Buradasınız
Dut Sevmek Dışında Yok Bir Ortak Yanımız!
Ankara’dan emekli bir işçi
27 Haziran akşam ajansında CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ayaş Dut Festivalinde yaptığı konuşma gözlerimi yaşarttı. Hele müzik! “Hem dürüst, hem temiz, geliyor Kılıçdaroğlu!” Dutu da pek severim. Belki gözümün yaşarması bundandır. Ama çok güzel konuştu! Ve anladım ki başımıza mutlaka gelmeli!
Evet, kesinlikle Gandhi Kemal başbakan olmalı! Karşı çıkanlar olabilir de. Ama bu çaba beyhude! Emekten yana politikalara, emeklinin nefes almasına yol açacak politikalara kim karşı çıkabilir? Lakin Gandi Kemal’in sanayicinin de yanındayız derken ne demek istediğini pek anlayamadım. Yani hem işten atılıp direnişe geçen işçilerin yanında olacak hem de onları kapı önüne koyan patronların. Hem madenlerde üç kuruşa güvencesiz ve güvenliksiz çalışan işçinin yanında olacak hem de onların katilleri patronların. Hem ben daha fazla kâr etmek, işçileri iliklerine kadar sömürmek istiyorum diyen TÜSİAD patronlarının (pardon sanayicilerin) yanında olacak hem de işçilerin. Hem asgari ücreti yükseltmeyin diyen, esnek üretim diye tutturan, iş güvencesiz, sosyal güvencesiz, sosyal haksız, açlık sınırında çalıştıracağım diyen sanayicinin yanında olacak hem de bunların öldüresiye sömürdüklerinin.
Bu nasıl olacak, kafam karıştı doğrusu. Ve anladım ki Gandhi Kemal aynı Erdoğan gibi konuşuyor. Ne diyor Erdoğan? Çalışanın yanındayız diyor, emeklinin yanındayız diyor. Peki, biz hâlâ niye yoksulluk sınırında yaşıyoruz? Niye ay başını getiremiyoruz? Niye işsiz kalıyoruz?
Böyle “bölücü” düşünceler nereden aklıma geliyor benim? Beni birileri “yurtdışından” yönlendiriyor zağar! Asgari ücretle geçinemiyorum desem dış mihrakların ülkemizi bölme emellerine hizmet eder miyim ki?
Gandhi Kemal acaba beni yurtdışı iş gezilerine giderken yanına alır mı? Onlarca sanayiciyi yanına alırken, oradaki işçi kardeşlerimle görüşürüz sorunlarımızı. Almaz mı?
Peki, cumhurbaşkanı ünlü sanayicilerimizi kabul ederken Tekel direnişçilerini niye çağırmaz? Aklıma kötü düşünceler geliyor, yoksa bunların hepsi patronların emrinde mi? Çıkarları ortak bunların ama farklı konuşuyorlar. Biz işçilerinse sanayicilerle dut sevmek dışında yok bir ortak yanımız!
Sincan’da Yaşamın İki Yüzü
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
Son Eklenenler
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...