Buradasınız
O Bir İşçi Önderiydi
Esenyurt’tan bir işçi
Kemal Türkler ismini çocuk yaşta duymuş bir işçiyim. Gaziosmanpaşa’da çoğunluğu fabrikalarda çalışan işçi mahallelerinde büyüdüm. O zamanlar işçilerin birbirleriyle olan ilişkileri çok farklıydı. İşçi aileleri birbirleriyle sürekli görüşür birbirlerini evlerine çay, kahve içmeye, yemeğe davet ederlerdi. Babamların sohbeti fabrikalardaki sorunlar, çektikleri ekonomik sıkıntılar üzerine açılır, uzun uzun konuşup tartışırlardı. Bu sohbetlerde Kemal Türkler ismi “Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın, rahmetli” diyerek saygıyla anılırdı. Aradan yıllar geçti ben de bir işçi oldum. Çocuk yaşta dinlediğim sorunlar artık benim hayatımın önemli bir parçası olmuştu. Kendi kendime “o zaman çocuğum da, dedesi gibi babası gibi bu sömürü düzeninde bir işçi olacak” diye düşündüm. Bunu kabullenemiyor ve öfkeleniyordum. Sonra benim gibi derdi olan ve bunun için mücadele eden arkadaşlarla tanıştım. Sınıf mücadelesi, sınıf bilinci, sınıfımın tarihi ile ilgili onlarca şey öğrendim. Bunları öğrenirken çocukluğumda duyduğum Kemal Türkler ismi yine karşıma çıktı. Türkiye’de sınıf mücadelesinin yükseldiği 60’lı 80’li yılların mücadeleci işçi önderi, DİSK sendikasının kurucusuydu. Kavel direnişi, 15-16 Haziran Direnişi, 1977 Taksim 1 Mayıs’ı, onlarca grev ve direniş… Tüm bunlarda Kemal Türkler’in adı var, katkısı var, öncülüğü var. İşçi sınıfının daha iyi bir dünyada yaşaması için bedeller ödemiş bir işçi lideridir.
Türkiye işçi sınıfının örgütlü mücadelesinden korkan burjuva devlet 12 Eylül Askeri darbesinin zeminini oluştururken işçilerin önderi Kemal Türkler’i katletti. Sınıf bilinçli işçiler olarak onu saygıyla anıyoruz. Türkler bütün işçilerin gönlünü kazanmıştı. Bugün 67 yaşına gelmiş babam bile konu sendikalara, grevlere ve işçi sınıfının mücadelesine geldiğinde Kemal Türkler’i anlatmaya başlıyor. “O başkaydı oğlum, sen şimdiki sendikacıların sendikaları zapt etmiş, koltuğu kaptırmama telaşına düşmüş olduğuna bakma, onun tırnağı olamazlar! O gerçek bir işçi önderiydi, ben onu bilir onu söylerim” diyen babam sendikaların işçi sınıfının mücadelesi için önemini anlatırken, şunu da ekliyor: “Eğer buralarda mücadeleci işçiler olursa anlamlı bir hale gelir, sınıf hareketinin yine yükselişe geçmek için başka yolu olmadığını unutmamak lazım.”
60’lı ve 70’li yıllar Türkiye işçi sınıfının mücadelesinde önemli bir yer tutuyor. Bugün bizlerin yoluna ışık tutan mücadele örnekleri, çıkardığımız dersler var. Biz mücadeleci işçiler ne Kemal Türkler’i unutacağız ne de onu katledenleri… Gün gelecek işçi sınıfı bütün katliamların hesabını soracak.
“Beni Bağlamaz”
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
- Bu Akşam Yemekte Tağşişli Gıda Var!
- “Bir Yemeklik Bamya”
- Kim Viral Olmalı?
- Sınıfına Ters Düşme!
- Asıl Hırsız Kim?
- Ruhumuzu Esir Alan Korkuyu Çıkarıp Atalım
- Konserve Yapmak Çözüm mü?
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...