Buradasınız
Onlar Sadece Kar Yağdığında Hatırlanıyorlar
Sefaköy’den bir işçi
Son yılların en soğuk kışını yaşıyoruz. Dondurucu soğuklar, kar yağışı, yaşamı çekilmez hale getirdi. Sokakları dolduran çocukların karda oynadığı oyunlar dışında kış, biz işçiler açısından hiç de eğlenceli değildir.
Birçoğumuz işin niteliğinden dolayı, ya dışarıda soğuk havada ya da yeteri kadar ısıtılmayan ortamlarda çalışmaktayız. İşe gidip gelmeler de aynı derecede eziyet oluyor. İşyeri servislerinin olmayışı, bizleri kalabalık otobüs duraklarında soğukta beklemeye mecbur bırakıyor. Kimimiz ay sonunu çıkarmak için, “yakın mesafe” diyerek yürümek zorunda kalıyoruz yolları. Mesai bitiminde döndüğümüz evlerimiz de farklı sayılmaz. Faturayı düşündüğümüzden, ısıtamayız evimizi. Aksi durumda o ayki bütçemizde koca bir delik açılıverir. Dondurucu soğukların, patronların hayatlarını etkilemeyeceği malum! Kar yağışı bir başka eğlencedir onlara. Kayak yapabilecekleri en iyi tatil merkezini aramaya koyulurlar hemen!
Bir de sokakları mesken tutmuş evsizler var ki, bir tek dondurucu havalarda aklına gelirler devletin. Yıl boyunca ne yediğini, içtiğini, giydiğini, nerede yaşadığını umursamayan devlet, dondurucu soğuklarda ölür de başına iş açar hesabıyla, spor tesislerinde “misafir” ediyor evsizleri. Evsizlere yönelik özel bir program, bütçe ayırma, tahsis edilmiş herhangi bir bina olmadığı için geçici şekilde kış aylarında kullanılmayan spor tesisleri seçiliyor. Üstelik bütün evsizlere yönelik planlı bir çalışma olmuyor. Devletin sokakta yaşayan tüm insanları bulup korumak için özel bir çaba harcamadığı da ortada.
Bu yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Sarıyer’deki Metin Oktay Kapalı Spor Salonu’nda 244 kişiyi “misafir” etti. Açık ki sokakta yaşayan insanlar bu sayıyla sınırlı değil! Sokaklarda çok daha fazla insanın yaşadığı herkesçe biliniyor. Yine, devletin geçici olarak yaptığı bu “iyiliği,” zaten yapması gerekmiyormuş da “babacanlığından” yapıyormuş gibi sunuyorlar. Medya da rolünü iyi oynayarak “devlet evsizlere sahip çıkıyor” yalanlarını savuruyor. Kimi zaman parklarda, bahçelerde, bankamatiklerde, kaldırımlarda ve köprü altlarında, kimi zaman kullanılmayan binalarda karşılaştığımız bu insanlar, çoğu zaman karton kutuları ya da sokağa atılmış süngerleri kendilerine yatak yaparlar. Kapalı mekân bulamadıklarında naylon torbalara sarınarak ya da çadır yaparak rüzgârdan ve yağmurdan korunmaya çalışırlar.
Sokakta yaşayan insanların sayısı, içinde yaşadığımız sistemin çürümüşlüğünden dolayı giderek artıyor. Kimi ailevi, kimi ekonomik, kimi ruhsal nedenler yüzünden sokakta yaşamak zorunda kalıyor.
Sömürü sisteminin insana dayattığı bireycilik olgusu, insanların birbiri üzerine basarak yükselme anlayışını yerleştiriyor. Tüm bu çekişmeler yumağında, “başarısız” olanlar “dünyanın sonu” diyerek ya intiharlara sürükleniyor ya ruhsal sağlığını yitiriyor. Toplumdan ayrışıyor, dünyayı umursamaz hale gelerek sokaklara düşüyor. Ekonomik zorluklar nedeniyle, her geçen gün yeni kişiler ekleniyor evsizlere. Gitgide çoğalan evsiz insanların sayısı azımsanmayacak kadar çok. Toplumda dayanışmanın, sahiplenmenin, örgütlülüğün olmaması, insanların kendi sorunlarına bile yabancılaşmasını getiriyor. Dünyamızda birlikteliğin, dayanışmanın olduğu, insani bir düzen yaratabilmenin olanakları kendi ellerimizde! İşçi sınıfının örgütlü gücü ile harekete geçmesi, herkes için olduğu kadar, evsizler için de hayati önem taşıyor.
Norveç Kralının Parası Çıkışmamış!
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
Son Eklenenler
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...