Buradasınız
Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
Gebze’den bir grup işçi

Omsa Metal işçileri düşük ücretlerle, ağır ve kötü koşullarda çalışmamak için Birleşik Metal-İş Gebze 1 Nolu Şubeye üye oldular. Çoğunluğu sağlayan ve Çalışma Bakanlığından yetki alan sendika, işyeri yönetimini toplu iş sözleşmesi görüşmelerine çağırdı. İşçilerin birliğini kıramayan, sendikaya üyeliklerini engelleyemeyen Omsa Metal yönetimi, sözleşmede hiç utanmadan “sıfır zam” dayatmasında bulundu. İşçilerin hak arayışına engeller çıkaran yönetim, son olarak 57 işçi kardeşimizi sudan bahanelerle işten atarak işçi düşmanı tavrını bir kez daha gösterdi. Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
Omsa Metal işçileri, sendikalaşma öncesinde yaşadıkları durumu şöyle özetliyorlar: “Bölgede belki de en düşük ücret alan biziz. Yıllarca sessiz sedasız çalıştık. Her türlü fedakârlığı yaptık. Örneğin yıllık iznimiz 5 gündü. Başka zamanlar izin istesek işlerin yoğunluğu gerekçe gösterilerek izin verilmezdi. Cenazemiz olduğunda dahi izin verilmezdi. Fabrikanın inşaatında çalışmış bir işçi arkadaşımız fabrikanın her türlü boya işini yaparken hastalandı. Bu durumda dahi çalışması istendi. Canla başla çalışan bir işçinin ücretinin azıcık arttırılmasını istediğimizde “sizi ilgilendirmez” diye cevap alırdık. İşinde çok başarılı bir ustamız bir gün yemek masasında pilava şehriye koymayı unutmuşlar diye espri yaptığında derhal işten atıldı. Makinede çalışan işçi sayısı yıldan yıla düşürüldü, çalışma yükümüz arttırıldı. Bizden hep az işçiyle çok iş istendi. Ücret zamlarına tek başımıza itiraz edemiyorduk. Biz bu ve benzeri durumlarla artık baş edemediğimiz için sendikaya üye olduk. Öğrendik ki işçilerin gücü birliğinden geliyormuş. 45 gündür direnişteyiz. Ziyaretçilerimiz oluyor, sohbet ediyoruz. Bugüne kadar görmediğimiz, bilmediğimiz işçi mücadelelerini öğrenmeye çalışıyoruz. Çadırımızda hakkımızı arıyoruz.”
Biz de sohbetimizde direnişin hepimizin direnişi olduğunu belirttik. Sendikalaşmanın önemini çalıştığımız fabrikalardan örnekler vererek anlattık. Kâğıt üstünde tanınan bu hakkın ancak örgütlenerek, direnerek ve mücadele ederek kazanılacağını belirttik. Orman yangınlarında, depremde, sellerde, iş kazalarında maliyetler gerekçe gösterilerek işçilerin canının hiçe sayıldığından; kamu işçilerine ve emekçilerine düşük zam dayatılarak sefalete mahkûm edilmeye çalışıldığından bahsettik. Sermaye sınıfının düzeninin haksızlık üzerine kurulu olduğunu, bunu değiştirmek için birlikte mücadele etmek gerektiğini belirttik.
Sohbetimizin ardından hep birlikte direniş türküleri söyledik, halaylar çektik ve sloganlarla kararlılığımızı gösterdik. Omsa işçisi yalnız değildir! Yaşasın Sınıf Dayanışması!
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
- BİRTEK-SEN Tekstil Raporunu Yayımladı
- Doğanın Değil Doların Yeşilini Sevenlerin Yasası
Son Eklenenler
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...