Buradasınız
Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!

9 Mayısta tazminat hakkını istemek için Çalık Holding’in Şişli’deki binasına giden Erol Eğrek, holdingin güvenlik görevlileri tarafından darp edilerek katledildi. 4 çocuk babası Eğrek, Türkmenistan’da bulunan Çalık Holding’e bağlı tekstil fabrikasında çalışmış, ancak kıdem tazminatı, ücreti ve diğer alacakları ödenmeden işten atılmıştı. Holding binasına giderken çektiği videoda 10 yıldır haklarını almak için mücadele ettiğini belirtiyordu Eğrek. Bu süre zarfında yasal yollara başvurmuş, iş mahkemeleri onu haklı bulmuştu. Ancak Çalık Holding yasaları da hiçe sayarak alacaklarını ödememişti.
Eğrek’in öldürülmesinin ardından açıklama yayınlayan Çalık Holding hiç utanmadan hakkını arayan işçiyi suçladı, onu kriminalize etmeye çalıştı ve yalan söylemekle itham etti. İşçinin tüm haklarını alarak işten ayrıldığını iddia etti. 10 yıldır yasaları hiçe sayarak Eğrek’e hakkını vermeyen holding, işçinin elinde silah olmasını gerekçe göstererek adeta katledilmesini meşrulaştırmaya çalıştı. Kameraların gözü önünde, sokak ortasında işlenen bu cinayet ve ardından yapılan pervasız açıklamalar, rejimin desteğini arkasına alan patronlar sınıfının her şeyi yapma hakkını kendinde bulduğunu, hesap vermek gibi bir korkusunun olmadığını gösteriyor.
İktidara yaslanarak hızla büyüyüp zenginleşen, enerjiden inşaata, tekstilden medyaya pek çok sektörde yatırımları olan Çalık Holding, devletten defalarca yüz milyonlarca liralık teşvikler aldı, yıllardır tek kuruş vergi ödemedi. Şirket, geçtiğimiz yıl 9 işçinin milyonlarca ton siyanürlü toprak altında kalarak can verdiği İliç’teki maden faciasının da müsebbiplerinden biri aynı zamanda. Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madenini işleten Anagold Madencilik’in ortağı olan Çalık Holding, buradaki işçi katliamının ardından “sadece finansal yatırımcıyız, operasyonel sorumluluğumuz yok” diyerek sıyrılmaya çalışmıştı. İliç Maden katliamına ilişkin dava süreci halen devam etse de bundan önceki pek çok işçi katliamında patronların adeta ödül gibi cezalar aldığını, cezasızlığın artık bir kural haline geldiğini düşündüğümüzde sürecin nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek zor değil. İşte patronlara işçi haklarını gasp etme, mahkeme kararlarını tanımama ve nihayetinde işçiye şiddet uygulayarak ölümüne yol açacak kadar ileriye gitme rahatlığını veren de budur.
Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel ilke haline getiren rejim, bu cinayetin asıl sorumlusudur. Erol Eğrek, örgütsüz bir işçi olarak hakkını yalnızca yasal yollarla aramaya çalışmıştır. Çaresiz ve çıkışsız hissettiği noktada holding binasına silahla gitmiş, silahı kafasına dayayarak artık dayanma noktasının sınırına geldiğini göstermeye çalışmıştır. Eğrek’in öldürülmesiyle sonuçlanan bu çaresiz girişimi bize bir başka yakıcı gerçeği daha gösteriyor: Örgütsüz işçiler çaresiz ve savunmasız kalıyor. Patronlar karşılarında örgütlü bir güç görmediklerinden her türlü hukuksuzluğu, hak gaspını, saldırıyı yapmakta beis görmüyorlar. Kullanıp atacakları mendil gibi gördükleri işçilerin onlar için hiçbir değeri yok.
Eğrek’in abisi kardeşinin bu kadar rahat öldürülmesine isyan ederek “insan hayatı bu kadar ucuz olmamalı” diyordu. Evet, insan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. İşçiler bu kadar rahat katledilmemeli. Sermaye sınıfı Soma’nın, Amasra’nın, İliç’in, her yıl iş cinayetlerine kurban giden yüzlerce işçinin, 6 Şubat depremlerinin, Kartalkaya’nın ve daha nice katliamın hesabını vermiş olsaydı bugün Erol Eğrek hayatta olurdu. Patronlar işçilerin tazminatlarını ödemedikleri için, sendikalaşan işçileri işten attıkları için, işçileri hukuksuz, kuralsız çalıştırdıkları için gerçekten cezalandırılmış olsalardı bugün Erol Eğrek hayatta olurdu. İşçi sınıfı örgütlü olsaydı, sermaye sınıfından ve onu koruyup kollayan faşist rejimden hesap sorabilseydi Erol Eğrek bugün hayatta olurdu.
Mücadele alanlarında atılan “Örgütlü Olmak Hayat Kurtarır” sloganı ihtiyaç duyduğumuz şeyin ne olduğunu çok net anlatıyor. Patronların cinayetine kurban gitmemek için, Erol Eğrek’in ve bugüne kadar katledilen tüm işçilerin hesabının sorulması için işçi sınıfının örgütlenmekten başka seçeneği yok.
UİD-DER Saflarında Doğru Hedefe
- Göçmenlerin Sağlığa Erişim Hakkı Yok Ediliyor!
- “Halkımız Yoksul Değil, Devletimiz Sosyal”
- Gazze’de Yardım Merkezine Saldırı: Kapitalizmin Geldiği Nokta
- Dünya Mülteciler Günü: Umut Kapitalizme Karşı Mücadelede!
- Genel-İş Sendikacıların Tutuklanmasını Protesto Etti
- Sağlık Emekçileri: “Bitmeyen Eziyet Bitmeyen Rezalet! Hasta Gelmedi Ceza Geldi”
- ABD Büyükelçiliği Önünde Eylem: “Filistin’de Ablukaya ve İşgale Son”
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın yüzde 16’lık sefalet zammı dayatmasına karşı 26 Haziranda Türkiye genelinde yarım gün iş bıraktı. Türkiye Sağlık-İş Sendikasına...
- İspanya’nın güneyinde bulunan sanayi kenti Cadiz’de yaklaşık 30 bin metal işçisi grevde. 18-19 Haziranda 2 günlük grevlerinin ardından talepleri karşılanmayan işçiler 23 Hazirandan bu yana süresiz grevdeler. CCOO ve UGT sendikalarına üye işçiler,...
- Gençlik dönemi, insan hayatının en heyecanlı, en meraklı ve en enerjik zamanlarıdır derler. Bu yönleriyle gençlik bir nehre benzetilebilir; coşkulu, yönünü arayan, bazen de önüne çıkan taşlara çarpa çarpa yolunu bulan… Bazen hızlı, bazen yavaş akar...
- Yozgat Sorgun’da, 71 yaşındaki Selami Şimşek dede, çalıştığı inşaatın 6. katından düşerek yaşamını yitirdi. Akla ilk şu soru geliyor: “71 yaşındaki bir dedenin evinde torununu sevmek yerine, ne işi var inşaatın 6. katında?”
- Umutlarım, hayallerim, sevdalarım Sığmıyor ceketimin cebine Bunca zamandır ket vurulmuş umutlarıma Bunca zamandır kafeste tutulmuş ruhum, nefesim, aklım Sığar mı bu düzene gencim, yaşlım