlığı, adaletsizliği gördüğü halde buna karşı bir şey yapamıyor, hayatın kısırdöngüsü içinde debelenip duruyor. Bazılarıysa patronlar sınıfının yalan yayınlarına kanıyor. Bizler örgütlü işçiler olarak, işçi arkadaşlarımızla gazetemizden öğrendiklerimizle bağlar kurup mücadelemize bir arkadaş daha katıyoruz. İşçi Dayanışması bizim düğümlenmeye çalışılan dilimiz, kısılmak istenen sesimiz, sağır edilen kulağımız, elimiz ayağımız, kimliğimiz. Grev direniş alanlarında rehberimiz. Meydanlarda gür sesimiz, çığlığımız. Ne kadar çok okuyup okutursak o kadar çoğalıyoruz. O kadar da gürleşiyor sesimiz. Biz mücadele eden işçiler biliyoruz bu çürümüş, kokuşmuş köhne düzen elbet bir gün yıkılacak. Bültenimizin bu yolda ışığımız olmasına, gücümüze güç katmasına vesile olan tüm dostlara teşekkürler. Yaşasın İşçi Dayanışması!
Son Eklenenler
- Sendikal hakları için 150 günden uzun süredir kararlılıkla mücadele eden Polonez işçileri Dayanışma TV’nin hazırladığı “146+Bir: Polonez” belgeselinin galasında buluştu. 22 Aralıkta Çatalca Belediyesi Nazım Özbay Kültür Merkezinde gerçekleşen,...
- İşçi Dayanışması biz genç işçilerin adeta başucu kaynağı. Her konuda, hayatın her alanında fikirlerimizi besleyen, zihnimizi açan bir eğitim kaynağı niteliğinde.
- Birleşik Metal-İş Sendikası, Çalışma ve Toplum Dergisi değerlendirme toplantılarının yedincisini “Toplu İş Sözleşmesi Yetki Sistemi, Sorunlar ve Çözüm Arayışları” başlığıyla 21 Aralıkta gerçekleştirdi. İstanbul Barosu konferans salonunda düzenlenen...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Selçuk İzmir’in güney tarafında son ilçesidir. Daha Selçuk merkeze vardığımızda, gördüğümüz tarihi kalıntılardan pek çok medeniyete beşiklik ve ev sahipliği ettiğini anlarız. Selçuk merkezden sol tarafa gittiğimizde masmavi...
- İşçi Dayanışması’nın 200. sayısı yayımlandı. Heyecanlıyız, mutluyuz, gururluyuz. UİD-DER’in aylık yayını olan İşçi Dayanışması’nın her sayısında haberin kaynağından yazanına, yazıları kaleme alanından kontrolünü yapana, tasarımından baskısına,...
- Kasım ayı boyunca İstanbul ve İzmir’in ilçe belediyelerinde TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle grevler yaşandı. İstanbul’da Hizmet-İş’in örgütlü olduğu Bayrampaşa ile Genel-İş’in örgütlü olduğu Ataşehir, Kadıköy ve Maltepe...
- Güney Kore’de sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından devlet başkanının azledilmesine yönelik önerge 14 Aralıkta mecliste kabul edildi. Devlet başkanı Yoon Suk Yeol görevinden uzaklaştırıldı. Başkent Seul ve diğer şehirlerde önergenin görüşüldüğü...
- Çalıştığım işyerinde bazı işçi arkadaşlarım aldıkları düşük ücretin sebebinin yaptıkları işten kaynaklandığını, daha iyi maaş alabilecekleri bölümlere, görevlere veya mesleklere gelerek maddi sorunlarının çözüleceğini düşünüyorlar. Bu yolla hem iş...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 19 Aralıkta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde, DİSK’in 2025 yılı için belirlenecek asgari ücrete dair görüş ve önerilerini içeren bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına DİSK...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası kademeli grev kararı almıştı. 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin...
- Son zamanlarda her şey pahalanırken işçi ve emekçilerin hayatının ne kadar ucuzladığını hep birlikte görüyoruz. İzmir’de bir anne 5 çocuğunun üzerine kapıyı kilitleyip işe çıktığında, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında 1 ilâ 5 yaşındaki...
- Filistin’de bir yıldır süren savaşta 43 binden fazla insan katledildi. Sokaklarda çocukların sesleri yankılanırken şimdi bombaların gürültüsü ve sessiz çığlıklar yankılanıyor. Peki, Filistin’de bu kahredici savaşın tek sorumlusu Siyonist İsrail...
- Merhaba arkadaşlar. Geçtiğimiz günlerde gerek kamuda gerekse de özel sektörde çalışan, farklı sendikalara üye doktor, hemşire, tıbbi sekreter, temizlik işçisi, paramedik, ATT gibi sağlık emekçileri olarak bir araya geldik. UİD-DER’de daha önce...